Wednesday Hugs

6.4K 305 79
                                    

Merhabalar!

Yetiştim! Biraz geç oldu ama okursunuz diye umuyorum. Bu fic benim için smut challenge oldu resmen.

Üçüncü günümüz ve üçüncü bölümümüz sizlerle! Kaldı geriye dört gün klibe ve klipteki olaylara göre ilerliyorum. Daha eğlenceli bölümler gelecek inşallah.

Umarım beğenir ve yorum yaparsınız çünkü bu bölümü sabahtan beri yazıyorum.

Keyifli Okumalar...

***









Çarşamba Sarılmaları

Arkası bana dönük bir şekilde kurutma makinesinden kuruyan çamaşırları sinirle çıkaran sevgilimi izlerken başımı iki yana salladım. Taehyung'u yine oldukça fazla kızdırmıştım. Benim hata olarak görmediğim davranışlarım aslında ilişkimizi çokça etkiliyordu. Taehyung onu ciddiye almadığımı ve hatta ona olan aşkımın azaldığını düşünüyordu.

Sanki böyle bir şey mümkünmüş gibi.

Taehyung üstüne oldukça bol gelen, içinde kaybolduğu bir kot ceket giymişti. Sarı saçlarının bir tarafını kulağının arkasına sıkıştırmıştı. Ben arkasındaki ortaya koyulan çamaşır makinelerinin üzerinde otururken hâlâ hırsla makinadan çıkarıp sepette tıkıyordu çamaşırları.

Peki bu noktaya nasıl mı gelmiştik?

Dün kafenin tuvaletindeki sevişmemiz ve sonrasında kaçışımızdan sonra eve gelmiştik. Taehyung yorgun olduğu için hızlıca bir duş almış ve odamıza geçerek uyuyacağını söylemişti. O uyurken ben de etrafı toparlamak istemiş ve kirli kıyafetleri de yıkanması için makinaya atmıştım. Ancak çamaşır makinesinin garip sesler çıkararak haznesine aldığı bütün suyu dışarı boşaltmasıyla olan olmuştu.

Ardından ise zaten sevgilimle bir türlü düzelmeyen aramız daha kötü olmuştu. Bana çok sorumsuz ve vurdum duymaz olduğumu, her zaman böyle hatalar yaptığımı söylemişti. Bunu sadece bozulan makinamız ve ıslanan yerler için söylemiyordu. İlişkimizde de birçok hata yapmıştım ve güzel sevgilim her zamanki gibi haklıydı.

Tek bir şey dışında. Nasıl ona olan aşkımın azaldığını söyleyebilirdi? Onun için neler yapabileceğimi göremiyor muydu?

Sonrasında da evimizin yakınında olan bu çamaşırhaneye elimizdeki sepetlerle gelmiştik ve ben durmadan dil dökerek kendimi affettirmeye çalışıyordum. Taehyung'un ise beni dinlemeye hatta sesimi duymaya bile tahammülü yoktu. Yine de pes etmezdim, bilirsiniz.

Taehyung beni umursamadan makinayı boşaltmış ve elindeki sepeti ortadaki masaya koymuştu. İçinden aldığı çamaşırı katlamaya başlarken oturduğum yerden zıplayarak inmiş karşısına geçip kendimi açıklamaya çalışmıştım. Gerçi yüzüme bile bakmıyordu ki.

"Taehyung yaptığım hiçbir şeyi bilerek yapmadığımı biliyorsun." Demiştim beni dinlemediği için öfkelenirken. "Kendimi açıklamama izin bile vermiyorsun!" Diyerek sesimi yükselttim ve bakışlarımı yüzünden çekmeden kollarımı masaya vurdum.

Taehyung buraya geldiğimizden beri ilk kez yüzüme bakmıştı. Bu bakışı biliyordum. Birazdan fena kavga edecektik. Ancak sonrasında olacakları da biliyordum tabii.

Bana baktıktan sonra gözlerini devirmiş ve elindeki çamaşırı katlamakla uğraşmayıp kenara fırlatmıştı. Bana yeniden arkasını döndüğünde artık bunu yapmasına sinirlenmiştim. Her kavgamız da beni dinlemeden çekip gidiyordu.

O an sanki bulunduğumuz bu küçük çamaşırhane sularla dolmaya başladı gibi hissetmiştim ve öfkemizin yükseldiği her saniye içeri dolmaya başlayan sularda yükseliyordu.

Seven | TaekookWhere stories live. Discover now