Okulun İlk Günü

265 15 21
                                    

Selamlar. Yeni bir Fic için geri geldim. Aslında hiç yazmayacaktım ama uzun zamandır bu tarzda bir hikaye yazmayı çok istiyordum. Neyse size iyi okumalar diliyorum. Lafı uzatmayı pek sevmem. <3

JİMİN

Sıcak bir yaz ortasında, yağmurun gelmek üzere olduğu bir vakitte okul girişinde birbiriyle sohbet edip flörtleşen ve kendi halinde arkadaş grubuyla takılan bir çok öğrenci bulunuyordu. Kimisi kitap okuyor ya da kulaklıkları ile müzik dinliyordu. Bunlardan birisi de okulun yeni öğremcisi Park Jimin'di.

Jimin, ailesiyle birlikte babasının işleri yüzünden başka şehre taşınmak zorunda kalmış ve evlerine biraz uzakta güzel bir okula kaydolmuştu. Kulağına taktığı beyaz kulaklığıyla hoşuna giden çeşitli müzikleri dinliyor ve kollarında tuttuğu okuma kitaplarını sıkı bir şekilde tutarak yukarı çıkıyordu.

Diğer bütün öğrencilerin aksine temiz bir kalbe sahip ve kendi içinde huzurlu bir sessizliğe sahipti Jimin. Gelen geçen herkes ona bakıyor ve gözleriyle onu süzüyorlardı. Bunun nedeninin bütün herkesten daha farklı olduğunu hissetmesiydi.

Jimin bütün katları teker teker dolaştıktan sonra müdürün odasına varmıştı. Kapıyı iki kez tıklattıktan sonra içeriden gelen "Gel" sesini duymuş ve içeri girmişti. Müdür koltuğunu cama doğru dönmüş, bahçede kendi halinde takılan öğrencilerini izliyor ve bir yaramazlık olup olmadığını kontrol ediyordu.

Jimin içeriye girmiş ve duvarda asılı olan birçok tabloya bakmıştı. Müdür ve onun yanında duran, boynunda altın madalya takılı olan birçok öğrencisiyle fotoğrafı vardı. Raflarda dosyalar ve masa önünde karşılıklı duran iki sandalye bulunuyordu.

Müdür sandalyesini Jimin'e doğru döndürüp gözlerini ona dikmiş ve ellerini birleştirerek kollarını masaya koymuştu. Hafif beyaz saçlı, uzun boylu ve orta kilolu, yüzü hafiften kırışık ve takım elbisesi içinde bir iş adamı gibi duruyordu.

"Hoşgeldin. Sen yeni öğrenci Park Jimin olmalısın." Jimin çekingen bir sesle "Evet efendim." dedi ve müdür ayağa kalkıp Jimin'e doğru yürüyüp elini onun omzuna atmıştı.

"Adını birdaha söyle ama sesin gür çıksın." Jimin insanlara karşı sesini duyurmaktan korkan ama denilen her şeyi de yapan saf birisiydi. Resmi bir kurumda öğretmene karşı gelmekten çekindiği için müdürün dediğini ikiletmeden sesini yükselterek "Park Jimin efendim" dedi.

"Memnun oldum Jimin. Bende okul müdürü Albert. Biz bu okulda sırf başkaları alay ediyor diye sesini alçaltan değil, aksine onlara karşı gelmek için sesini yükselten öğrenciler istiyoruz. Bu hayatta sesini çıkarabilmen çok önemli."

"Haklısınız efendim."

"Benimle gel sana okulu gezdireyim." Albert müdür kapıdan çıkarken Jimin kapıyı arkasından nazik bir şekilde kapattı. Albert tek başına koridorda yürürken Jimin gözü kendisine dikili olan bir adama bakıyordu. Üzerinde siyah-beyaz bir takım elbise ve gözlerinde bir çift para vardı. Saçları kumral ve zayıf bir adamdı. Bu sırada Albert geri dönmüş ve Jimin'e "Gelmiyor musun?" Diye sormuştu. Jimin hala o adamla bakışıyordu ve dalmış bir şekilde "Geliyorum." diye yanıt vermişti. O sırada da koridorun ortasında korkuluk gibi dikilen gizemli adam öğrencilerin arkasından kayboldu.

Albert koridorda yürürken Jimin onu takip etmeye başladı. Koridorda yürüme seslerinin yanında birçok öğrencinin koşuşturma ve bağırışma sesleri de yankılanıyordu. Her bir duvar kenarında dolaplar vardı ve hepsi kendi katında okuyan öğrencilere aitti. Jimin albert'in yanında ilerlerken bir yandan da bütün sınıflardaki öğrencilere bakıyordu. Hepsi kendi dünyasına takılıyor ya da birbirlerine kağıtlardan uçak yaparak fırlatarak yarıştırıyorlardı.

4. Kat // Jikook Where stories live. Discover now