4.bölüm

241 72 118
                                    


Bir hayalim vardı,taaa en derinlerden ,hayal kurmak kolay olanıydı.Başarmak zor olanıydı .Önünüze engeller konuyorsa başarmak dünyanın en zor imtihanıydı.

Engel dedikleri mi en sevdikleriniz koyduysa ,aşması imkansız oluyordu.Tabi başarmak isteyene biraz zordu ,imkansız değildi.

Ben başardım,vazgeçmedim herkesi karşıma aldım ve başardım.Şimdi ben kim miyim? Ben Yavuz Selim Karadağ....

Ben Tokat'ta büyüdüm, oranın kültürünü benimsedim,coğrafya kaderiniz derler ,işte tam manasıyla öyle ,bazısı bu durumu kabul eder,bazısı inkar.Sonuç olarak hepimiz memleketimizde huzur bulur ,oralı olduğumuzu ,evimizin yuvamızın orası olduğunu iliklerimize kadar yaşarız. Her istediğime ulaşmış evet kolay değildi ,zor olanı başardım.Ankara Üniversitesi işletme mezunuyum.Hayalimi gerçekleştirmek için ilk basamaktı.

Büyükbabam ,babam,
hayvancılık yaparak geçimlerini sağladılar. Yerine göre çiftçilik yaptılar.Ben ailenin en büyük çocuğuyum ve onlardan sonra tüm sorumluluk bana kalacaktı. Tercihlerimiz belirler hayatımızı ,çobanlık yapmak mı? İşleri büyütüp beyefendi olmak mı? Ben işleri büyütmeyi seçtim. Şimdi gurur duyulan bir evladım ,zamanında boş hayaller için uğraşsam da...

Bir erkek kardeşim ve 2 kız kardeşim var.Annem beni evlendirmek için bütün çevredeki kızları gösterdi,hiç biri ilgimi çekmeyince ,artık pes edip " 30 yaşına geldin artık kim seni ne yapsın oğlum"diye haklı isyanını dile getirdi."Artık başıma kaldın,kurban keser dağıtırsın " diye evlendirme fikrinden tamamen vazgeçti.Kardeşlerimin hepsi evli, geçen aylarda en küçük kız kardeşim Asude'nin düğününü yaptık.Anlayacağınız evlenmeyen tek kişi bendim.Evlilikten önce yapmam gerekenler vardı,ben de hayallerime öncelik verdim.

Ailemin yaptığı işin devamı olan hayvancılık mesleğini başka boyuta taşıdım.Yaptığım en zor işi yapıp, büyükbaş hayvan alıp satmak yerine, kendi restaurantları mı açtım.İki şehir biri büyükşehir İstanbul ve memleketim Tokat'ta. İlk zamanlar zor olsa da ,sonradan üniversiteden arkadaşım Ahmet'in de yardımıyla işleri ilerlettim.

Kasabada bir taraftan üretime devam ettim.Kendi arazilerim dışında çevre köylerden de tarla kiraladım.Önceliğim doğal üretime daha fazla önem vermekti.Bu sayede kendi üretimimiz, süt ürünleri sebze ,meyve ile restoranlarımızda başarı elde edecektim.Şimdi Dünya'nın tanınan iş adamlarından biriydim artık.

Adım adım başarıya giden bu yolda, aşka tamamen kendimi kapattım .Aşk bana engel olacakmış gibi geliyordu. Hayatımda engel olacak hiç bir şeyi istemedim.

İstanbul ziyaretleri mi nerdeyse 3 ayda bir yaparım, bu sefer işlerin yoğunluğundan 6 ay sonra buraya gelmiştim.

Önce restorana uğrayıp gidişatı görmem gerekiyordu. Ahmet her zaman bilgi verir, yine de benim patron olduğumu unutmaması lazım, iş başka arkadaşlık başkaydı.İkisinin ayırt edilmesi gerekir . Her zaman prensiplerim doğrultusunda hareket ederdim.

Arabamı restoranın önünde park ettikten sonra içeri girmek için kapıya yöneldim, bir anda telefonumun çalmasıyla birlikte telefonu açtım, çocukluk arkadaşım Ahmet İstanbul'a geldiğimi duymuş, görüşelim mi diye aradı. Ahmet ile sohbet ederken bir anda birine çarptım .

O an ne oldu bilmiyorum, bildiğim bütün doğrular yanlış olmuştu.İlk defa birinden etkilendim . Kim olduğunu bilmeden ,ona karşı içimde daha önce hissetmediğim duygular var olmuştu. Canının yandığını fark ettim, yalnız o bana bakmıyordu."Beyefendi biraz dikkatli olsanız kafamı kırdınız, aaaah "diye ufak bir inleme çıktı ağzından . O an bir sorun olduğunu anladım,alnına baktım, alnı şişmeye başlamıştı.İlk defa birinin canını bilmeden de olsa yakmaktan, sol yanım acımıştı.

AŞK-I MASALजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें