3.6: KAPANMAYAN YARALAR VE KAYBEDİŞ

190 33 56
                                    

Yorum yapmayı, oy vermeyi unutmayın <3

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yorum yapmayı, oy vermeyi unutmayın <3

İyi okumalar <3

Maneskin - Loneliest

Akın'dan;

Son bir kaç günüm sadece Ada ile uğraşmakla geçmişti. Üstelik uğraşmam gereken daha sıkıntılı konular olmasına rağmen kendisinde ki gözle görülür değişimden dolayı tek ilgi alanım o olmuştu.

Uyumuyordu, zorlamadığım sürece yemek yemiyor, anlam veremediğim sebeplere sinirlenip ağlıyordu. Kabusları da artmıştı son zamanlarda. Bana anlatmadığı bu kabuslar da onun kısa süreli uykularını bölüyordu. Bu yüzden günün hangi saatinde olursa olsun onun uyumasına izin veriyor, uyanmaması için büyük çaba sarf ediyordum.

Elim saçlarının arasında usulca gezerken uykusu arasında rahatsızca hareket ettiğinde elimi saçlarından çekmek zorunda kaldım. Yanımda çok çabuk uykuya dalsa da bu uyku bir tavşan uykusuydu.

Onu uyandırmamaya dikkat ederken göğsüme koyduğu başını kaldırıp yastıkla buluşturdum. Yatakta dağınık duran yorganı da omuzlarına kadar çekip onu rahatsız etmeyeceğini düşündüğüm bir şekilde yanına uzanıp ona döndüm. Kolumu yastıkla başımın arasına koyarken yüzünü görmek istediğim için suratına gelen saçlarını suratından çekmeden duramamıştım. Parmaklarım alnına değdiğinde kaşları çatıldı ama kısa bir süre sonra havalanıp tekrar eski halini aldılar.

Rahat dur Akın yoksa uyanacak... Uyanmasını istemiyorsan bırak onunla uğraşmayı...

Onu rahatsız etmeyi bırakıp yatakta sırt üstü döndüm. Düşünceli bakışlarım günlerdir olduğu gibi yine tavanı seyrederken komodinin üzerinde duran telefonum titrediğinde kimin aradığına bakmadan yataktan kalktım. Ozan gelmiş olmalıydı. Onu buraya çağırmıştım ve geldiğinde kapıyı çalmamasını, beni aramasını söylemiştim.

Yatak odasından çıkıp kapısını kapattıktan sonra Ozan'a kapıyı açtım. İçeri girerken meraklı gözlerini koridorda gezdirerek "Uyuyor mu hala?" Diye sordu. Sıkıntıyla iç çekerek kafamı salladıktan sonra daha fazla koridorda konuşmamak için salona girdik.

Ozan'ın gözleri hala ilk kez geldiği evi inceliyor, bir yandan da kendine oturacak bir yer seçmeye çalışıyordu. Sonunda koltuklardan köşedeki tekli olanı seçip oturduğunda ben de çaprazında duran ikili koltuğa, ona yakın bir mesafeyle oturdum.

"Ada senin yerine beni gördüğünde bundan hoşlanmayacak."

"Sadece bir kaç saat idare et onu."

Bahsettiğimiz kişi 3 yaşında bir çocuk değil Ada'ydı. Kafa karıştırıcıyı çünkü kendisinin son günlerdeki hali 3 yaşındaki bir çocuğun ebeveyn özlemiyle yarışırdı. Ne zaman yanında olmadığımı fark etse çıldırıyor, ağlıyordu. Bu kadar yanında durmamı istemesine rağmen yanındayken de neredeyse benden korktuğunu düşündürecek kadar uzaktı bana. İşte bu can yakıcı kısmıydı...

KELEBEK ETKİSİWhere stories live. Discover now