40

3.8K 237 342
                                    

Canım Okurlarım

Batı Karadeniz'de gerçekleşen sel felaketi yüzünden birçok şehir ağır hasarlar aldı.

Ayrıca selden dolayı heyelan meydana gelerek İstanbul'a ulaşan tüneller, yollar kaymış ve çökmüş durumda.

Canım memleketim ve kardeşlerim bir çok zorlukla başa çıkıyorlar.

Ben şu an İstanbul'dayım. Hamd olsun biz denk gelmedik ama evler, dükkanlar hasar gördü.

Dualarınızı eksik etmeyin lütfen. Uzaktan da olsa dua kardeşi olalım.

Rabbim bu felakete maruz kalmış olan tüm kardeşlerimize yardım etsin. Vefat edenlere Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum. Allah hepimizin yardımcısı olsun.

Eğer bu kitaba bu bölgelerden ulaşıyorsanız, lütfen üzülmeyin. Her karanlığın bir aydınlığı vardır. Umarım bu bölüm sizi ufakta olsa güldürebilir. 15-20 dakikalığına da olsa eğlenirseniz ne mutlu bana!

Hepinizi canı gönülden seviyorum, öpüyorum.

🤍♥️

__________________________

Taha biraz daha gazlayarak yan şeritte onların önünlerine geçti. "Taha ne yapıyorsun?! Bize çarpacaklar!" Meryem korkuyla Taha'ya bakıyordu. "Güzelim sakin ol! Halledeceğim!" Taha yavaş yavaş onların şeridine doğru geçmeye başladı.

"Neden hala durdurmuyorlar arabayı?!"

Meryem panikle elini torpido gözüne vurdu. "Komutanım emin misiniz?" Taha gözünü yoldan ayırmadan başını salladı. "Eminim Kutay."

Meryem panikle Taha'ya baktı. Ne geçiyordu bu delinin aklından?! Böyle giderse iki araba da bariyerlere toslayacaktı.

"Taha korkutuyorsun beni!"

Taha biraz daha gazlayarak Ramis Bey'le aynı şeride girip önlerine geçti. "Komutanım!" Diye bağırdı Ahmet. Taha aralarına mesafe koyarak ilerledi. Yanlardaki araçların yaklaşmaması için de sol eliyle camdan işaret ediyordu. Şerit boşaldığı anda son kez gaza bastı. Frene basıp arabayı yanlayarak kaydırdı.

Tek hamleyle el frenini çekip arabayı yolun ortasında durdurdu!

Meryem korkuyla başını kolları arasına aldı. "Bize çarpacaklar!" Taha panikle bağıran Meryem'i kolları arasına aldı.

Yapmıştı bir delilik...

Herkes yüzünü buruşturarak kendilerine doğru gelen arabaya baktı. Meryem hariç...

"Nolur..." dedi Taha. "Nolur Allah'ım sen yüzümü kara çıkarma..."

Tiz bir fren sesi yankılandı kulaklarında. O saniyeye kadar gözlerini bir kez olsun kırpmamıştı.

O an yumdu gözünü.

Yumdu çünkü arkasını Allah'a bırakmış, sırtını O'na olan güvenine yaslamıştı. Hep böyle yapardı. Ne zaman iki şık arasında kalsa sırtını yine O'na yaslardı. Ne operasyonlarda, ne alın terleri dökmüştü. Bir kez olsun yanılmamıştı. Bir kez olsun yüzüstü bırakılmamıştı. Şimdi de güvendi. Şimdi de Allah'ın onu yalnız bırakmayacağına emindi.

"..."

Tüm sesler kesilmiş, korna seslerinin yol açtığı kulak çınlamaları neredeyse sona ermişti. Etraf oldukça durgunlaşmış, sanki her şey susmaya yemin etmişti. Tek bir şey bozdu bu sessizliği. O da Ramis Bey tarafından bir hışımla açılan araç kapısının çarpma sesiydi. Herkes gözlerini açarak yanlarındaki arabaya baktı. Az önce aralarında metreler olan araç, şimdi milimetrelerle yanlarında duruyordu.

ER BAHTI ~yarı texting~ (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now