45

441 75 37
                                    

-----

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

-----

Louis cidden on dakika kadar kısa bir süre sonra yurttaydı. Harry kapıyı açıp da onu gördüğünde şaşkın bir şekilde güldü, kollarını ona doğru uzattı. Louis sarılma davetini seve seve kabul ederek ona sarıldı, boynuna arka arkaya birkaç öpücük bırakıp "Şarap getirdim." dedi. Sırt çantasındaydı. "O gün tadım etkinliğinde seni öperek tadına baktığım şaraptan."

"Belki bu sefer de ben seni öperek tadına bakarım." dedi Harry muzipçe sırıtarak. Elini tutup onu içeriye çekti ve kapısını kapatıp kilitledi. "Otur, rahatına bak. İçeceklerimizi doldurayım."

Louis çantasındaki şarap şişesini çıkartıp ona verdikten sonra çantayı yere bıraktı, kendini yatağa attı. "Ee, oda arkadaşın neden gitti?"

"Ablası yurt dışında bir ödül mü kazanmış ne, öyle bir şey için ailece seyahat edecekler."

"Tüm hafta yalnızsın yani."

"Değilim." dedi Harry, plastik bardaklara şarap doldururken göz ucuyla Louis'ye baktı. "Muhtemelen erkek arkadaşım her gün yanıma gelir."

"Muhtemelen değil, kesinlikle gelir. Hatta burada kalır bile."

"Cidden kalır mısın? Teklif edecektim ama erken olduğunu düşünürsün diye söyleyemedim."

"Daha sevgili bile değilken birbirimize ne fotoğraflar atıyorduk, hiçbir şey için erken olduğunu düşünmem merak etme."

Harry elinde bardaklarla onun yanına geldi, neredeyse kucağında denilebilecek kadar yakınına oturdu ve içeceklerden birini ona uzattı. "İyi o zaman, bu gece burada kalırsın. Okula buradan gidebilecek misin?"

"Gitmeyeceğim. Sınav haftamız yeni bittiği için bu hafta dersler yok."

Bu çok daha fazla vakit geçirebilecekleri anlamına geliyordu. Harry heyecanlandığını hissederek gülümsedi, ağır hareketlerle elini onun boştaki eline değdirdi ve sonunda da parmaklarını onunkilere geçirdi.

Louis onu pür dikkat izliyordu. Bardağın yarısını birkaç yudumda içip bitirdi ve komodinin üzerine bıraktı. Böylece elini uzatıp onun saçlarının arasına daldırabildi. Sağ kulağının altında kalan kısımları oyun oynar gibi parmaklarına dolarken hipnoz olmuş gibi gözlerine bakıyordu. "Gelsene, yaklaş biraz daha."

Fiziksel olarak pek mümkün olmasa da Harry elinden geldiğince ona yaklaştı. Onun yaptığı gibi hızlıca şarabı içti, bardağını onunkinin yanına bıraktı. Öne yaklaştı, çenesine bir öpücük bıraktı. Bunu yaparak onu harekete geçirdiğinin farkında bile değildi; Louis sanki işaret bekliyormuş da bu o işaretmiş gibi onu kendine çekerek öptü.

Harry onun elini kendi karnına çekti, tişörtünün altına soktu ve tam dövmesinin üzerine koydu. "Kelebek burada." dedi dudaklarına doğru. "Bana verdiğin birkaç söz vardı, hatırlıyor musun Daddy Lewis?"

"Hepsini hatırlıyorum, Sugar Baby Henry. Asıl senin bana verdiğin sözler vardı."

"Ben de hepsini hatırlıyorum."

Aynı anda sırıttılar ve yeniden dudaklarını birleştirdiler. Bu zamana kadarki tüm mesajlaşmalarını ve fotoğraflaşmalarını birbirlerine hatırlatmanın zamanı gelmişti.

TRICKY FREAKYWhere stories live. Discover now