12

226 22 3
                                    

Takishima

Siyah gözleri ufak burnu ve kırmızı dudakları hafif aralanmış şekilde bana bakan evren ile yutkundum.

Güzeldi hemde çok.

Bana korku ama beklenti ile bakan gözlere son kez bakıp kitabı aldım.

"Bu kitap senin okuman için değil kaçak kız"

Kafasına kitap ile hafifçe vurup çekildim işim vardı birsürü.

"Yaah takishima ben kaçak değilim"

Gözlüğümü masadan alıp takarak kitaplıklaeın arasınfa ilerlerken evrenin sonsuz konuşma kapasitesini unutmuştum tamamen.

Mutfağa ulaşırken hala konuşan evrenin ağzına masadaki kremalı çöreklerden birisini sıkıştırmam ile durup keki yerken sonunda sakın bir nefes aldım.

"Takishima ailen nerde"

Duyduğum soru ile umursamazca omuz silktim.

"İş gezisindeler yada başka işleri vardır "

Sandalyeye oturup çörekleri yerken gülümsedim değişik bir kızdı kelimeler ile anlatılamaz ama bir kaç mısra şiir gibi sadeydi.

"Aileni özlemiyor musun"

Kahve makinesine doğru ilerlerken düşündüm aile özlem bunlar bana oldukça soyut gelmişti.

"Hayır kendi hayatları var sonuçta her an bizimle olamazlar kahve istermisin"

Ellerini yanaklarına koyarak bana dudaklarını büzerek bakmaya başlaması ile güldüm bu Haline bu kız gerçekten 15 yaşındamıydı 8 yaşındaki hali gibiydi hala.

"Bol sütlü kremalı 2 şekerli"

Göz devirdim bu duruma.

"Kahve dedim şerbet değil evren "

Dil çıkartıp çöreklere dadanmaya devam etmişti iştahı çok iyiydi.

Bu duruma gülümseyip kahveleri hazırladım evrenin istedi gibi evre krema olduğunu sanmıyordum.

Dolapta bulduğum karamel sosu ile evrene döndüm.

"Krema yerine karamel olurmu "

Hızla kafasınu sallaması ile kahveleri hazırlamaya geçtim.

İkimizin kahvesi çok farklı olmuştu.

Onunki açık renk karamelli tatlı bir kahveydi benimkisi ise sade filtre kahve.

"Ailem beni özledimi acaba "

Kahvemi içerken masum gözlere baktım abilerini burdan göndermek tam bir zulümdü.

Akira bir an üstüme atlıycağını düşünmüştüm.

Çalan telefon ile evrene bakarken telefonuna bakıp omuz silkip geri kahvesini içmişti.

Tekrar çalan telefon ile tekrar bakıp kahvesine dönmüştü bir kaç kez tekrar tekrar çalan telefon ile evrene döndüm.

"Açmayı düşünmüyormusun"

Omuz silkmişti sinirli bir ifade ile göz devirip kahvemi bitirip masadan kalktım.

"Ailen senin için endişeleniyor bunu biliyorsun"

"Ben onların kızı değilim"

Bardağı lavaboya koyarken ona döndüm.

"Ne tabiki onların kızısın evren saçma-"

"Değilim işte! "

Aniden ellerini masaya vurmadı işe yere düşen bardak ile gözleri dolmuştu.

"Ben üzgünüm toparlarım hemen "

"Dur bekle! "

Yerdeki kırık cam parçalarına uzanan kızı durdurmak isterken elinin kesilmesi ile derin nefes aldım.

"Evren çekil elin kanıyor ben halledicem tamam mı"

Yerdeki camları toplayıp çöpe döktükten sonra suçlu bir çocuk gibi oturan küçük kızı ayağa kaldırıp lavaboya tuttum minik tombik ellerini.

Kısa tombul elleri vardı.

"Canın çok yandımı"

"Ihıhh.... "

İç çekip eczane dolabından yara bandı ve tendirdüyot aldım.

"Acır ama istemiyorum"

Elini çekmesi ile derin nefes aldım.

"Acımıycak korkma"

Avcumun içinde ufacık kalan ele baktım.

Sararken bir yandan üfledim canı yansın istemezdim.

"Geçti tammı bak birşey yok"

Eline bakıp gülümsemişti.

"Hadi gel içeri geçelim ve bana sorunu anlat"

Koltuğa oturması işe yastığa sarılmıştı sanırım seviyordu bunu.

"Pekala neden ailen hakkında böyle konuştun dün senin için aceleyle şangaydan geldiler orası bir anda gelebilecekleri bir yer değil "

Benim ailem gelmezdi asla.

"Ben şey "

Yutkunması ile sesizce bekledim isterse konuşurdu zaten.

"Ben onlarla 12 yaşımda tanıştım yetim hanede "

Kanımın donduğunu hisederken gözleri dolmuştu hızla.

"Beni sevmiyorlar biliyorum  işte"

Ağlayan kıza sarıldım hızla elimden hiç birşey gelmiyordu resmen.

"Seni sevmeseler 12 yıl boyunca seni aramazlardı "

"Aramadılarki....   Herşeye sebep olan hemşire itiraf etmese asla farkında değillerdi"

Saçlarını okşamaya devam ettim sadece 3 yıldır tanıdığı ailesine karşıydı bu acısı.

Aniden çalan kapı ile ayrıldık kapıya ilerlerken oda peşinden gelmişti.

Kapıyı açmam ile uzun boylu sert bakışları olan koyu siyah saçları  geriye taranmış takım elbiseli bir adam kapıdaydı.

Yanında evrenin abileri ve başka tanımadım çok fazla insan vardı.

Evrenin arkamdan çıkıp kapıya bakması ile kapıda dizili olan insanlar hızla diz çökmüştü.

"Küçük hanıma saygılar sizi almaya geldik "

Evren akan göz yaşını silerken bana baktı.

"Gitmek istemiyorum"

Kapıdakilerin sert bakışları beni bulurken derin nefes aldım.

"Ama gitmen gerek "

Bana öfke ile bakan adam aniden evreni kucağına alıp ilerlemesi ile şokla kalırken akiranın yanındaki naif bakış ile bana gülümseyen kişiye baktım.

"Seni bir daha evrenin yakınında görürsem gebertirim seni "

Gülümseyerek dediği şey ile kanım donarken bende aynı şekilde gülümsemiştim.

Aniden kapıyı çekmesi ile kapanan kapıya baktım bu aile cidden sorunluydu.

abilerinin prensesiTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon