13 : Zorluk

10K 691 115
                                    

Doğadan

Birinin adımı seslenmesiyle gözlerimi açtım. Kerem Bey başımda bekliyordu. Onu ilk kez gömlek dışında rahat bir tişört ve eşofmanla görmüştüm.

" Doğa ? " demesiyle hafifçe dikleştim.

" efendim" dedim ona bakarken.

" günaydın iyi misin? " diye sordu kafamı salladım. Akşam olmuştu. "Yemek yiyeceğiz aç aç uyuma diye uyandırdım. "

O kızla aynı sofrada bile oturmak istemiyorum.

"Ben sonra yesem olur mu banyo yapmam gerekiyor da "

" tamam bekleriz seni sorun değil" dedi gülümseyerek kafamı hayır anlamında salladım.

" hayır hayır teşekkürler kendime gelmem uzun sürer siz yiyin" dememle daha fazla zorlamak istememiş olucak ki kafasını salladı.

" telefonun kırılmış sanırım" dedi bakışlarını kaçırırken. Ardından çekmecemi açtı ve içindekilere baktı. Koyduğu hiçbir şeye dokunmamıştım. " bu telefonu al rn azından hayır deme lütfen bak benim için al en azından sana ulaşabileyim aklım kalmasın , lütfen"

" benim bilgisayarım vardı ama nerede bilmiyorum hastanede kaldı sanırım. Onunla iletişim kurabiliriz" dememle kafasını hayır anlamında salladı.

" bunları kabul etmeni istiyorum en azından bunları söz başka bir şey istemeyeceğim " o bana böyle söyleyince utanıyordum. Benden büyük birisi bir şey rica ediyordu ve kabul etmiyordum.

" peki sadece telefonu alacağım." Dedim yavaşça

" telefon ve bilgisayar " dedi kararlı bir ifadeyle.

" sadece telefon " dedim tekrarlayarak.

" telefon ve bilgisayar. " dedi tekrar " hem iznin var okuldan bir hafta raporlusun evde sıkılırsın. Film falan izlersin "

" telefondan izlerim teşekkürler"

" hayır tadı olmaz öyle "

" lütfen ısrar etmeyin "

" yemekten sonra geleceğim bilgisayar ve telefonunu kurarız." Dedi göz kırptı ve sonra odadan çıktı. Derin bir nefes aldım. İhtiyacım olduğu için kabul ediyordum.

Yavaşça ayağa kalktım. Karnıma saplanan ağrıyla geri yatağa oturdum. Elim karnımda geçmesini beklerken kapı açıldı. Kerem Bey yine ne diyecekti acaba?

Kapıya döndüğümde Demiri gördüm. Elinde bir kutu vardı. Çekingen bir ifadeyle bana baktı " pansuman yapıcaktım müsait misin? " demesiyle kafamı salladım. Keşke Barış abi de burada yaşasaydı
" ağrın var mı? "

" hayır " dedim ona bakmayarak yanıma oturdu

" bana dön " demesiyle ona döndüm. Tişörtümü kaldırdı. Tişörtümü tutarken yaraya baktım ilk kez sargı beziyle sarılmıştı. Demir yavaşça sargı bezini açtı. Canım acıdı ama ses etmedim. Bir şeyler yaptı.

" acıdı mı ? " diye sordu bana bakarak hayır anlamında kafa salladım. Devam etti. Pansuman bitince ayağa kalktı. " şu poşette ihtiyacın olan her şey var" dedi ardından poşete gidip bütün ilaçları yatağa döktü.

" bak bunu banyodan önce yarana sar su geçirmez bant. Bu mide bulantın olursa diye bir tane alman yeterli. Baş ağrısı ve baş dönmesi için bu ilaçlar. Ve halsiz hissetmemen için vitaminler sabah akşam içeceksin " demesiyle kafa salladım.

Bilmem kimimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin