8

501 32 9
                                    

Aiko

Elindeki dosyayı kenara koyup gerindim geriye doğru sabahtan beri işlerim asla bitmemişti evrenle gezmeye gitme sözüm vardı bunun üstüne.

Bu akşam bu gidişle eve bile gidemem.

Akiranın semineri olduğu için yardıma gelmiyordu.

Haru asla şirket işine el atmıycağını söyleyip çekilmişti.

İkizler okuldaydı babam ise emekli olduğunu söyleyip duruyordu.

Çalan kapı ile elindeki dosyaları getirdi asistanım.

"Niyetin beni öldürmekmi? "

Gözlüklerini düzelterek kaşlarını havaya kaldırdı sadece yavaşça sekreterim matsumoto yukiji

"Üzgünüm efendim bu yoğunlukta ölmeniz pek mümkün değil lütfen işinizi yapın"

Sürekli bu kadar ciddi ve titiz olması bazen sinirime dokunsada.

İyi bir asistandı kesinlikle bu yüzden onu kovamazdım.

Önüme bırakılan dosyaları alıp bilgisayara girmeye başladım.

Bu gün herkesle ek mesai yapmak zorundaydık.

Önüme bırakılan kahve ile kafamı sallayıp işime döndüm.

Evren

Elimdeki yemek kutusu ile zorlanarakta olsa şirkete ulaşmıştım sonunda nasıl bir şirkete artık burnumdan gelmişti be.

Heryerde insanlar sürekli koşuşturma içersinde olduğu için yerini sormamıştım bir türlü girişin.

Şirketin girişinde akira abimin kartı ile girmiştim asansöre binip en 22 kata bastım hehe abimlerin şirketi dev gibiydi.

Ama ne işi yaptığımıza dair bir fikrim yoktu.

Asansör kata ulaşınca etrafa bakındım pekala 180 boyunda öfkeli bir patron bulması o kadarda zor olmamalı değilmi.

O piti piti karamela sepeti Terazi lastik cimnastik hmmmm tamam sağdaki kapı.

Kapıyı açmamla kahve molası yeri olduğunu anlamam bir olmuştu.

Bir sürü çerez vardııı!!

Yemek çantasını masaya bırakıp cipslere baktım bir tane bana bir tane aiko abime Akira abime haru abime.

Kucağım cips ile dolmuştu kapının tekrar açılması ile elimdeki cispleri yere düşürmem ile korku ile kapıya bakmıştım.

Bembeyaz saçları leylak rengi gözlerini kısarak bana bakan uzun boylu adam ile yutkundum korkuyordum anksiyetem tutmuştu resmen.

Ağlamak üzereydim abimin şirketi olmasına rağmen burda olmamam gerekiyordu.

"Küçük kız burda ne işin var"

Ağlamaya başlamam ile endişeyle bana baktı.

Yere oturup ağlamaya devam ettim sadece abimi istiyordum.

Önümde diz çöküp saçlarımı okşaması işe geriye çekildim tanımadım insanlarla yakın olmam doğru değildi.

"Küçük prenses sorun yok gel hadi"

Prenses bunu abimde sürekli söylüyordu!

Göz yaşlarımı silip ona doğru bir adım atdım.

Elimi tutan elleri büyük ama yumuşaktı gülümsedim hafifçe.

"Küçük hanım burda ne arıyorsunuz"

Dediklerini anlamadım için boş bir şekilde bakıyordum tepkisizce.

Abimin adını demem yardımcı olurdu belkide!

"Ai ko "

Gözleri anlık olarak büyürken elimden tutarak doğruldu yavaşça odadan çıkıp siyah kapısı olan bir odaya yaklaşıp kapıyı çaldı.

İçeri girdiğimizde sinirli bir şekilde telefonda konuşan aiko abimi görmem ile dudaklarımı dişleyip yeni tanıştığım abinin arkasına saklandım.

"Bay akihiko kızınız burda"

Aiko abim kaşlarını çalarak bize dönerek konuştu hızla

"Ne saçmalıyorsun yukiji ben bekarı-"

Beni fark etmesi ile gözleri kocaman olurken gülümsedim.

"Abişşş yemek getirdim"

Elimdeki yemek kutusunu göstermem ile tebessüm ederken koşarak ona sarıldım.

Beyazlı abi olduğu yerde bize bakarken abim ona döndü tekrar.

"O benim kız kardeşim çocuğum değil "

Kafası ile onaylarken beni kucağına alıp masaya ilerleyip benimle beraber oturmuştu.

Yemeği açtığında gururla gülümsedim yemek çubuklarını ben koymuştum.

Beyazlı abi olduğu yerde dikilirken abimin kulağına doğru fısıldadım.

"Aç sanırkm oda yesin abi"

Aiko abim kaşlarını kaldırarak bana bakarken iç çekip beyaz abiyi yanına çağırdı.

"Kardeşim aç olduğunu söylüyor sende ye biraz "

Beyazlı abi bana gülümseyip yanımıza gelmişti.

Çubukları kullanmada gayet iyi olduğum için hızla ona kızarmış tavuktan uzattım.

Şaşırsada yemişti dik dik bakan aiko abime de uzatmamla yemişti birazda kendim yemeliydim açım sonuçta.

Yemekten sonra abim kahve içerken bende meyve suyunun tadını çıkartıyordum.

Haru abimi görüntülü arayıp yemekten konuşmuştum enfes yapmıştık herşeyi aiko abimde çok beğenmişti.

Akira abimin bir saate gelip beni alıcağını söylemişti.

Aiko abim ama dönmek istemiyordum.

Beyazlı abinin adını öğrenmiştim yukiji di adı çok sevimli gelmişti gözüme.

Biten meyve suyunu ona uzatmamla gülümseyip almıştı onunda benim yaşlarımda bir kardeşi olduğunu söylemişti.

Beni daha sonra lunaparka götürme sözüde vermişti uslu bir kız olursammm

Bu yüzden çok uslu duruyordum.

Çalan kapı ile dudaklarımı büzdüm Akira abime hala tiripliydim bana bir ton ödev veriyordu.

Aiko abimin karnına başımı gömüp kafamı sakladım.

Aniden belimdeki eller beni havaya kaldırmıştı.

"Evren deve kuşu değilsin böyle saklanamazsın"

Göz devirmem ile burnumu sıkması bir olmuştu.

Kucağında çırpınırken gülüp inadına tutmaya devam etmişti.

Bazen keşke abilerim olmasalar diyorum bu büyük bir hataydı tabiki.








Selam piştim



abilerinin prensesiWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu