35

4.6K 285 142
                                    

"Hiğğğğğ sapık!" Diyerek omuzuna vurdu Taha'nın. Taha yüzünü buruşturdu. "Ayıp ayıp! İnsan kocasına sapık der mi?" Meryem sinirle çattı kaşlarını. Ellerini beline koymayı da ihmal etmemişti. "Koca? Pardon? Nedir koca? Kimdir o beyefendi?" Taha şaşkınlıkla ağzını açtı. Az önce güldüğünden dolayı eğdiği bedenini doğrulttu. "Kim miymiş? Midir mi miymiş neymiş? Ney?!" Dili dönmedi söylemeye. Ne diyordu şimdi? İstemiyor muydu evlenmek? Bu düşünceyle bir an afalladı.

"Yani şimdi düşünüyorum. Bir insanın kocası olması için evlenmesi lazım değil mi?" Onaylayarak başını salladı Taha. "Şimdi nasıl evlenir iki insan?" Taha anlamadı. "Karar veriyorlar. İşte gidiyorsun nikah dairesine. İmza mimza, yüzük, bir şeyler. Öyle yani." Meryem anlaması için süre verdi Taha'ya. Taha hala anlamadı. Boşuna odun demiyordu bu herife!

"Bir de düğün felan var." Diye ekledi Taha, "Belki doğru cevap budur" diyerekten. "Evet?..." Meryem beklemeye devam etti. Hayır! Söylemeyecekti! Bu odun kendi anlayacaktı! "Evet?" Diye Meryem'i tekrar etti Taha. Meryem vücudunun gerildiğini hissetti. Şaka mı yapıyordu? Ciddiyse daha komikti! Cimciklemek için parmaklarını hazırladı.

"Haaaa!" Diyerek çıkıştı Taha. "Evlilik teklifi mi etmeliyim?" 'Sonunda' der gibi ellerini salladı Meryem. "E bi zahmet yani! Bırak evlilik teklifini, daha çıkma teklifi bile etmedin bana!" Taha açılan ağzına engel olamadı. Bir yandan da kısa kısa gülüyordu. "Çıkma teklifi ne ya?!" Meryem o aşamayı çoktan geçtiklerinin farkındaydı. Liseli de değillerdi ki...

"Tamam, onu geçelim. İsteme?! Söz?! Nişan?!Düğün?" Sinirle ellerini göğsünde kavuşturdu. "Hiç biri olmadı! Hiç! Biri!" Meryem haklıydı. Bunu Taha da düşünmüştü ama direkt evlilik diye düşünmüştü. Zaten millete nişanlıyız dememişler miydi? "E ama biz nişanlıydık hani?" Meryem duyduğu cümle ile köpürdü. "Yüzüğün nerede Taha?! Hani çikolatan?! Hani bilmemnelerin?!" Kaşlarını çattı. "E ama millete öyle söyledik!" Meryem içinden sakin olması için kendine teselli veriyordu. "Millete öyle söyleyince öyle mi oluyoruz Taha?! Öyle söyledik çünkü zorunda kaldık! Manyağın biri peşime takılmıştı da ondan!" Taha hatırladığı anıyla dişlerini sıktı. "P*şt herif!"

Bu konuyu biraz düşündü. "Güzelim baban beni kabul etsin diye bekliyorduk. Yoksa ben çoktan istemeye gelmiştim seni. Kendimi sevdirecek zamanım bile olmadı ki. Ya operasyondaydık, ya şehitlikte ya da ne bileyim..." Meryem içten içe hak verdi Taha'ya. "Ayrıca kaçıyor muyum sanki? Bir ara evleniriz!" Taha çok tehlikeli bir cümle kurduğunu biliyordu. Bu cümleyi sinirlensin diye söylemişti. Aklında çok başka planlar vardı.

"Bir ara mı?!" Bir tane kafasına vurdu Taha'nın. "Beni bulursan, evlenirsin! Uyh! Bir ara diyi ya!" Bir kere daha vuracaktı ki Taha kollarından yakalayıp kendine çekti. Hiç beklemedi. Beklemek istemiyordu. Öpüverdi dudaklarından. Az önceki heyecanı tam geçmemiş, üzerine bir de Meryem'in sinirli halini görmüştü.

Ne kadar da güzeldi sinirliyken...

Çatılmış kaşları, durmadan hareket eden dudakları, çenesinin gerilişi, boynundaki damarın kabarması, sinirliyken istemsizce dudaklarını ıslatması...

Gözlerini kapattı. "Sen iste en güzel düğünü yaparım Meryem'in. Sen ne istersen yaparım. Yeter ki sen iste..." Boynuna bir öpücük kondurdu. Anın büyüsüne kapıldı gitti...

"T-Taha dur..."

Ha? Taha uykudan uyanırcasına açtı gözlerini. Ne? Nasıl bu duruma gelmişlerdi? Taha Meryem'in üzerine çıkmış, bedenini Meryem'in bedenine bastırıyordu. Hemde o haldeyken! Bir eli saçlarının arasında diğer eli sütyeninin kilidindeydi. Bir an kendine gelemedi. Panikle kalktı üzerinden. Şaşkınlıkla yutkundu. Eliyle saçlarını dağıttı. Meryem'i korkutmuş olabileceği düşüncesiyle alev aldı içi. Hızlıca bakışlarını kaldırdı. Meryem hafif gülümser bir tavırla yere bakıyordu.

ER BAHTI ~yarı texting~ (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin