Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
2.BÖLÜM: Bazı Dilekler Uzay Boşluğuna Uçar
"Evladım, giremezsin öyle! Bak kızcağız çok zor uyudu zaten..."
"Neyi var? Bir şeye canı mı sıkılmış? Ben bir konuşayım, o kendine gelir."
"Kızım... Beni bir dinlesen! Firuze'ciğim, bir dur."
Gözlerimi açmaya çalışırken yatağımın yumuşak çarşafı ve kuş tüyü yastığım arasında kıpırdanıyordum. Ağzımı kocaman açıp esnerken gürültü daha da yüksek bir seviyeye ulaşmıştı.
"Ablacığım bir dur! Ben onun halinden anlarım diyorum, neden dinlemiyorsun? Bir çekilir misin?"
Kapım pat diye açıldığında her zamanki rengarenk kıyafetleriyle gökkuşağını andıran, benim küçük çıtır olarak adlandırdığım 1.55 boyundaki arkadaşım Firuze içeri dalmıştı. İri gözlerini kocaman açmış, kapımımın ağzından bana bakıyordu.
"Uyanmış!" diye seslendikten sonra onu engellemeye çalışan Hüsna ablanın yüzüne kapıyı çarptı ve arsızca bana doğru koşturdu. Kadının haline üzüldüm, Firuze'nin inatçı tavrının karşısında durabilene aşk olsundu. Sinir olduğunuzla kalakalırdınız.
"Ne oluyor sabah sabah ya?"
"Asıl sana noluyor?" dedi ayılmaya çalıştığım için ovaladığım gözlerime, tek kaşını kaldırıp ciddi bir bakış atarken.
Bir süre birbirimize dümdüz baktık.
"Yine o bakışı atıyorsun!" dedim yastığımı Firuze'ye fırlatırken.
Havada kaptı ve yeniden bana attı. "Hangisi?"
"Böcekmişim gibi bakmasana!"
İtiraz etmediği için beni gerçekten böcek olarak gördüğünü düşündüm. Derin bir iç çekip yatağıma yaklaştı ve üzerime eğildi.
"Kırk beş dakikamız var."
Sesi ve yüz ifadesi son derece ciddiydi, elini beline yerleştirmesi hiç hayra alamet değildi.
"Uyuyorum ben," dedim başıma gelecek felaketin adım seslerini işitirken. "Dün çok kötü şeyler oldu. Bugün asla yataktan çıkamam!"
"İyiysen daha iyi olman için, kötüysen sana iyi gelecek şeyi bildiğim için geldim. Merak etme güzel arkadaşım, akışıma kapıl."
"Çıkmam," dedim ısrarla yorganı yüzüme çekip. "Beni bırak ve git."
Başıma gelen şeyleri bilse yine böyle ısrarcı olur muydu?
"Sensiz bir yere gitmiyorum. Kırk üç dakikamız kaldı."
"N-Ne için?" dedim panikle. "Hiçbir yere gelemem. Kahvaltıya, kahve içmeye, dedikodu saatine... Hiçbir yere gelemem Firu!"