champagne problems

60 5 21
                                    

Salonda eşyalara çarpmadan ileri geri yürüyordu Tony

Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.

Salonda eşyalara çarpmadan ileri geri yürüyordu Tony. Sinirden tek bir saniye dahi gözünü kırpmamıştı. Yükseldiği an bedenini kasıyor, elleri havayı dövüyordu. Freddie sahibini ilk defa böyle gördüğünden yatağında donup kalmıştı. Yanına yaklaşmıyordu.

"Beni oraya getirme Stephen!" Elini göğsüne attı. "Ne yapmaya çalıştığını sanıyorsun? O şirketin en büyük hissedarı benim! Benim iznim olmadan kimseye oranın kapı kolunu bile satamazsın!" Kalbi göğüs kafesini kırmak istercesine atıyordu. "Hiçbir şey yapamazsın!" Sandalyenin başından tutup kendine destek sağladı. Sesi titremeye başlamıştı. "Stephen!" O konuşmaya devam ederken telefonu yavaşça kulağından indirip mutfak barına bıraktı. Nefes alıyordu almasına fakat beyni nefesi geri veremediği sinyallerini gönderdiğinden boğuluyor gibiydi.

Sandalyeye oturduğu sırada Freddie hızla yerinden kalkıp mutfağa koştu. Zıplayarak buzdolabını açmaya çalıştı. Ön patileri büyük bir çaba içerisindeydi. Bir kaç denemeden sonra başardığında alt raflardan suyu ağzıyla kaptığı gibi Tony'nin ayak uçlarına geldi. Sakin kalmaya çalışarak eliyle uzandı şişeye Tony. Titreyen elleri ile kapağını açıp uzun bir yudum aldı. Ardından başını mutfak barına koyup hayatta olduğunu, nefes alabildiğini, her şeyin normal olduğunu anlatmaya başladı.

-

Üst raflarda Victor Hugo'dan 'Bir İdam Mahkumunun Son Günü' kitabına uzanıyordu Steve. Eline aldıktan sonra arkasına dönüp, "Buyur Carol." Dedi.

Sarı saçlı alımlı kadın sayfaları karıştırırken ortamın getirdiği kuraldan dolayı fısıldadı. "Başka ne önerebilirsin?"

Düşünür gibi yaptı Steve. "Altıncı Koğuş, İki Şehrin Hikayesi ve Kendine Ait Bir Oda'yı önerebilirim. Ama dikkat et Virginia Woolf oldukça ağır bir anlatıma sahiptir."

"Evet biliyorum. Öncesinde Deniz Feneri'ni okumuştum."

Başıyla onayladı. "O kitabı lise yıllarımda okumuştum. Gerçekten muhteşemdir. Sanırım karakterimdeki dönüm noktası olmuştu. O ağır erkek tavırlarından kurtulmamı sağlamıştı, kendimi tanımıştım. Nelerden, kimlerden hoşlandığımı çözmeye başlamıştım."

"Evet, kesinlikle. Benim içinde çok güzel bir keşif olmuştu." Dudaklarını gerip elini uzattı. "Memnun oldum. Sanırım ilk defa kitap hazinesi benden daha geniş olan biriyle tanışıyorum."

Dudaklarını birbirine bastırdı, elini uzattı. "Ah bir de erkek arkadaşımla tanışmalısın... adeta bir zihin sarayına sahip. Okuduğu tek bir bilgiyi dahi unuttuğunu görmedim."

"Çok isterim."

Elini geri çektiği sırada devam etti Steve. "Akşam yemeğine gelmek ister misin?"

"Çok nazik bir teklif kaçırmak istemem."

Cebindeki kalemi çıkarıp kitabın ilk sayfasını açtı. Telefon numarasını yazdı. "Beni ararsan sana yolu tarif edebilirim."

Naabot mo na ang dulo ng mga na-publish na parte.

⏰ Huling update: Sep 26, 2023 ⏰

Idagdag ang kuwentong ito sa iyong Library para ma-notify tungkol sa mga bagong parte!

downtown || stonyTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon