Nişan Töreni

243 21 5
                                    

Regina bir süre odada daireler çizdikten sonra derin bir nefes verdi ve tekrardan kalktığı yere oturdu. Gözlerinde karamsarlık olsada yüzünde zorlukla kondurduğu gülümseme vardı.

Sanırım bu ifade.. kabul edip etmeme konusunda emin değilim ama senin üzülmeni de istemiyorum ifadesi... Tanrıçam lütfen beni affet.

Tekrardan derin bir nefes vererek dudaklarını araladı.

"Bak Ines.. seni anlamaya çalışıyorum.. fakat nasıl desem.. sen daha on beş yaşındasın. Sosyeteye bile yeni çıkışını yapmışken aniden nişanlanman soylular arasında büyük bir gürültüye sebep olabilir."

"Majesteleri endişenizi anlıyorum ama Genç Dük benim için canını vermeye bile hazır. Beni geçen sefer bir takım suikastçıların elinden de o kurtarmıştı."

"Anlamadım? Bu başına daha önceden de mi geldi?"

"Ah.. abimin size söylediğini sanıyordum. Sosyeteye çıkış balomda bir saldırıya uğradım, Dük Evan ise kendi can sağlığını düşünmeden olaya müdahale etti. Hatta abimde bu olaya şahit oldu, isterseniz ona da sorabilirsiniz."

Bu bir fırsat. Ignatius saldıranın kendisi olduğunu söyleyemez, Evan'ı desteklemekten başka çaresi yok.

Benim sözlerimin ardından Regina içeriye gelmesi için Ignatius'u çağırdı, onun gelmesiyle birlikte beklemeden sorguladı. Regina benden duyduklarını aynen sormuş ve bir cevap duymak için beklemişti. Regina'nın her kelimesinde Ignatius şaşkınlık ve öfkenin getirdiği garip ruh haliyle bir ona bir bana bakıyor sakin kalmaya çalışıyordu.

"Majesteleri tam olarak öyle deği-"

Aniden sözünü kestim.

"Abim sonradan dahil olduğu halde onun ve benim hakkımda asılsız söylentiler çıkmaya başlamış bile.."

Regina bana dönüp düşünceli bir şekilde baktı.

"Asılsız söylentiler mi?"

"Evet majesteleri, insanlar abimin bana zarar verdiğini ve imparatorluğun bu konu hakkında hiçbir şey yapmadığını söylüyorlar."

İşte bu kadar. Ignatius'u kaçamayacağı bir şekilde kıstırdım. O bunu kesinlikle "Ağzını kapalı tut yoksa seni ifşalarım." tehditi olarak algılamıştır. Şimdi yapmam gereken şey beklemek.

"Bu nasıl bir söylenti?! Öz abin sana neden zarar vermek istesin? Taht için mi? Bunun imkansız olduğunu abinde biliyor!"

Ignatius sessizliğini bozdu.

"Majesteleri sanırım o gün olan şeyleri insanlar yanlış yorumlamışlar. Aynen kardeşimin dediği gibi oldu. Ben sonradan yetiştim."

Regina ve Ignatius odanın çıkışına doğru ilerleyip kendi aralarında bir süre konuştular ardından Ignatius odadan çıkarken Regina yanıma doğru yaklaştı ve elini yanağıma koyup okşadı.

"Bu nişanı kabul ediyorum. Fakat şunu söylemeliyim ki saray dışında yaşaman mümkün değil. Genç Dük Evan, seninle burada yaşamak zorunda."

"Bunun zaten bilincindeydim majesteleri, teşekkür ederim size minnettarım."

Onunla bir müddet daha konuştuktan sonra odadan çıktı. Tek başıma kaldığım odada duvarlara göz gezdiriyor daha ne kadar yatakta kalmam gerektiğini sorguluyordum. Pencereden gelen ses ile bakışlarımı o tarafa çevirdim, küçük gri bir kuş pencereye doğru gagasını çarpıyordu.

Onun gri tüylerini görmek aklıma Marco'yu getirdi. Marco.. ona karşı bu kadar özlem duyacağımı hiç düşünmemiştim. Bana söz vermişti, sözünde durmadı.

İmparatorluk SırrıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin