Hapishane

65 8 39
                                    

Selamlar nasılsınız?

Keyifli okumalar hepinize :)

JİMİN, JUNGKOOK

Hastanenin koridorlarında yanıp sönen ışıklar ve derin bir sessizlikten başka hiçbir şey yoktu. Nöbet saatlerindeki bütün hemşireler ve doktorlar uyuyakalmıştı. Hastalar sedyelerinde dinleniyor yanlarında duran yakınlarıyla kendilerini oldukça güvende hissediyorlardı. Jimin hariç.

Gözlerini açıp etrafına bakan Jimin odasında kimseyi görmemişti. Jungkook ise hiç ortalarda görünmüyordu. Bu sırada hemşirelerden biri içeri girmiş ve Jimin'in durumunu doktora rapor etmek için serumunu değiştirmişti. "Lütfen kalkmayın, biraz daha dinlenin."

"Lütfen biraz dolaşayım hemşire hanım. Çok bunaldım." Hemşire bunu biraz düşünür gibi mimiklerini oynattı. Jimin ise odanın içindeki bunaltıcı sıcaktan biraz olsun uzaklaşabilmeyi istiyordu. "Pekala, ama lütfen çok uzaklaşmayın ve kendinizi yormayın. Birşey olursa seslenin."

"Merak etmeyin." Hemşire Jimin'in koluna takılı serumun diğer kısmını asılı olduğu direğe yerinden çıkmaması için bağladı. Jimin ise bedenini yataktan kaldırıp, direğe tutundu ve ayağa kalktı. Yavaş adımlarla kapıya doğru yürüdü. Ardından koridora çıktı ve en başa kadar gitti. Arkasında birisinin ona bakındığını fark etti. Bu Jungkook'tu ve elinde neşter ile Jimin'e bakıyordu. "Jungkook, neler oluyor? O elindeki ne?"

Jimin, Jungkook'un büyük bir hızla ona doğru yürüdüğünü ve neşteri elinde tuttuğunu görüp kendisine saplamak gibi bir amacı olduğunu anladığında hızlıca uzaklaşmaya başladı. Kaçmaya çalışsa da nafileydi, Jungkook ona yaklaşmıştı. Jimin koridorun sağından döndüğü sırada takılıp yere düştü. Direk yere devrilmiş ve asılı duran serum kırılıp, içindeki sular her yere dağılmıştı. Bu sırada arkasından gelen yere yansıyan gölgeyi gördü. Jungkook döndüğü sırada yerde duran Jimin'i gördüğünde hızlıca ona koştu. Üstüne çıkıp neşteri elinde tuttu. Jimin korkulu gözlerle ona bakıyordu. Yardım çığlıkları atsa da kimse onu duymuyordu.

"Jungkook yapma! Bu sen değilsin." Dedi ses telleri titrer ve bağırır vaziyette. Jungkook'un yüz ifadesi kızgın ama kötü bir zafer elde etmişcesine dudaklarını kıvırarak gülen, dizilerin kötü karakterleri gibi bir ifadeydi. "Evet ben değilim, ama olduğum halden çok memnunum."

"Neden yapıyorsun bunu? Bana söylediğin her şeyi duydum. Bileklerimden öptüğünü onların yaralı haliyle bile çok güzel olduğunu söyledin. O korkunç dünyadan uzaklaş küçük." Jimin bütün bunları ona yalvarırcasına söylüyordu. Jungkook bu sırada zihni içinde büyük bir savaş veriyordu. Kalbi ve düşünceleri arasında bir savaştı bu. Jimin onun kendisini duyması, Jungkook'un kalbinin duyması için ona karşı bütün hissettiklerini söyleyerek kazanmasına izin vermeye çalışıyordu.

"Biliyor musun? Rüyamda seni gördüm. Gidiyordun, uzaklaşıyordun benden. Gitme diye yalvarıyordum sana. Sana ne kadar önem verdiğimi düşün. İyileştin sen, birlikte iyileştirdik seni." Jungkook'un düşünceleriyle kalbi arasındaki savaş onu bu anlamda yoruyordu. Elindeki neşteri yere düşürdü. Jimin ise bir süre sustu ve neşteri kendisine doğru çekti. Jungkook ayağa kalkarak elleriyle kafasını tuttu ve korkunç çığlıklar attı. "Jungkook" diye yalvarıyordu Jimin. En son attığı çığlığı o kadar güçlüydü ki Jimin bundan çok endişe duyuyordu.

Sessizlik. Jimin olduğu yerden yavaşça doğrularak Jungkook'a sonrada merdivenlerden gelen sese baktı. Gelen kişiler polislerdi ve Jungkook'un yanına gittiler. İki kolundan tutarak onu götürmeye çalıştılar. Jimin ise götürmemeleri için onlara yalvarsa da polisler onu hiç dinlemiyordu. Jungkook dalgın gözlerini açarak kafasını çevirdi Jimin'e doğru ve yerdeki neştere baktı. Onun yüzündeki korkuyu ve telaşı gödebiliyordu. Neler olduğunun biraz da olsa farkına vardıktan sonra "Jimin! Affet beni! Ne olduysa ben yapmadım onları. Lütfen affet." Polisler Jungkook'u merkeze doğru götürürlerken hemşirelerden biri gelerek "Aman Tanrım! Ne oldu burada? Kalkın beyefendi. Gelin odanıza götüreyim sizi."

4. Kat // Jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin