bir zehir gibi

⚘otuz bir

Sahile geri döndüğümüzde Dennis, Chalsea ve Zach yüzüyordu. Ben de Gavin'i zorlayarak şezlongta uyumasını sağlamış, ardından yanlarına gitmiştim. Chalsea deniz yatağında uzanırken ben de kollarımı ve başımı ayak ucuna yaslamıştım; gözlerim arada sırada Gavin'e kayıyordu. Ona birinin yaklaşıp yaklaşmadığına bakıp duruyordum. Tehlike anında depar atacaktım.

Aslında ben kıskanç biri değildim. Gavin'den öncesine kadar. Şimdi ise kendimi psikopat gibi hissediyordum. Üstelik bu bana yapılsa rahatsız olurdum. Neyseki Gavin bunu çok yapmıyordu çünkü başka erkekleri uzaklaştırdığıma daha önce şahit olmuştu. Ben de onun kızları uzaklaştırdığına şahit olmuştum fakat sanırım Kobe Lee'nin bana davranış biçimi bende gizli bir travma yaratmıştı.

Hep bir sorunum vardı. Önce mavi rengiyle başlamıştı, inlememek için kendimi sıkmamla devam etmişti, şimdi kıskançlıkla devam ediyordu. Küçük şeyler olsa da bilmediğim bu kadar hassas noktam olması sinir bozucuydu.

"Bilemiyorum Zach'ciğim. Sende farklı bir şey yok yani. Senin gibi görünen adamlar çok var." dedi Chalsea. O ana kadar muhabbete dahil olmamıştım ama Gavin'i kendimce güvenceye aldığım için artık ilgimin birazını paylaşabilirdim.

"Sanırım biraz üzüldüm." dedi Zach, ıslak saçlarını eliyle alnından geriye doğru çekerek. "Ama çok değil. Çünkü bence ben eşsizim."

"Ne bakımdan?" Chalsea gözlüklerini burnuna indirerek hafifçe doğruldu. "Siyah saçlar, lacivertimsi gözler, düzgün kesilmiş sakal, kaslı vücut. Bundan çok var."

"Dennis gibi görünen de çok kişi var."

"Dennis'in bakışları ona ayrı hava katıyor." diye cevapladı Chalsea, rahat bir tavırla. Dennis içecek almaya gittiği için burada değildi.

"Sadece fiziksel özelliklerden bahsediyoruz sanıyordum."

"Bakışların keskinliği de fiziksel sayılır. Yine de Gavin'i ele alalım. Gövdesi düzgün, evet ama yine de çoğu kişininki gibi. Ama sizin dediğinize göre, bir bütün olarak baktığımızda -yani çıplak- aşırı düzgünmüş. Onun özelliği de bu demek ki. Bir de Gavin çok tatlı. Sen sevimsizsin."

"Öyle miyim Novella?"

Yanağımı elimin üstüne yasladım ve ona baktım. "Konuştuğunda. Ama konuşmadan da duruşun sevimli diyemem."

Zach gözlerini devirdi. "Peki Matt ve Thomas'ta ne vardı da öyle kızlar buldular?"

"Öncelikle, Veronica bulunmaz hint kumaşı değil." diye burun kıvırdı Chalsea. Chalsea'nin Veronica'yı sevmemesi nedense o an komik gelmişti, bu yüzden burnumdan güldüm. Veronica'yı fotoğraflarda görmüştüm ve işin doğrusu, inanılmaz güzel bir sarışındı. Bellanita'yı da görmüştüm, üçüne kıyasla çok daha duru ve sadeydi. "Bellanita ise Thomas'ın şansı. Bazı insanlar şanslı olur işte Zachary."

"Tamam da onlarda ne var diye sordum. Matt ve Thomas'ta."

"Onlar hakkında hiçbir şey söylemem." dedi Chalsea.

"Peki. Kabul edilebilir." Zach bana döndü. "Sen gördün ama değil mi? Sen ne diyebilirsin?"

Onları anlatılanlar kadar tanıyordum ama nasıl göründüklerini biliyordum. "Bir kızı elde etmek için ne yapacağını merak ediyorsan kibar olmayı denemekle başla derim, demiştin."

"Matt de Thomas da kibar değil. Zerre değiller."

Chalsea ofladı. "O zaman sen de kaba şeyler seven kız bulursun, ne dememizi bekliyorsun Zach? Egonu mu okşayalım? Kız bulmakta zorluk çekmiyorsun zaten. Buraya geldiğinden beri kaç kızla yattın söylesene."