Bölüm 21

109 31 9
                                    


Jisung işten çıktığında hızla eve doğru ilerledi.Akşam hep birlikte yemek yiyeceklerini düşünüyordu.Ama düşündüğü gibi olmamıştı.Eve girdiğinde garip sessizlik vardı evde.

"Minho?"

 Salonun ışıklarını yaktığında seslendi.Diğer odalara birer birer baktığında evde kimsenin olmadığını gördü.Hızla telefonunu çıkartıp Minho'yu aradığında da hiç bir yanıt alamadı.Bir kaç kere daha denedi .Daha sonra çok fazla aradığını düşünüp masaya bıraktı telefonu.Endişelense de kendini kontrol etmeye çalıştı.Boş yere panik yapmak istemiyordu,önemli bir şey olsa bana haber verirdi diye geçirdi içinde.Duşa girip hızlı bir duş aldıktan sonra saçlarını kuruttu.Telefonunu tekrar kontrol ettiğinde hala bir geri dönüş yoktu.Kendine sıcak bir kahve yaptıktan sonra balkonda ki ikili koltuğa yerleşti.Bacaklarını karnına doğru çekip avuçlarının arasına yerleştirdi siyah kahve kupasını.

Kafasını kaldırdığında gecenin karanlığında birer elmas gibi parlıyordu yıldızlar.Hafif esinti duştan yeni çıkmış vücudunu titretirken sıcak kahvesinden bir yudum aldı.Buraya taşındıklarında balkonun geniş olmasını en çok sevmişti Jisung.Bir kaç gece bu ikili koltukta sabahlamışlardı Minho'nun çalışmadığı geceler.Sabaha karşı tam karşıdan doğduğu için güneş onlara güzel bir manzara sunmuştu.

"Beni ilk kez burada öpmüştü." Aklına gelen anıyla kıkırdadı kendi kendine.Titrek bir nefes verip gökyüzüne çevirdi kafasını.Derin bir nefes alıp gülümsedi.Anılar gözünün önünden bir bir geçerken kahvesinin de sonuna gelmişti.Apartmanın önünde araba sesini duyduğu gibi koltuktan kalkıp balkondan sarkıttı kendini.

Apartmanın önüne yanaşan tanıdık arabaya baktı bir süre.Kısa sürede Minho ve ailesi inmişti arabadan.Saati kontrol ettiğinde epey bir geç olduğunu fark etti.

"Ailecek yemeğe gitmişler sanırım." Sabah Minho onuda çağırdığı için erken çıkmıştı oysa ki bu gece işten geç kalmamak için.Boş verip giriş kapısına doğru ilerledi onları karşılamak için.

"Hoşgeldiniz." Merdivenlerden gelen sesleri duyunca gülümseyerek açtı kapıyı.Kapıdakilerin asık suratıyla karşılaşan gencin yavaşça silindi suratından gülümsemesi.

Vien ve eşi sahte yarım bir gülüş sunup içeri girmişti.En arkada ki Minho ile gözleri kesiştiğinde bir sorun olduğunu anladı.Minho'nun yüzünde ki o soğuk ifadeyi biliyordu Jisung.O kadar soğuktu ki sadece yarım günde metrelerce duvarlar örmüş aramıza diye düşündü.Oysa ki Jisung ne kadar uğraşmıştı o duvarları yıkabilmek için.

Minho kafası önüne eğik sessizce yanından geçip gidecekken kolundan yakaladı onu.

"Sorun ne Minho?"

Minho tam cevap verecekken salonda onlara bakan bedenle karşılaştı bakışları.Hiç bir şey demeden sertçe kurtardı kolunu Jisung'un minik parmaklarından.Hızla sert adımlarla odasına girip kapıyı vurduğunda Jisung olduğu yerde sıçradı.

"Evet, tekrar hoşgeldin eski Minho." Dış kapıyı itip arkasından ilerledi odaya doğru.Vien Jisıng'a seslense de duymamazlıktan geldi.

Sertçe kapıyı açıp içeri daldığında Minho kafasını ellerinin arasına almış bir şekilde yatakta oturuyordu.

"Sorun ne? Sabah beni öperek gönderen adam şimdi beş karış suratla dönüyor." Jisung sesini yükseltmek istesede kontrol etmeye çalışıyordu sinirini.Karşısında ki beden sessiz kalmaya devam ederken eliyle itip yeniledi sorusunu.

"Özür dilerim." Minho'nun titrek sesinden çıkan iki kelime Jisung'un kaşlarını çatmasına neden olmuştu.Anlamıyordu hiç bir şey anlamıyordu şuan.

Ihlamur Çiçeği (Minsung)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum