6. Bölüm

192 32 23
                                    

Bölüm şarkısı
Sam Smith - Fire on Fire






Sınavlarım başlamak üzereydi. Kaldığım sınıfı geçmek için çalışmama bir hafta kalmıştı sadece ama ben yinede koşa koşa kumsala gitmekten vazgeçemiyordum. Güzel ve ihtişamlı Kai'mi görmek için vakit ayırmaktan başka bir şey yaptığım yoktu.

Ders çalışmaya oturayım da, şimdiden başlayım sınavlara çalışmaya diyordum ama her, ders başına oturduğum zaman kitaba bakan gözlerimin ardından, zihnim sürekli deniz erkeğini düşünüyordu. İlerisi hakkında, ilişkimiz hakkında neler olacağını düşünüyordum. O, sularda yaşıyordu. Bense karadaydım ve bu iki bileşenin nasıl birleşeceği konusunda endişelerim vardı. Sadece ikimize kalsa, belki de bu durumu atlatırdık ama insanlardan kendilerini saklayan bu deniz halkı böyle bir duruma alışkın mıydı?

Çok şeyler düşünüyordum, çok soru işareti barındırıyordum ama yine de heyecanla kumsalda yürümekten alamıyordum kendimi. Bugün hava biraz daha sıcaktı ama okyanus kenarı, özellikle ilkbaharın son ayındayken hep eserdi. Hava karardığında daha serinleyeceği için, bugün ona seve seve ateş yakacaktım. Bunun için evden bir alet de aldım, adı pürmüzmüş. Kendimi rezil etmeye gerek yoktu, sadece romantik bir ortamı kolayca hazırlamak istiyordum.

Kai, bana saat dörtten sonra gelmemi söylese de suların altında saatin olmadığı kesindi, eğer suyun altına dayanıklı bir teknoloji geliştirmediyseler. Buna rağmen onunla buluştuğum günlerden beri, zamanı nasıl tutturduğunu merak ediyordum. Güneşin ışıklarının, sular altınaki yansımasıyla alâkalı bir şey olabilirdi belki de.

Dün Kai'nin o kadar cesaretli ve istekli olmasına rağmen aslında ikimizde tam olarak hazır hissetmediğimiz için dokunmaktan ve öpüşmekten ileriye gidememiştik. Aslında daha önce tatmadığımız cinsellikle alâkalı değildi benim için, daha yeniydik ve bu kadar hızlı olmayı ikimizde istememiştik sanırım. Sakin ve doğru an geldiğini hissettiğimiz zaman ilklerimizi tatmalıydık. Bunu kendi aramızda konuştuktan sonra utangaçça kaçmaya kalkıştı ama utanmamızı gerektiren bir durum olmadığına ikna ettim onu.

Elbette önce beni kenara çıkardı. Yüzerek, bana okyanus kendi hâlindeyken bile bu kayalıklara nasıl gelebileceğimin yolunu gösterdi. Akşam eve gidince bu sabah müstakbel sevgilime yapacağım hediye malzemelerini hazırladım. Dolayısıyla yine sırtımda bir çantayla gidiyordum yanına.

Ona hediye yapma fikri daha önceden, annemin kopmuş inci kolyesiyle aklıma gelmişti. İncileri atacaktı ki, elinden alıp tanıdık bir takıcıya gönderttim babamla. Ailem bununla birlikte bir sevgilim olduğunu düşünmüşlerdi. İlk başta kötü karşılayacaklarını sandım ve korktum, çünkü daha önceki yıllarda okuduğum için böyle şeylerden uzak durmam gerektiğini yoksa derslere odaklanamayacağımdan bahsetmişlerdi. Ancak düşündüğüm olmamış, hoşlarına bile gitmişti. Beni destekliyorlardı, bu yaşımdan sonra olabileceğini söylemişlerdi. Bu yönden de içim rahattı artık.

Hediyemi iki gün önce hazırlamaya başlamıştım. Bunun için suyun içinde dayanıklı olması gereken malzemeler aramıştım, bulamayınca bir camcıyla konuşup işimi halletmiştim bile ve istediğim gibi bugüne yetiştirmiştim. Çiçekler hemen, havasızlıktan solmasın diye bugün erken kalkıp yapmıştım hediyemi.

Sonunda koya giriş yaptığımda kıyıya yakın, ayakları suyun içinde olan bedenleri gördüm. Kai, tek başına gelmemiş, yanında Baekhyun'u da getirmiş yine. Bedenleri birbirine dönükken bir şeyle ilgileniyora benziyorlardı ve beni görmüyorlardı.

Hızımı arttırıp yanlarına yaklaştığımda iki bakış da bana dönmüştü ki, neyle uğraştıklarını görebildim. Suyun içinden çıkmaya direnen bir bebek.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 07, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Call of the Deep || SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin