fourteen

1.5K 132 232
                                    

Merhabalarrr

Bu bölüm için cook özür diliyorum😔

Bugün Yoongi'nin şarkıları söylerken ağlamasına ben de ağladım 😭 O KADAR COK SEVIYORUM KI AGLAYINCA SOK OLDUM BEN DE AGLADIM

Sakinim. Huh. Sakinim.

(Önce ki bölüme bakmayı unutmayın💃)

Keyifli okumalarrrr

Medya: traitor - Olivia Rodrigo
Space song - Beach House

***

Jungkook omuzuna aldığı çantayla koşarak okula gidiyordu. Bilerek evden geç çıkmıştı. Mina ile konuşmak istemiyordu. Mesajını üstten okumuştu. Ona ne cevap vereceğini bilmiyordu. Zihni ve kalbi birbirine karışmıştı. Ama mina ile olmak isteyenin zihni mı yoksa kalbi mi olduğunu bilmiyordu.

Okula yaklaştığında düşünceleri daha da çoğalmıştı. Mina ile birlikte olursa doğru olanı yapmış gibi olacaktı. Ve güzel de biriydi. Jungkook'a göre mina iyi biriydi, hiçbir kusuru yoktu. Arkadaşları o konuşmayı yapmasaydı hemen kabul ederdi. Ama yaptıkları konuşma onun kafasını iyice karıştırmıştı. Çünkü Arkadaşları hiçbir zaman onu boş şeylerle tedirgin etmemişlerdi.

Arka cebinden çıkardığı kartı okutmuş, derin bir nefes alarak okula girmişti. Şuan zil çalmasının üstünden beş ya da altı dakika geçmişti. Bu yüzden mina ile konuşması gerekmeyecekti. En azından bir saatliğine.

Okulun içine girdiği gibi merdivenlere yönelmişti. Hızlı hızlı merdivenleri çıkarken bir yandan da yoklama alınmaması için dualar ediyordu. Eğer ailesi geç geldiğini fark ederse hiç iyi şeyler olmazdı.

Çıktığı iki katla birlikte sınıfına gelmişti. Derince yutkunup kapıyı çalacağı sırada omzuna dokunan elle afallamıştı. Müdüre yakalanma korkusu yüzünden arkasını dönmeye bile çekinmişti.

"Jungkook, benim."

Jungkook duyduğu sesle rahat bir nefes alırken yavaşça arkasını dönmüştü. Bu taehyung du. Okul forması üstüne biraz bol gelmişti. Gözlerinde ince çerçeveli bir gözlük vardı. Saçları da biraz dağınıkdı.

Jungkook koştuğu için nefes nefese "sen neden geç geldin?" Demişti. Halbuki taehyung'un geç kalmadığı biliyordu. Taehyung asla okula geç kalmazdı. Her okula gelişinde taehyung sırasında olurdu çünkü. Sadece biraz onunla konuşmak istemişti.

"Hayır geç gelmedim. Bugün nöbetçi öğrenci geç gelecekmiş o yüzden yoklama defteri gelmemişti. Hoca da almamı istedi. Ben de seni camdan görünce yavaş götüreyim dedim yok yazmasın diye."

Taehyung kendini açıklandığında jungkook usulca gülümsemişti. Taehyung çok düşünceli biriydi. Onunla geçirdiği bir buçuk hafta boyunca çok mutlu hissetmişti. Çok fazla şey yapmasalar da, yanında rahatlamıştı. Taehyung kendisine sorunlarını anlattığında hem ne yapacağını bilememiş, hem de kendisine anlatıyor diye mutlu olmuştu. Jungkook'un aklını karıştıran bir şey daha vardı aslında. Ama bunu düşünmek istemiyordu.

"Jungkook unutmadan sana bir şey vermek istiyordum."

Taehyung'un heyecanlı sesiyle jungkook hemen kafasını sallamıştı. Ne vereceğini oldukça merak etmişti. Taehyung yavaşça cebinden çıkardığı minik şeyi jungkook'a doğru uzatmıştı.

Jungkook eline aldığı şeyle daha fazla gülümserken oldukça mutlu hissediyordu. Elindeki seramikten yapılmış bir kurbağaydı. Minik kurbağanın başında mor bir büyücü şapkası vardı. Jungkook'un elinin arasında kaybolan küçük kurbağanın gözleri büyük büyüktü. Oldukça sevimli duruyordu. Yanaklarında da küçük küçük pembelikler vardı.

Jealousy ▪︎ TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin