Hatırlıyorum...
Bir yaz akşamıydı...
Evin en sevdiğim yeri olan balkondaydım, hava serindi, üşüyordum...
Ama gün batıyordu ve ben bunu kaçıramazdım...
Hayallerimi düşünürken göğün turuncu ve kızıl rengini izlemek o zamanlar en büyük zevkimdi.
Bir elin sıcaklığını hissettim omzumda, arkamı dönmedim. Çünkü biliyordum bu sıcaklık ancak babama ait olabilirdi.
"Annem, aradı mı?" diye sordum. O gün üniversite sonuçları açıklanmıştı ve ben uzun zamandır istediğim eczacılığı kazanmıştım. Babam sıkıntılı bir nefes verdi. Anlamıştım hiç olmadığı gibi şimdi de yanımda olmamıştı annem.
"Aramadı, aramayacakta Mavi, şunu aklından çıkar artık. Onun farklı bir ailesi, farklı bir hayatı var."
Boğazım düğümlenmişti. Bizde eksik olan ne var? diye sormak istedim babama. Ama omzumun üzerinden ona baktığımda onunda en az benim kadar perişan olduğunu gördüm.
Yüzümü avuçlarının arasına alarak gözlerime baktı. "Mavişim, bir tanem ,bizim ailemiz iki kişilik, başka kimseye ihtiyacımız yok."
Gözümden akan bir damla yaşı elimin tersiyle silerek onun benimkilerden daha açık rengi olan mavi gözlerine baktım. "Beni hiç bırakma olur mu? Sen olmadan yaşayamam baba."
"Bırakmam Mavişim..."
***
Odaya tam olarak yerleştiğimde akşam olmuştu. Aslında amacım bu Club'ta kaldığım sürece odamdan hiç çıkmamaktı. Dayım beni sıkı sıkı tembih etmiş, odamdan çıkmamamı söylemişti. Ama yatağıma uzanıp tavanı izlemekten sıkılmıştım
Odam Club'ın bir bölümü değildi, Sadık Dayımın çalışanlara ayırdığı bir yurt gibiydi burası. Yatakta cenin pozisyonunu almıştım, göz kapaklarım ağırlaşmıştı .Uyumak istemiyordum aslında. Çünkü biliyordum uyuyunca kabuslar yakamı bırakmayacaktı.
Sesler duyuyordum...
Babamın bağrışlarını...
Tekrar tekrar koşuyordum, yine...
Ama bu defa babama doğruydu koşuşum, ellerimi açmış ona sarılmayı bekliyordum adeta...
Nefes nefese uyandığımda odadaki Ay ışığı karşıladı beni. Terden sırılsıklam olmuş saçlarımı yüzümden çekerek yatakta doğruldum. Yanı başımdaki komodine uzanıp suyu aldığımda ellerim titriyordu. "Lanet olsun" diye tısladım. Kendimi zayıf görmeye dayanamıyordum.
Ayağa kalkıp odanın kapısına yöneldim. Burada böyle kalırsam kafayı yiyecektim çünkü. Yavaşça kapıyı açtığımda aşağıdan gelen kahkaha seslerini duyuyordum.
Etrafta kimsecikler yoktu. Parmak uçlarımda ilerlerken bu katta üç oda daha olduğunu fark etmiştim. Merdivenlerden indiğimde uzun bir koridor daha karşıladı beni. Üzerinde "Depo" yazan bir odadan dayımın ve birkaç kişinin daha sesi geliyordu.
Ne yapıyor olabilirdiler?
Kapının kolunu sıkıp açacakken arkamdan gelen sesle irkildim.
"Napıyorsun burada sen?" Arkamı döndüğümde uzun kahve saçlı, mavi gözlü, güzel bir kızla karşılaştım. Bir şeyler söylemek için ağzımı açtığımda o benden önce davrandı. Gözlerini kısarak yaklaştı, kırmızı rujlu dudaklarını kıvırıp gülümsedi. "Anladım ben, sen kafa dağıtmak istiyorsun, ama şanslısın ki benimle karşılaştın, hadi gel benimle"
![](https://img.wattpad.com/cover/346406037-288-k31571.jpg)
YOU ARE READING
Mavi Zehir
Teen FictionBu hikaye bir aşk hikayesi... Bir intikam hikayesi... Her şeyden öte Gecenin mavisinin Gecenin siyahına meydan okuyuş hikayesi... Bu kitap uzun zamandır içimde tuttuğum bir kitap ve sonunda yazıyorum... Kitabın tutması gibi bir amacım yok sadece iç...