30

661 99 56
                                    

"Heyecanlı mısın?" diye sordu Niall arabayı park yerine sığdırmak için ekstra bir çaba harcarken. Festival yüzünden çevredeki park yerleri çok doluydu, zar zor bir tane bulabilmişti o da epey küçüktü.

"Heyecan mı gerginlik mi bilmiyorum ama o tarz bir şey hissediyorum, evet."

"Louis de öyle hissediyordur."

Harry emniyet kemerini çıkarırken "Sanmıyorum," dedi. "O bana kıyasla daha rahat bu konuda, çok utanmıyor. Ama attığım mesajları düşününce ben kafamı kuma gömmek istiyorum."

"O da utanıyor Harry, emin ol. Yoksa o kadar cinsel konuşmanın ardından arkadaş buluşmasına değil de otele falan çağırırdı."

Niall gülünce Harry onun koluna vurdu. Niall daha doğru düzgün ne konuştuklarını bile bilmeden sürekli alay ediyordu, bir de mesajları okuyup birnirlerine attıkları fotoğrafları görse kim bilir ne derdi.

Birlikte arabadan indiler, seyahat çantalarını bagajdan çıkardılar. Ufak motelin kapısından içeri girerken Harry etrafına bakındı. Louis de burada olmalıydı, aynı motelde kalmayı planlamışlardı ve Harry on dakika kadar önce oraya ulaşmak üzere olduklarını haber vermişti.

Danışma masasının yan tarafındaki koltuklardan birinde oturmakta olan Louis onların geldiğini görünce iki yanındaki arkadaşlarını dürterek ayağa kalktı ve kapıya doğru yürüdü. Zayn ile Liam da peşinden geliyorlardı. Harry ve Louis göz göze gelince çekimser birer gülümsemeyle birbirlerini selamladılar ve Louis "Merhaba, hoş geldiniz." dedi.

"Hoş bulduk, merhaba."

"Selam, ben Niall."

"Ben de Louis. Bu Zayn ve bu da Liam. Çocuklar, Harry'yi biliyorsunuz."

"Evet, memnun olduk."

Herkes birbiriyle tokalaşıp memnun olduğunu söylerken Harry gergin bir şekilde nefesini dışa verdi, "Merhaba Louis." diyerek ayrıca ona selam verdi. "Nasılsın?"

"Uh, merhaba. İyiyim. Sen?"

"Ben de iyiyim..."

Zayn tuhaf havayı bölmek istercesine "Oda anahtarınızı biz aldık." dedi ve Harry'ye uzattı. "Siz yerleşin, öğle yemeği için bir saat sonra buluşalım. Yemekte birbirimizi daha iyi tanıma şansımız olur."

Harry "Evet, teşekkürler." diyerek oda anahtarını aldı. "O zaman yemekte görüşürüz."

Louis bir şey diyemedi, sessizce onun ve Niall'ın asansöre gidişini izledi. O ikisi gözden kaybolunca Liam Louis'nin kafasına vurdu, "Bu neydi şimdi?" diye kızdı. "Doğru düzgün konuşmadın bile!"

"Üstüme gelme, heyecanlandım!"

Zayn başını iki yana salladı. "Klavye erkeği seni... Yüzünü görünce iki kelime laf edemedin."

"Evet, mal gibi baktın sadece."

Louis ofladı, "Abartıyorsunuz bence." diyerek konuyu kapattı. Herkese cinsel şakalar yapmazdı, onca şey yazdıktan sonra Harry'nin yüzüne bakamamıştı.

Öğle yemeğine kadar dinlenmek için onlar da kendi odalarına çıktılar. Üç kişilik oda tutmuşlardı, Zayn üç yatağı birleştirmek için resmen yalvarmıştı ama Liam ve Louis kesinlikle kabul etmediler.

Harry ise Niall ile paylaşacağı odaya ulaşır ulaşmaz duşa girdi, temiz kıyafetlerini giydi ve saç köpüğüyle saçını şekillendirdi. İşlerini bitirip de yatağına oturduğunda telefonuna gelen mesaj bildirimini gördü. Louis'den geliyordu. İlk önce sadece "Boyun uzunmuş." yazmıştı. Ardından ikinci bir mesajda "Yine de sugar daddy benim, sugar baby sensin." diyordu.

TRICKY FREAKYWhere stories live. Discover now