25. Bölüm

217 37 33
                                    

25. BÖLÜM

Hayalet okuyucu olmayın lütfen 🦭

Melisa'nın bakış açısından

Yerimde duramıyordum. Endişe ve sinirden bir an olsun yerimde duramıyordum.

Elimizden gelen en hızlı şekilde okula dönmüştük. Arda, Evrim hocaya haber vermeye gitmişti. Biz de yardım için Doruk abiye gelmiştik.

Doruk abiye olanları anlattıktan sonra beraber istihbarat binasındaki çalışma odasına gittik. Bizden 1-2 dakika sonra da içeriye Arda ve Evrim Hoca girdi.

Gerçekten zaman kaybetmek istemiyordum. Her bir saniye boşa harcanıyor gibi hissediyordum.

Doruk abi, başıyla Evrim hocayı selamladı ve bilgisayarı başındaki yerine geçti.

Öne kaymış olan gözlüğünü düzeltti ve bana döndü. Sokak tabelasının fotoğrafını çekmiştim. Onu gösterdim.

Bir yerlere girdi ve fotoğrafa bakarak bazı numaralar yazdı. Önüne bir harita açıldı. Yeşil renkli bir sokak vardı.

"Çevrede kamera var mı diye bir bakacağım." Dedi.

Bazı tuşlara bastı ve yüklenmesini bekledik. "Yakın çevrede 6 tane kamera var. Doğrudan sokağı gören bir tane daha var." Dedi.

Bunu duyunca çok sevinmiştim. Hevesle eğildim. "Tamam, girebilir misin oraya?" Dedim umutla.

Gözlerini kıstı. "Kamera Grynn şirketine ait. Özel yapım, biraz zor olabilir. İzne ihtiyacımız var." Dedi.

Evrim hoca, hiç tereddüt etmeden "İzin çıkartırız." Dedi.

Beste'nin ayağa kalkması ile dikkatim o tarafa kaydı. "Ben bir annemi arayacağım." Dedi.

"Teşekkürler." Dedim ve ona bakıp gülümsedim.

Odadan çıktı. Yapacak pek bir şeyimiz yoktu. Oturup Beste'nin dönmesini bekledik.

3-4 dakika sonra kapı kırılırcasına açıldı. Birden böyle şiddetli bir girişi beklemediğim için irkilip kapıya döndüm.

"Abi?" Dedim şaşkınlıkla.

"Gel Onur." Dedi Evrim Hoca.

Evrim hocaya baktım. O mu çağırmıştı? "Annen ve babana ulaşamıyorum. Görevdeler, ulaşamadık." Dedi.

Abim, masanın başına geldi. "Neler oluyor?" Dedi.

"Daha bilmiyoruz. Kamera bulduk, Beste izin çıkartmak için annesini aradı." Dedim.

Abim, Sessizce başıyla onayladı ve yanıma gelip elini omzuma koydu. Bu hareketi nedense üzerimdeki gerginliği biraz almıştı. Abimin yanımda olması iyi hissettiriyordu.

Biz konuşurken Beste içeriye girdi. Doruk abiye bir kâğıt uzattı. Kâğıtta bir numara yazıyordu. "Bu numarayı arayacakmışsın Doruk abi." Dedi.

Doruk abi kâğıdı masaya koydu ve telefonundan numarayı çevirdi. Telefon açılınca konuşmaya başladı. "Evet, ben Doruk Akpınar." Dedi telefona.

"Evet efendim, Gökçe Atakan aracımız." Dedi.

Biraz durup dinledi ve kâğıda bakıp "638294 numaralı kameranız için." Dedi.

"Evet, o cihaz bana ait." Dedi. Başıyla onaylayıp kağıda bir şeyler yazdı ve teşekkür edip telefonu kapattı.

Hayatımın en uzun 5 dakikasıydı. Bitmek bilmemişti.

Atlanta'nın KalbiМесто, где живут истории. Откройте их для себя