[2] 2: Tüm Kaçışlar ve Riskler

284 48 16
                                        

2: Tüm Kaçışlar ve Riskler

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

2: Tüm Kaçışlar ve Riskler

1,5 YIL ÖNCE

"En sevdiğin dizi filmleri beğenmiyorum. Bunları değiştirelim."

"Ne demek en sevdiğim dizi ve filmleri değiştirelim?"

Menajerim suratıma ters bir bakış attı.

"Basbayağı değiştirelim. Vizyonlu değiller, başka bir şey bulmalıyız. Dinleyicilerin seninle daha çok bağdaştırabileceği..."

"Öyle şey mi olur? Bu düpedüz yalan söylemek."

Sonra iç çektim, birazdan konserim başlayacaktı ve hemen sonrasında dehşet bir magazinci akını yaşayacaktım. Bu sebeple şimdiden röportajımın planlamasını konuşuyorduk.

"Şöyle olabilir," dedim kendi kendime. "En azından sevdiğim filmler listesindeki daha aşağıda olan birkaç filmli üst sıralara taşıyıp tamamen yalan söylemiş olmadan..."

Yüzü çizgilerle dolu olan adam iç çekip memnuniyetsizce mırıldandı. "Olmaz, ondan söz etmiyoruz burada. Tüm listen çok kötü Papatya. Başka bir şey bulmalıyız."

Gözlerini kapattı. "Daha efsanevi filmler, daha kült diziler... Dinleyicilerin röportajını açtığında senin ne kadar birikimli ve kültürlü olduğunu da konuşmalı, anlıyor musun? Böyle şeyler."

"Saçmalamayın lütfen," diye homurdandım. "Dürüst hissetmem. Ben neysem oyum."

Sonra bana getirdikleri, kostüm ekinin özenerek seçtiğini söylediği pembe pullu ceketi aldım ve omuzlarıma bıraktım.

"Saatim geldi, çıkıyorum."

"Magazinden önce yanıma uğramayı unutma."

"Peki."

"İyi eğlenceler."

Menajerimden son öğütlerimi aldıktan sonra yanımdaki sahne şefi ile beraber kulisten ayrıldım, benim için bir perdeyi elleriyle ikiye ayırdı ve geçmem için bekledi.

"Hayranlarınız çok sabırsız efendim," diye tebessüm ederken yüzünde gerçek bir mutluluk vardı. "Sizi görmek için sabırsızlanıyorlar. Şu çığlıklara bakın."

Gözlerimi kıstım ve küçük boşluktan büyük sahneye baktım, birkaç yıl önce böyle salonları tıka basa doldurabileceğimi söyleseler herhalde çok şaşırırdım.

"Evet," dedim belli belirsiz bir tebessümle. "Çok güzel görünüyorlar."

"Sizin gibi efendim."

"Teşekkür ederim, çok naziksiniz."

"Bizden başka bir arzunuz var mı?"

Son adımı atmadan önce görevliye göz kırptım. "Tadını çıkarın."

Bir Papatya ŞarkısıWhere stories live. Discover now