3.8: BİLİNMEYEN IŞIK

149 30 47
                                    

Yazmaya başladığım yeni bir kurgu var

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.





Yazmaya başladığım yeni bir kurgu var. Bu yüzden kitaba bir an önce final verip tüm işimin yeni kurgum olmasını istiyorum. Geçenlerde izlediğim diziden esinlenerek düşündüğüm bir kurgu ve bölümleri yazmak için sabırsızlanıyorum.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar <3

(Bu bölüme şarkı bulamadım ;( O yüzden siz bir şarkı bırakın <3)

  Çığlıklarımla çıktığım koridoru sakinleşmiş yürürken odamın önüne geldiğimizde adımlarımı durdurup Engin'e döndüm.

"İyi hissetmiyorum" dedim, yüzüme de hasta gibi bir ifade yerleştirdim. Bulunduğumuz koridoru kontrol edip kimsenin bizi duyamayacağı şekilde "Sana iğne vurmayacağım" dedikten sonra beni içeri itip hemen ardımdan kendisi de girdi.

"Eğer söylediğini yaparsam vereceğine söz vermiştin! Bana iğne vuracağını...

Yüksek çıkan sesimle daha dazla bağırmama izin vermeden hızla yanıma gelip ağzımı kapattıktan sonra yüzüme eğilip "Biraz daha bağırırsan seni baban da kurtaramaz" dedi ters ters.

Konuşamadığım için uyarısını dikkate aldığımı gösterircesine ona baktığımda elini yavaşça çekti dudaklarımın üzerinden. O elini çeker çekmez bileklerimin etrafındaki kelepçeyi çözmeye başlarken bende stresten kuruyan dudaklarımı yalayıp öyle konuştum.

"Dün de vurmadın. Eğer onu görmek istemediğimi söylersem vuracağına da söz vermiştin"

"Planda bir değişiklik oldu" dediğinde kaşlarımı çattım.

Sonunda bir kaç kez bileğimin etrafına dolanmış kelepçeyi çıkardı. Odadan çıkmak için arkasını da döndüğünde önüne geçip "Çabuk o iğnelerden getir" diye emir verdim bu sefer. Sinirle güldü benim bu inatçı tavrıma, omzumdan itip "Çekil şurdan" dedi beni takmadığı belli olan bir surat fadesiyle.

İttiği gibi bir köşeye sendelerken dengemi sağlayıp bu sefer de dışarı çıkamasın diye kapının önünde durdum.

"Eğer şimdi o iğneden bir tane getirmezsen yemin ediyorum bağırır bütün katı ayağa kaldırırım"

İğneleyici bir ifadeyle beni süzerek "Beni böyle tehdit etme" dediğinde kapıya biraz daha sindim. Derin bir nefes alarak çenesini dikleştirirken gözleri yeniden benim birazdan ona yalvaracak olan gözlerimi buldu.

"Babanın kesin emri var. Sana o iğneden uzun bir süre vurmayacağım. Ama söylediğini yapıp bu katı ayağa kaldırmayı denersen eminim benden başka biri gelip sana sakinleştirici vuracaktır"

İşte şimdi gözlerim ona yalvararak bakıyordu. Sakinleştirici istemiyorum ben, bana iyi gelen o iğneyi istiyorum.

Onunla zıtlaşmaktan vazgeçip "Lütfen..." dedim ağlamaya yakın bakışlarımı ona yollayarak. "Kendimi hiç iyi hissetmiyorum, görmüyor musun?"

KELEBEK ETKİSİWhere stories live. Discover now