Bölüm 18

3.1K 275 26
                                    

George bu davanın biteceğine inanıyordu. Son zamanlarda her şey mükemmel gidiyordu. Aksiliklerden kurtulduğunu hissediyordu. Hoşlandığı kadın uyanmıştı. Arty mahkemede şahitlik yapmayı kabul etmişti.

Hayatını gözden geçirdiğinde hiçbir dava George'a bu kadar zor gelmemişti. Çocuklarını öldüren psikopat kadın, çocuk tecavüzcüsü, birçok seri katil, son davası olan Bradley... Hiçbir dava Wesley kadar yormamıştı onu.

George, Arty ile konuşmadan sonra Gardiner'i tekrar polis merkezine bırakmıştı. Ve derin düşüncelerle arabasını Chloe'nin evine doğru sürmeye başlamıştı. Şiddetli rüzgâr kendini daha çok göstermeye başlamış ve şehrin üstünde dolanan bulutlar kararmıştı.

George, Chloe'nin evinin önüne geldiğinde arabasını düzenli bir şekilde kaldırım kenarına park edip arabasından inmişti ki. Şiddetli sağanak yağmur aniden hızlıca yağmaya başladı. Koşarak kapıyı çaldı. İçeride koltuğa uzanmış televizyon izleyen Chloe içinden ''Kesin George geldi.'' diye geçirdi. Koltuktan sıçrayarak kapıya koştu ve açtı.

Birkaç saniye bile olsa yağmur George'nin siyah saçlarını ıslatmaya yetmişti.''Havlu ister misin?''

''Yok ya ben hallederim.'' George ıslanmış olan ceketini üstünden çıkartıp iç kısmıyla saçlarını sildi ve askıya astı. Aynada saçlarına çeki düzen vererek kendini kırmızı renkli koltuğa bıraktı.

George koltuğa oturup etrafı incelerken, Chloe mutfaktan cam bardaklara doldurmuş sıcak çikolata ile çıktı. ''İyi gelir.''

''Teşekkür ederim.'' George kafasını koltuktan kaldırdı ve sıcak çikolatasını yudumlamaya başlamıştı. Ve George'un merak duygusu ön plana çıkmıştı.''Evet, bana şu dağ olayını anlat bakalım.''

Chloe elindeki yarısına kadar içilmiş sıcak çikolata dolu bardağı masaya koydu ve George'un elini tuttu. Mutlulukla parlayan mavi gözlerini yerdeki beyaz renkli halıya çevirdi. Utanç duyuyor gibiydi.

''Ben adresi aldıktan sonra senden habersiz o eve iki defa gittim.''

George, Chloe'nin elini bıraktı ve kızgın bir bakış attı. ''Ne? Nasıl gidersin?''

''Hocamdı o sonuçta yani... Şey... Beni o eve gelmem için zorladı. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Dosyalar dedi. Gitmek zorunda kaldım George. Çok nazikçe karşıladı. Onun masum olduğuna inanmıştım neredeyse.''

George şaşkınlıkla onun dediklerini dinliyordu. Merakını saklayamıyordu ve neredeyse ağzının içine bakıyordu dinlerken.

Chloe gözlerini kapattı ve devam etti. ''Fakat ikinci defa gittiğimde her şey çok farklı oldu.'' Chloe'nin gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı.

George elini tutup ona sıkıca sarıldı.''Sakin ol. Ben yanındayım, korkma. Devam etmek ister misin?''

Gözyaşlarını silerek George'un kollarında anlatmaya devam etti.''Evine gittiğimde hava kararmaya yakındı üç katlı evin en son çatı katındaki penceresinde sarı bir ışık yanıyordu. Etraf sessizdi. Kapı ise aralıktı. Yavaş, yavaş içeri girdim. Her yer karanlıktı, kimse yok gibiydi. Işığı açtığımda yerdeki kanı gördüm. Etrafa yayılmış kan baya fazlaydı. Çığlık atarak dışarı çıktım ve koşmaya başladım. O ara telefonumu çıkartarak seni aradım. Kurtulduğumu sanıyordum. Fakat beni iri yarı bir adam tuttu. Yüzüne bakmaya çalıştım ama göremedim. Sert bir şeyle bana vurdu. Bayılmıştım sanırım. Daha fazlasını hatırlamıyorum uyandığımda hastanedeydim.''

George daha fazla sarıldı. Chloe'nin saçları yüzüne değiyordu. Yaşadıklarından hep kendini suçlu tutuyordu. ''Ben bunları yaşadığın için özür dilerim.''

Gizemli Mektup (RAFLARDA.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin