Sabah kalktığımızda hepimiz biraz sersemlemiştik ama bu güzel bir kahvaltı ardından sahile temiz hava almaya çıkmamızla düzelmişti. Gerçekten birbirimizi iyice benimsemiş ve neden daha önce yakınlaşmadığımızı sorgulamıştık. Beomgyu gurula göğsünü kabartıp bu yakınlaşmanın onun sayesinde olduğunu söylüyordu, bir yandan omzuma attığı koluyla ben bayılmamak için büyük bir çaba sarf ediyordum.
Eğlenceliydi, geçirdiğimiz zamanın Kai'ye de iyi geldiğinin farkındaydım. İkimizin de birbirinden başka arkadaşı yoktu, ki Kai zaten insanlarla iletişim kurmayı seven biri değildi. Onun mutluluğunu görmek beni de mutlu ediyordu.
Sahilde kendi halinde olan silüetleri izlerken yanıma oturmasıyla Beomgyu'ya dönmüştüm. Yüzüme yerleşen gülümseme de cabasıydı.
"Taehyun, teşekkür ederim."
Bir anda teşekkür etmesi beni şaşırtmıştı.
"Ne için?"
Sorduğum soru karşısında aşık olduğum gülümsemesini kazanmıştım.
"Dün gece hiçbir şey sormadan sadece ağlamama izin verdin."
Bu sefer ben gülümsemiştim.
"Sadece destek oldum."
Gülümseyerek bana bakmasıyla gözlerindeki parıltılara dalıp gitmiştim bile. Gerçekten dünyadaki en güzel şeydi, buna dayanabilir miydim bilmiyordum.
YOU ARE READING
The Pearls In Your Eyes | Taegyu |
FanfictionChoi Beomgyu güzeldi, çok güzeldi ama gülen yüzlerle sakladığı duvarın arkası benim için daha güzeldi.