Hastane

78 8 37
                                    

Umarım hoşunuza gidecek bir bölüm olur. Keyifli okumalar :)

JİMİN, JUNGKOOK

Jimin, kapıyı tıklattıktan sonra annesiyle karşılaştı. Annesi neden bu kadar erken döndüğünü ve bir sorun olup olmadığını sordu. Jimin her şeyi detaylıca anlatacağını söyleyerek yukarı çıktı. Üstündeki okul kıyafetlerinin yerini günlük kıyafetine bıraktıktan sonra telefonuna gelen bildirimle irkildi. Okuldaki intihar olayı sosyal medyada gündem olmuştu.

Genç öğretmenin intiharı
30 yaşındaki Mia öğretmenin kadın öğretmenler tuvaletinde cansız bedeni bulundu. Kalın bir iple kendisini astığı yönünde iddialarla sır perdesini koruyan ölümün nedeni hala çözülemedi. Genç öğretmenin hayati bir sorunu olmadığı ise diğer öğretmenler tarafından doğrulandı. Peki Mia öğretmenin ölümü cinayet mi yoksa intihar mı?

"Zavallı kadın. Bunu neden yaptı acaba?" Jimin bugün içinde gerçekleşen bütün olayların içinde Mia öğretmenin de olup olmadığını sorgulamak istese de, onun şuanda bir ölü olduğunu bilerekten saygısızlık yapmak istemiyordu. Diğer öğretmenlerin aksine belki de hayatında birçok problemi olup bunları hiçbir şekilde dışarı vuran birisi olmadığını düşünmeye çalıştı.

Annesinin sesiyle düşüncelerinden biraz olsun ayrı kalan Jimin hızlıca aşağı indi. Merdiven basamağındaki boşluk tamamen kapanmıştı. Mutfağa doğru gidip sandalyeye oturdu Jimin. Annesi de o sırada akşam için yemek hazırlıyordu. "Şimdi söyle bakalım. Neden bu kadar erken geldiniz beyefendi?"

"Öğretmenimiz" diyerek durakladı Jimin. Yalan söyleyebilmeyi istese de annesinin günün sonuna doğru telefonundan haberlere bakacağını da biliyordu. "Öğretmenimiz, intihar etmiş." Annesi çok şaşırmıştı. Müdür Albert'ın böyle olayların hiçbir zaman olmadığını söylediğini anımsadı.

"Aaa! Neden yapmış?"

"Bilmiyorum anne. Öğretmenlere söylemediği bir sıkıntısı vardır belki de."

"Olabilir. Çünkü hiç kimse durduk yere böyle bir şey yapmaya kalkışmaz." Annesi hem şaşkın hem de ciddi bir üslupla konuşuyordu. Bu konularda hassas bir insanmış gibi. Bu konu da aklına Jungkook'u getirdi. Neden intihar ettiğini sorduğunda cevabının sadece siyah inci gözlerinden akıp, yanaklarına süzülen yaşlardı.

Onu epeyce merak etmişti. Şuan ne hissettiğini, kendisi yüzünden üzgün olabileceği ihtimalini tekrar aynı şeyi yapabilme olasılığını, hepsini aklından geçirmişti. Bunun üzerine telefonundan ona yazmaya karar verdi ama Jungkook hiçbir şekilde ona geri dönmedi. En son fikir olarak onu aradı ama açmadığı için mesaj bıraktı. "Jungkook, ben Jimin. Bugün sorduğum şey için özür dilerim. Seni kırmak veya incitmek gibi bir amacım yoktu. Kendimi kötü hissediyorum. Eğer beni affedersen lütfen ara."

Jimin ona mesajını attıktan sonra, bodrum katında bulduğu kitap hakkında araştırma yapmaya başladı. Bilgisayarını açarak internete birçok kez şeytani büyüler ile ilgili araştırmalar veya aramalar yaptı. Hipnoz büyüleri, ruh çağırma büyüleri veya ölü dirilten birçok büyü hakkında yazılar çıktı karşına. En sonuncusu ise tuhafına giden bir şeydi.

Deprem etkisi yaratma büyüsü.
Bu büyünün etkisi altında olan kişi deprem oluyor hissine kapılsa dahi aslında hiçbir şekilde deprem olmamıştır. Bu büyünün etkisine kapılan kişiye özel bir durumdur.

Jimin bütün bu büyüler hakkında daha fazla birşey duymaya veya öğrenmeye korkuyor olsa da araştırmaya devam etti. Bundan daha fazlasını bulabilme umuduyla devam ediyordu aramaya. Fakat bulabildiği bilgiler ilk aradığındaki gibiydi. Ne eksik ne de fazla.. Bu sırada sürekli gördüğü adamı araştırma fikri geldi aklına. Ezekıal Gallows.

4. Kat // Jikook Where stories live. Discover now