on bir | yeh fitoor mera

110 28 14
                                    


Rüzgara karışan nefesime ilaveten gözlerimle etrafı taradım. Basit bir benzin istayonunun kafetarya bölümünde üzerimdeki eşofmanlarla oturuyordum. Tavuk restauranından sıkıldığım zaman yarı zamanlı işlere gdebiliyordum tanıdıkların yanında. Bugün de öyle günlerden biriydi ama uzun zamandır haber alamadığım Jungkook yazınca onunla görüşmek istemiştim.

Hâlâ içimde şüphe vardı Jeon Jungkook olup olmadığına dair ama kaybedeceğim bir şey de yoktu. Sonuçta para vs. yatırmıştım bir yerlere. Ayrıca Jungkook ise bile ortada büyük terslik vardı. Uzun süre ortadan kaybolup bana yazmamıştı. Tüm bunları iki üç yıldır ev adresi ifşa olduğundan beri yaşasa da tepki göstermemişti. Ne istediğini, ne istemediğini tam olarak bilemiyordum.

Derken, karşımdaki siyah plastik sandalyelerden birisi çekildi ve kot pantolon ile kot ceket giyen, saçına taktığı bir şapkayla oturan genç adamla karşılaşmıştım. Maskesini yüzünden kısa süreliğine indirdi. Piercingleri ve gözleriyle karşı karşıya geldiğimde heyecanlanmadan edememiştim.

Resmen.

Gerçekten.

Jungkooktu.

"Merhaba."

"Merhaba sahiden Jungkook olan kişi." diyerek hafif kaşlarımı kaldırıp güldüm.

Vay anası işşize bak...

Burada işsiz olan bugünlük bendim ama bu durumda olmamız uygun muydu gerçekten tartışılırdı. "Uzun zaman oldu konuşmayalı..." diyerek maskesini yeniden kaldırdı. Başımı salladım.

"Evet. Taşınacakmışsın duyduğuma göre?"

"Evet taşınacağım. Albümle vs. ile uğraştığımdan pek anında taşınamadım."

Başımı sallama sırası bana geçmişti. "Sadede geleceğim..." diyerek arkaya doğru gerindim ve ellerimle dağınık saçlarımı karıştırdım.

"Bu işler öyle tehditle falan düzelmez." Yanımdaki dosyayı Jungkook'un önüne ittim. "Gidle soojin olaylarından bahsetmiştin. Kız güzeldir falan ama eski zorbalık olaylarına karıştığından bu iş zor. Onu durmadan halkın gözünden düşüren muhabir, Eun Jeong diye sorduğun kişinin uzaktan kuzeni. Herifler iki medya organı için ayrı ayrı çalışıyor. Ki zaten birisi şirkete, diğeri de bakanın bilmem neyine bağlı.

He BTS ile dertleri var mı? Şimdilik yok. Ayak sürümeniz ve şirket içindeki hareketleriniz hoşuna gitmiyor. Hybe yönetim kurulu üyelerinizden bazıları ise onlarla anlaşmalı. Dispatch'i satın aldığınız gibi, orada burada bağlantılı olan adamlar var. Bu yüzden güvenlik zaafiyeti yaşıyorsunuz çünkü sizi bu ülkenin bokunh örtmek için hiç bitmeyen bir joker kartı olarak görüyorlar.

Yarın öbür gün onla bunla sevgililik haberimiz çıksa şirketiniz bilmiyorum der çünkü siz joker kartısınız.

İyi itibar yahut kötü itibar her türlü para.

Siz para kelimesinin anlamısınız. Artık grup faaliyetlerine ara verdiğinizden ve eski bighit olmadığından, elbette kot pantolonlarınız için vs. kullanılacaksınız. Başka türlü Amerika bayinizi nasıl ayakta tutup yaşatacaksınız? Dört yıldır açılmasını ön gördüğüm Çin bayiniz de bu yıl açılıyor."

Tek seferde söylediklerime baktı.

Dosyada bir yeri açarak gösterdim.

"Sadece şu listedeki on adam yüzünden siz sürekli bu güvenlik zaafiyetini yaşayacaksınız. Hollywood ilk kurulduğunda bile bu olaylar varken bir de sizi düşün. Bunları kesmenin ve bitirmenin tek yolu. Risk almak.

Bu risk tüm değerleri slt üst eder."

Bana şaşırarak baktı. "Bu kadar şeyi neden  biliyorsun?"

"Bu ülkede cahil dolaşmamak için bir ipin ucunu tuttum, her yer dolandı. Yapacak bir şey yok." Omuz silktim.

Garson biraz önce sipariş ettiğim içecekleri önümüze koyunca bir tanesini onun önüne uzattım.

"Ben bu saçmalığı bitirmek istiyorum. Ne yapacağım peki? Duracak mıyım öylesine?" dedi.

"Sana gerçekten yardım etmemi istiyor musun Jungkook?" dedim keskince gözlerinin içine bakarak ve ona doğru eğilerek.

"Evet?"

"Önünde iki seçenek var. O halde ya arada sırada onların istediğini yapıp bir süre ortadan kaybolacaksın, ya da direkt savaş açacaksın..."

|

Az cesur olun

Cesur olalım

Vantaem



This Is Why We Can't Nice Have Things ℘ JJKWhere stories live. Discover now