20 : İşte tam o an

9.4K 726 78
                                    

Doğadan

Sabah uyanmamla hemen yüzümü yıkadım. Etraftaki sessizliği fark edince Efenin odasına gittim.

Oturarak uyuyakalmıştı. Uyuyamadığını biliyordum. Ve buna sevinmiştim. Yanında bilgisayar vardı. Anlaşılan bir şeyler izlerken uyuyakalmıştı.

Uykusunun ağır olduğunu bildiğimden gidip kalan kutuları açtım. Kıyafetlerini tek tek katlayıp dolaba yerleştirdim. Banyosuna bakım eşyalarını traş makinesi diş fırçası gibi eşyalarını koydum. Çekmecesine çoraplarını iç çamaşırlarını koydum. Şarj aleti ve kulaklıklarını yanındaki şifonyere koydum. Mesleki eşyalarını ise rafa koydum. Dün neyi nereye koyacağından bahsetmişti o yüzden rahattım. Kalan eşyaları da yavaşça bitirdim ve gece lambasını yanındaki şifonyere koyup çıktım odadan.

Efenin odası tamamdı. Misafir odasına gittim. Banyosuna havlu koydum. Oraya da açılmamış bir diş fırçası ve macun vardı onu da koydum. Temiz yatak örtülerini açtım. Ve temiz yastık koydum.

Holdeki aynaları sildim ve salona geçtim. Dün kabataslak temizlemiştik. Televizyonun tozunu aldım. Ardından yastıkları düzelttim. Oradaki işimde bitince mutfağa geçtim.

Yavaş yavaş kutuları açıp bardakları yerleştirmeye başladım.

" günaydın " mutfağın kapısından ses gelmesiyle oraya döndüm. Efe kızarık gözlerini ovalıyordu. "Her şeyi halletmişsin. Ben en son sana dinlen demedim mi? " diye sordu kızarak omuz silktim.

" erken kalkmıştım. Zaten daha bitmedi mutfağa gidip erzak alsak ondan sonra yerleştirsek" dememle oflayarak bana baktı. Dün çok yorulmuştuk. " kahvaltılar benden" dememle yüzü aydınlandı. Anlaşılan gerçekten özlemişti yemeklerimi

" tamam hadi gidelim " demesiyle güldüm. Ardından markete gittik. Ve eşyaları aldık. Bir de evin eksiklerini aldık.

Saat 3 olmuştu ve daha kahvaltı etmemiştik. Efe oflayarak peşimden geliyordu. " ben yerleştireyim sen yemek yap bize olur mu" diye sordu yalvararak güldüm.

" tamam hadi " dememle hızlıca bardakları tabakları yerleştirmeye başladı. Bende hızlıca poğaça hamuru yoğurdum ardından şekil verip fırına attım. Efenin isteği üzerine krep harcı hazırladım. Ardından onu da yapmaya başladım. Bir yandan da sucuklu yumurtayı karıştırıyordum.

Efe işleri bitince elini yıkamaya gitmişti bende o ara aldığımız kahvaltılıkları saklama kaplarına döktüm. Yumurtanın pişmesiyle altını kapattım " efe poğaçaları çıkartır mısın fırından " diye seslendim içeriye doğru.

" oha poğaça mı yaptın" diye sordu ayıca. Güldüm ve krepi çevirdim.

" sucuklu yumurtada mı yaptın?" diye sordu hevesle ardından hızlıca yanıma geldi. Kafamdan tuttu ve yanağımı öptü hızlıca. Ardından fırından poğaçaları çıkarttı. Ben gülümserken o an bir şey farkettim.

" dün yediğimiz hamburger dışında en son ne zaman bir şey yedin?" Diye sormamla başta dalga geçiyorum sanmış olacak ki güldü ardından ciddi suratımda duraksadı. Gülüşü soldu.

Bakışlarını kaçırdı. Cevap vermedi. "Efe ? " dememle yine cevap vermedi ancak sonra en nefret ettiğim şeyin görmezden gelinmek olduğunu hatırlamış olucak ki bana döndü.

" bir kaç gün falan yemedim de çok önemli değil benim yağ ve kaslarım yeter bana. " dedi dalga geçerek ters ters bakıp önüme döndüm.

" yüzünde renk yoktu " dedim derin nefes alarak. Bütün işim bitti. Ardından her şeyi masaya koydum. Ve sandalyelere oturduk.

" eline sağlık " dedi ağzı doluyken güldüm.

Bilmem kimimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin