7.Bölüm

118 15 38
                                    

Sevgilim:
Nasıl iyileştin,
nasıl düzeldin

Regulus'un yüzünü bir gülümseme kapaldı. Mutluydu ilk kez James ile konuşurken yüzü gülüyordu. İyileşecekti ona gelmişti.

Siz:
Önce bir zihin şifacısına gittim
büyü yapmadı
iksir vermedi
konuştu
anlamaya çalıştı
ne olduğunu anlayınca iksir verdi
görüyorsun ya benimki anoreksiya ve panik ataktan fazlasıydı
bipolar bozukluğu
korkunçtu sevgilim
ama iyileştim
iyi oldum
sende iyi olacaksın
senin seni seven ailen ve arkadaşların vardı
benim kimsem yoktu
ona rağmen iyi oldum

Regulus titreyen elleriyle yanıt bekledi. James aynı sorunları olduğunu, onunla konuşabileceğini anlamış mıydı?

Sevgilim:
Teşekkürler
ayrıca ben senin sevgilin falan değilim
bilinmeyen rahatsızlıklarında olsa gerek çünkü hayal kuruyorsun
kimsenin olmadığına da inanmıyorum
ajitasyon yapıyorsun
yemem
ah yiyemiyorum zaten

Regulus gözlerinin dolmasına izin vermedi. Düşmedi. Ona teşekür etmişti! Grileri parlıyor bile denebilirdi.

"Eunectes*"

Slytherin yatakhanelerine ilerledi sakince. Ortak salonda neredeyse kimse yoktu. Orada oturup bir şeyler mırıldanan Bellatrix'e baş selamı verip devam ediyordu.

"Reg! Reg bekle."

Kuzeninin sesiyle durdu ve duygusuz bakışlarını ona çevirdi.

"Evet?"

Bellatrix hızla yanına gelmişti. Elini Regulus'un omzuna attı. Regulus biraz kısa olduğu için rahaça yapmıştı.

"Ölüm yiyenleri duymuş muydun?"

🧞‍♂️

"

Onlara söyleyecek miyiz?"

Peter uyumuştu, James zaten revirdeydi. Onları duyacak, görecek birisi yoktu. Sirius ve Remus aynı yatakta yatıyorlardı. Sirius kendini Remus'un göğüsüne yaslamış eliyle göğsünde daireler çiziyordu.

"Bilemiyorum Remus. Söylemeli miyiz?"

Remus derin bir nefes verdi. Arkadaşına aşık olmak zordu.

Sirius kendini hafif çevirerek yüzüstü yattı ve Remus'un yüzünü elleri arasına aldı. Çok tatlı görünüyordu, görünüyorlardı.

"Hey Aylak, endişelenmen gereken bir şey yok. Her şey yeni, biraz ilerleyene kadar saklar sonra bir daha değerlendirme yaparız."

Remus ona gülümsedi ve hafifçe öpüp geri çekildi.

"Teşekkür ederim Pati."

"Bu teşekür öpücüğü müydü? Tatmin olmadım bir daha."

Remus hafifçe kafasına vurunca yalandan inleyip kendini yana bıraktı Sirius.

"Drama Queenlik yapma!"

Yatakhaneyi kahkaladı dolduruyordu oysa revirde durum bambaşkaydı.

St. Mungo'ya gitmemişti James. Bir zihin şifacısı ziyarete gelmiş onunla konuşmuştu.

Ailesi panik atakları da öğrenmişti. Her ne kadar kapıdan son anda çıksa da James annesinin gözlerinin ne kadar dolu olduğunu görmüştü, babası hemen peşinden koşmuştu. James odaklanırsa onları duyabiliyordu ancak duymak istemiyordu.

"Ah, Hagrid. Her tarafı çamur yapıyorsun."

Madam Pomfrey'in sesiyle gözlerini açıp kapıya döndü. Elinde bir sepetle Hagrid kapıdaydı.

"Süpürgenden mi düştün Potter? Hah bende çok iyi bir kovalayıcısın sanardım."

Pomfrey'in endişeli gözlerle ona baktığını hissetti ama geri dönmedi. Hagrid'e koskocaman gülümsedi.

"Hey, ben en iyisim bir kere! Kesin bir sabotaj var."

Hagrid yanına gelip oturmuştu bile.

"Antrenmanda? Sanmıyorum."

"Sana kurabiye getirdim, neşeni yerine getirir."

James ona içten bir gülümseme sundu. Ama Madam Pomfrey ayaklanmıştı.

"Bunu yapmak zorunda değilsin Hagrid."

Hagrid'in kafası karışmıştı, neden zorunde değildi? Çapulcular her hastahane kanadına düştüğünde getirirdi kurabiye.

James gülümsedi. Bunu yemeliydi.

"Sorun yok Poppy. Biliyorum bana aşıksın, sadece senin yemeklerini yememi istiyorsun ama bunu da yiyebilirim. Hagrid o kadar uğraşmış."

Zihin şifacısı ve Pomfrey bir yemek yeme planı yapmıştı. Yemeklerini hastahane kanadında, özel pişmis tatsız yemekler ve iksirler eşliğinde yiyecekti.

Hagrid'den kurabiyeleri aldı ve yemeye başladı. O sırada sakinleşmiş annesi ve babası da gelmişti.

"Merhaba anne."

Gülümsemeye çalıştı, annesi elindeki kurabiyeyi görünce o kadar mutlu olmuştu ki, James onu bozamadı. James iki ısırıkta bile midesinin kalktığını belli etmedi. Birazdan kusacağını göstermedi ona.

Ailesi Dumbledore ile konuşmaya gider gitmez kustu. Madam Pomfrey başında duruyordu endişeli bir yüz ifadesi vardı.

"Bir daha bir şey yemeden önce iksirlerini içmelisin James. Kustukça hem boğazlarını tahriş eder hem hastalığı tahrik edersin."

Onu onaylayıp dişlerini fırçaladı James. Yapmak istemiyordu, vazgeçmişti. Az önce kusarken hissetiği hafiflik, rahatlama hissini kimse veremezdi ona. Konuşmak istemiyordu kimseyle, kimse anlamazdı ki onu.

O anlardı, sahi anlar mıydı? Aynı yollardan gectiğini söylemişti ama geçmiş miydi? O sapığa nasıl güvenirdi ki?

Şansını denemek zorundaydı.

Siz:
İksirler iğrenç
beni rahatlatması gerek
ama kimse bana kusmanın verdiği rahatlamayı veremez
Onlarda biliyor
istemiyorum
iyileşmek istemiyorum
insanlar bana acıyarak bakıyor
sanki her an eriyip gidecekmişim gibi
annem kaç defa hıçkırıklara boğulup kaçtı yanımdan
hepsi neden oldu biliyor musun
aptal bir Slytherin bana şişko kıçını kaldırıp bana meydan okuyamazsın dedi
aptal bir Slytherin yüzünden
hepsi

orospu çocuğu:
Kim
hangi orospu çocuğu yaptı bunu sana
doğduğuna pişman edeceğim onu Potter
hangi aptal yaptı

James cevap vermek konusunda emin değildi. Cevap vermemeliydi. Ama aklına bir şey geldi. Eğer bu 'bilinmeyen' o kişiye bir şey yaparsa onu kıstırarak öğrenebilirdi kim olduğunu. Regulus'u kıstırmak kolaydı zaten.

Siz:
Regulus
Regulus Black

Merhabalarr, bir süredir bölüm yok farkındayım ama bayram o bu yazamadım. Ve sonda Regulus değil Lucius'u düşünmüştüm ama angst takıntım...

Ayrıca anoreksiya ciddi bir hastalık, tabii ki yanlızca Regulus'un şisko kıçını kaldır demesiyle olmaz. Olsaydı vay halime.

Bunu o içine tohumlar ekti diye düşünün, bundan sonra her aynaya baktığında öyle hissetti zayıflamak istedi vb.

James'e çok üzülüyorum ama hikayenin konusu, akışı bu yapacak bir şey yok.

Kitap hakkında bir sorunuz olursa bu satıra bırakın lütfen. Ayrıca bölümler uzun süredir gelmiyor biliyorum. Kişisel bazı nedenlerden ötürü.

İnto the Stars- Jegulus Where stories live. Discover now