6

166 16 4
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

...

"Biliyor musun Jeon izleme zevkine hayran kaldım. Kendini çekmek için kullandığın pornoları benden esirgeyecek misin?"

Onu dudakları kuruyacak kadar ağzını açık bırakmış, şaşırtmıştım. Bunu beklemiyor olduğundan olsa gerek biraz daha böyle duracak gibiydi.

İki eli yakamda gözleri gözlerime kilitli bir şekildeydik. "Sana izlediğin o pornolardan daha iyi bir deneyim yaşatabilirim Jeon." diye fısıldadım.

Tam o an Seokjin elinde Jungkook'un telefonuyla içeri girdi. Yoongi kavgamızı izlemek isteyen herkesi dışarı çıkardığı için şanslıydık rahatça konuşabilirdik.

"Oğlum dokuzuncu sınıflardan nude almak nasıl bir şerefsizliktir?" dedi Seokjin gülerek. Elinde salladığı telefonda Yeji'nin çırılçıplak bedenini görüyorduk.

Jungkook belki de hayatının şokunu yaşıyordu bunu planlamadığı her halinden belliydi. Bir Seokjin'e bir de elindeki telefona bakıyordu. Yakalarımdaki elleri gevşedi. "Beni onun fotoğraflarıyla mi tehdit edeceksiniz?"

Güldüm. "Açıkçası kararsız kaldık. Galerindeki gay pornosu koleksiyonu da okulun hoşuna gidebilir. Ne dersin? Okulun gay olduğunu öğrenmesi mi yoksa dokuzuncu sınıf kızların çıplak fotoğraflarını sakladığını öğrenmesi mi? Veya fotoğrafları yayarsak kızlara hayatları boyunca unutamayacakları kalıcı bir travmayı birlikte yaşatırız."

Birkaç saniyede kafasından neler geçti bilmiyordum. Fakat ne düşündüyse yakamı daha sert kavramış aramızdaki mesafeyi kısıtlamıştı. 'Zavallı Jeon' diye düşündüm. Sinirden köpürüyordu. Bense onun sinirleriyle oynamayı pek seviyordum.

"Kartlarımı açtın ama görüyorum ki senin elin daha zayıf Jeon. Kaybetmeyi sevmem bilirsin fakat sana taviz vermeyi, "ben kazandım" diye göğsünü kabartmanı sağlamayı seviyorum. Kazandığını zannet ve sonrasında yıkıl. Mükemmel."

Delirmiş gibi kahkaha attı. "Gerçekten böyle mi avutuyorsun kendini Kim. Acınasısın. " Doping kullanmadan bile onu yeniyordum. Neyin havasıydı bu? Duvarla arasındaydım ve elleri yakalarımı sıkıca kavrıyordu. Bedenlerimiz arasındaki çekimi inkar edemezdim. Şu an ona dokunmayı isteyen tarafımı susturmakta zorlanıyordum.

Baş parmağımı dudaklarına götürdüm sadece. Dudak piercingiyle oynarken dağıtılası suratına yüzümü olabildiğince yaklaştırdım. "Jeon" dedim nefesimi dudaklarına üfleyerek. Birleşik göğüslerimizden kalp atışlarının hızlandığını hissediyordum. Bu kadar belli etmemelisin Jungook.

"Tavizlerimi görüyorsun inkar etme. Devamlı olacağına söz vermem ama. Bu yüzden kazanmaya alışma derim. Elim seninkinden güçlü biliyorsun."

Sesli şekilde yutkundu. Köşeye sıkışmıştı. O da yapabileceği tek şeyi yaptı ve burnuma kafa attı. Bu iki etmişti.

"Ahhh! Orospu çocuğu!" burnumun sızısı yüzünden ben daha kendime gelememişken ikinci kafa darbesini aldım. Acıyla bağırdığımda Seokjin, Jungkook'u itmeye çalışıyordu.

Jungkook yakalarımdan öyle sıkı tutuyordu ki Seokjin onu ittiğinde birlikte yana savruluyorduk. Yani çabası boşaydı. Jungkook bir yakamdaki elini kaldırıp yüzüme yumruk attığında eğer bir hamle yapmazsam buradan canlı çıkamayacağımı anlamıştım.

Burnumdan kan geldiğini hissedebiliyorum. Seokjin'nin darbelerinin dağ ayısı omuzlarına sahip Jungkook'un üzerinde pek etkisi yoktu o da bunu anlamış olmalı ki yardım çağırmak için koşarak uzaklaşmıştı.

Sayamadığım kadar çok kez kafa attı. Yorulmadı. Yumruk attı. Yorulmadı. Taşaklarıma tekme attı. Bana yumruklarını savururken parmaklarının kana bulandığını gördüm. Yüzüm tamamıyla uyuşmuştu.

Solukluklanmak için durduğu an gülümseyerek konuştum. "Bu yüze tapacaksın. Seni karşımda yalvartacağım.  Gülümsediğim için patlattığı dudağımdan gelen kanın tadını alabiliyordum.

Cümlelerim onu dumura uğratmıştı saniyelik dalgınlığını avantaja çevirdim ve o an yapabileceğim tek şeyi yaparak dizimle Jungkook'un taşaklarını hedef aldım ama bu çok tahmin edilebilir bir hareket olduğu için kendine geriye attı. En azından yakalarımı bırakmıştı.

Beni serbest bıraktığına pişman olacaktı. Bi' kaplan gibi üstüne atladım birlikte yere çakıldık. Tam sikinin üstüne oturmuştum. Saçlarından kavradığım gibi kafasını mermer zemine vurdurdum. Sinirden gözümüz dönmüştü.

Ne yaparsam yapayım yüzündeki alaycı gülümseme gitmiyordu. Benim için son noktaydı. "Kafan yarılana kadar durmayacağım it herif!" Kafasını tekrar yere vurdurdum. "Ya sen beni öldüreceksin ya da ben seni! Buradan birimiz sağ çıkamayacak Jeon!"

...

heartless | taekookWhere stories live. Discover now