Bölüm 4⚔️

24 5 45
                                    

Richard

Asena'nın çabucak toparlanabilmesi beni mutlu etmişti. Üstelik, giydiği o lacivert elbise, gece karası saçlarını süsleyen tacı ile gerçek bir kraliçe gibi görünmüştü.

Onu sevgiye boğduğumda verdiği o tatlı tepkiler beni gülümsetiyordu. Ne yapabilirim ki? Daha önce de dediğim gibi, bu anı çok beklemiștim. Gerçi.. Daha sonra, o da benden farksız davranmamaya başladı. Yıldızları kıskandıran gülüşü ve sarf ettiği sözlerle beni bütün gezegenin en mutlu insanı yapmaktan çekinmemiști.

Bu mutlu tavırları, salonda duran piyanoyu fark edene kadardı. Yüzünde buruk bir tebessüm oluștu. Müsaade isteyip, masadan kalktı ve piyanoya doğru yürüdü. Annem, bizim duyabileceğimiz bir ses tonu ile, "Livia da piyano çalmayı severdi, biliyorsun, Richard." dedi. Bunu elbette biliyordum.

Asena'nın yanına gittim, o sırada kısa ahenkli bir melodi çaldı. Yüzündeki o acıklı tebessümü bozmadan, bir şarkı çalmaya başladı. İlk defa duyduğum bu parçayı dinlerken, aslında içinde kopan fırtınaları bir kere daha dile getiriyor olduğunu anlamam uzun sürmedi.

Onunla ilgili yeni bir şeyler keșfetmiștim, tıpkı benim gibi enstrüman çalarken kendini kaptırıyordu.  Ona yardım etmeye gittiğimde de inanılmaz derecede soğuk kanlıydı. Onun bütün olanları bu kadar sakin bir şekilde karşılaması hayranlık uyandırıcıydı. Başkası bu kadar sakin kalmazdı herhalde.

Asena şarkıyı bitirdikten sonra, alkışlar eşliğinde kalktı ve masaya geri döndük. Sohbete kaldığımız yerden devam ederken, annemin birden konuyu prenses Liviana'ya getirdi ve bize göstermek istediği bir şey olduğunu söyledi. Meraklı bakışlarla annemi takip ettik. Tablolarla dolu bir odaya götürdü.

Bütün tablolara göz gezdirirken, Asena'nın verdiği tepki ile afalladım. Önünde durduğu tabloya baktım. Prenses Liviana'nın tablosuna şaşkınlıkla bakıyordu.

-Richard... Bundan haberin var mıydı?

Yutkundum, ne diyecektim? Öğrendiğinde çok kızacak mıydı?

-Richard?

-Seni kurtarmaya gelmeden bir kaç gün önce öğrendim... Annen bir prensesti, Asena.

İlk defa vereceği tepkiden korkmuștum. O ise histerik bir şekilde gülmeye başladı. Bu da korkumu perçinliyordu. Annem de endișelenmiști üstelik.

-Asena? İyi misin?

-İyiyim, Richard. Hiç olmadığım kadar iyiyim. Aslında şaşırmadım biliyor musun? İki teyzemin asilzade olmasından belliydi. Hatta hatırlıyorum da annemin anlattığı masallardan da anlamam gerekirdi. Meğer annem aslında içten içe hepimizi buna hazırlıyormuș. Vay canına!

Hepimiz, hayretler içinde onun bu soğukkanlı tavırlarını izliyorduk. Kardeşleri bile şaşkındı. Archer, şaşkınlığı atlatabilen ilk kişi oldu.

-İyi de, sen bunu nasıl anladın? Hangi masal onun hikayesini anlatıyordu ki?

-Hatırlasana, Ay Soylular masalını az mı dinlerdik?

Ay Soylular masalı mı? Prenses Liviana, kendi tarihçesini bir masal olarak anlatıyordu demek. Archer'ın yüzü bir anda aydınlandı.

-Hatırladım! Tabii ya, en sevdiğim kısım, Yıldızlardan gelen perinin masalıydı.

Yıldızlardan gelen peri mi? Sanırım, prensesin kimden bahsettiğini anlamıştım.

-Acaba bahsettiği peri, Kraliçe Asteria I Blanchard olabilir mi?

Idalia'nın lafa atlaması ile, sertçe yüzümü sıvazladım. Onu iyice șoka sokacak diye beklerken, Asena meraklı bir şekilde Ida'ya baktı.

-Asteria Blanchard mı? O kim?

Mühür: Beklenen Savaşçı Where stories live. Discover now