9-Hyunjin Mi?

1.2K 137 78
                                    

2. Çalışta açmıştı telefonu babam.

"Alo baba-"

"Aptal şey seni. Gerizekalısın sen. Hiçbir yerde işe yaramıyorsun. Piç işte."

Neden böyle demişti ki?

"Ne oldu?"

"Piç kurusu, birde soruyor musun?! Olay çıkartmışsın ilk günden."

A-ama kim söylemişti ki ona.

"Baba biz kendi aramızda hallettik onu."

"Orospusu herif, o zaman neden Hyunjin bey beni arayıp senin olay çıkardığını söyledi? Aptal herif. Ben sana mı inanırım yoksa ona mı?"

"Hyunjin mi?"

Gözlerim şokla açılmıştı. Neden, hangi sebeple birisi bunu yapardı ki? Halbuki onunla iyi anlaşacağımızı düşünmüştüm.

"Evet canım. Bak eğer bir daha öyle birşey duyarsam senin cesedini köpeklere yem ederim. O sırtındaki yara lekelerine çok daha güzellerini eklerim. Merak etme bunu yaparken hiç yorulmayacağım. Aptal piç kurusu."

Suratıma kapattı telefonu. Ben hala şoktaydım. Bir an kendimi tutamayıp yere düştüm. Ayak sesleri yankılanmaya başladı mutfakta.

"Felixciğim, babam seni göndermezse ben seni gönderirim. Bu evde çok kalmayacaksın."

Adım sesleri uzaklaştı bu sefer.

Hemen odama geçtim ve uyumaya çalıştım. Bu evden beni yollayacaktı. Hayır hayır o zaman babam beni öldürür. Düşünmemeye çalıştım ve yarım saate uyudum.

×××××

Sabah 8 civarı uyandım. İlk başta yüzümü yıkayıp çıkacaktım fakat sonra vaz geçip duşa girdim. Yarım saatlik bir duşun ardından cıkıp üstümü giyindim. Saçımı genelde kurutmazdım.

Kurutmadan alt kat mutfağına doğru ilerledim. Bayan Hwang beni durdurup konuşmaya başladı.

"Günaydın Felixciğim. Hyunjin seni aşşağıdaki mutfakta bekliyor şimdi. İkiniz birlikte hazırlayacaksınız kahvaltıyı. Eğer sözünü dinlemezse zorla yaptır. Bak düzgün bir öğretmen gibi duruyorsun. Ne kadar zorlasa da seni öğret bişeyleri ona. Bak sonra birşey öğrenmezse bozuşuruz."

Sanırım ciddi değildi ama yinede bi tedirgin olmuştum. Ne yapacaktım ki ama. Hyunjin ona birşey öğretmememi istiyor ama bay ve bayan Hwang tam tersini istiyor.

Düşüne düşüne mutfağa kadar gelmiştim. Gerçekten Hyunjin beni orada bekliyordu.

"Ooo günaydın Şefim."

"Günaydın Hyunjin bey. Hazırsanız kahvaltıyı hazırlamaya başlayalım."

"Ne pişireceğiz?"

"Pişi, krep, salçalı sosis, kuymak, peynirli börek ve son olarak patates mücveri."

Hyunjin sahte bir şaşkınlıkla bakıyordu.

"Woww!? Desene ya bi kuş sütümüz eksik."

Sahteden güldüm.

"Hadi hyunjin bey."

Ben bütün malzemeleri bıraktım tezgaha.

×××××

Hyunjin ile güzel bir iş çıkarmıştık. Arada küçük küçük tartışsak da halletmiştik bir şekil. Gerçi kendisi pek birşey yapmamıştı.

"Oh, bitti sonunda."

"Ben olmasam yapamazdın bu arada."

Egost, narsist, kendini beğenmiş manyak.

"Evet Hyunjin bey. Siz olmasanız yapamazdım."

Bana aşağılar gözlerle baktı.

"Bu da demek oluyor ki artık sana ihtiyaç yok. Gidebilirsin bu evden artık."

Bu adam bi şekil kovacaktı beni. Ama kovmasına gerek yoktu ki. Zaten 1 ay sonra gidecektim.

"Hyunjin bey, büyük ihtimalle 1 ay sonra gideceğim. Neden yine de beni göndermeye çalışıyorsunuz?"

Ayağa kalktı.

"Keyif değil mi? Canım keyfim öyle istiyor."

Yarrağımı ye piç pezevenk. Keşke içi de dışı kadar güzel olsaydı. Yakışıklı piç.

Ayağa kalkıp içeri geçtim. Bu evde sunumları ben yapmıyordum.

"Felixciğim, bitirdiniz mi yemeğinizi?"

"Evet bay Hwang. Bitirdik herşeyi. Bende şimdi Yejiye haber verecektim."

"Yavrum dün babanla konuştun mu?"

"Evet bay Hwang."

"Ne söyledi baban sana? Daha ilk günden neden aramış ki. Dünkü olayla ilgili birşey mi söyledi yoksa?"

Ben ne diyecektim? Acaba Hyunjini ifşalamalı mıydım? Hayır, benim yüzümden adam babasıylan kavga etmesin. Olay çıkartmak istemiyorum.

"Hiçbirşey söylemedi. Çok özlemiş beni. O yüzden aradı."

"Hımm, iyi o zaman. Ben Yejiye haber veririm. Sen geç sofraya."

Oh, iyiki darlamadı beni. Ben darlanınca herşeyi itiraf edebilecek bi tipim. Amk hiç yalan söyleyemiyorum. Dün az kalsın Hyunjine de herşeyi itiraf edecektim. Eniştem sağolsun kurtardı beni.

"Aaa Felixciğim. Baban dün seni çok sevdiği için mi aramıştı? Hiç öyle gözükmüyordu ama."

Hyunjinin sesiydi bu. Arkama döndüm. Üstüme doğru yürüyordu. En son beni duvarla kendi arasında bıraktı.

"Imm, yeni gelen küçük Lix ne kadar da önemsermiş beni."

Küçük şeylerden bile etkilenen biri olarak onun davranışlarından etkilenmiştim. Gözlerine bakamıyordum. Normalde bile insanlarla göz teması kuramazken onunla şu an nasıl göz teması kurabilirdim?

"Hyunjin bey çekilşr misiniz? Babanız yemek salonuna geçmemi söyledi. Gitmem lazım."

"Gözlerime baksana, neden bakmıyorsun? Yoksa utandın mı ha? Oyy kıyamam."

Yüzüne yapmacık bir gülümseme yerleştirdi. Orospu evladı diycem de anne ve babasını seviyorum Allahtan.

'Hyunjin bey ben normalde de nadiren göz teması kuran bir kişiyim zaten. Ve siz şu an bana yiyecekmiş gibi bakarken nasıl göz teması kurabilirim' demek isterdim ama demedim tabiki.

"Hadi hadi üzüldüm, gidebilirsin. Sonra konuşuruz seninle."

Tam gideceğim sırada kolumu tuttu.

"Ha bu arada dün mutfakta diyeceğim şey neydi biliyor musun?"

"Hyunjin bey, üzgünüm zihninizi okuyamıyorum."

Sahte bir kahkaha attı.

"Ay komik şey seni."

Söyleyeceksen söyle der gibi baktım yüzüne.

Hyunjini en başından piç yazmayı planlıyordum zaten. Ayrıca sizce hyunjinin liximi istememe sebebi sadece şef olayı mı yoksa başka bir olay daha mı var. Neyse hepinizi öpüyorum aşklarımmmm. ❄️❄️💙💙

Şefim-HyunLixWhere stories live. Discover now