4 | Aptal vampir

128 20 21
                                    

Felix

Gözlerim yaşadığım şok ile büyürken, hwang vampiri ise olduğu yerde kalmış burnundan akan kanı durdurmaya çalışıyordu.

Burnundan akan kan asla durmamaya yemin etmiş gibi zemine damlamaya devam ediyordu.

Sonunda kendime geldiğimde ayağa kalkıp vampir beyin yanına gitmiştim.

"İyi misin?"

Hwang vampiri bana ters ters bakmış ve burnunu tutmaya devam etmişti. Ardından ise sanki konuşmamak için yemin ettiği ağzını aralayıp, dözlerine başlamıştı.

"Mutfağa gidip bana peçete getirir misin?"

Kafamı sallayıp elimden geldiğince hızlı olarak zaten yerini bildiğim mutfağa koştum. Koşmak bile denemezdi buna, çünkü resmen uçmuştum.

Gözlerimi tezgahta gezdirip sonunda aradığım şeyi bulunca birkaç parça kopartmak yerine direkt ruloyu alıp vampir beyfendiciğimin yanına olabildiğince hızlı olmaya çalışarak aynı şekilde uçmuştum.

Elimde ki rulodan birkaç parça kopartıp, katlamıştım. Vampir beyin kolundan tutup koltuğa oturmasını sağlamış, ardından ise elimde ki katlı peçeteyi burnuna tutmuştum. Daha sonra ise söylenmeye başlamıştım.

"Hayır ben nereden bilebilirdim ki burnunun kanayacağını? Hayatımda daha önce vampir görmemiş insanım ben. Ayrıca sizin kanınız mı vardı?"

"Sen salak mısın? Yoksa salak taklidi falan mı yapıyorsun? Tanrım! Sen bana bu çocuğu, beni sınamak için mi gönderdin?"

"Aptal vampir! Asıl tanrı bana seni, beni sınamak için göndermiş!"

"Hatırlatırım buraya gelen ilk kişi sendin!"

"Yalnız buraya gelmeyi ben değil takipçilerim istedi?"

"Sonuç olarak evime izinsiz giren kişi sendin?"

"Sus be vampir sus! Diğer kitabı da fırlatırım kafana bu sefer de beyin kanaması geçirirsin!"

"Miyav~"

İkimizinde bakışları bize masum masum bakan minik kediye dönmüştü.

"Bak senin yüzünden hayvanda korktu!"

"Felix iki dakika çenne durmaz mı senin? Başım dönüyor, o yüzden lütfen biraz da olsa sessiz dur."

Kucağımda ki kedi ile vampir beyin yanına gidip önünde hafifçe eğildim. Gerçekten biraz halsiz görünüyordu. Hadi ama sadece bir kitap fırlatmıştım ve burnu kanamıştı! Nasıl bu kadar halsiz görünebilirdi ki?

"Sadece bir kitap fırlatmayla böyle oluyorsam sen daha işimiz yaş."

"Uzun zamandır kan içmediğimden dolayı halsizim felix. Dolaptan bana kan getirir misin?

"İyi tamam."

Derince iç çekmiş ve yerini bildiğim mutfağa doğru ilerlemiştim. Bak işte şimdi vicdan azabı çekmeye başlamıştım! Bugün kesinlikle bu evde kalmalıydım. Yoksa eve gidince içim rahat etmezdi ve kendimi yiyip dururdum.

O yüzden en iyi yol bir geceliğine burada kalmaktı.

Dolabı açıp içinde göz gezdirmiştim.
E ama burada insanların da yediği yiyecekler vardı! Onlar sadece kan ile beslenmiyor muydu? Salona gittiğimde bunu ona kesinlikle sormalıydım.

Ağzı kapalı termos benzeri bir şey gördüğümde elime onu alıp kapağını açmıştım. Kokusundan kan olduğunu anlayıp dolabın kapağını kapatarak içeri doğru yürümüştüm.

Vampire LoveWhere stories live. Discover now