BÖLÜM 1

289 158 57
                                    

Bu gün okul çıkışı arkadaşlarla bir şeyler içmeye gideceğiz. Lisede son yılımız seneye ayrılıyoruz ve bu yüzden kalan zamanlarımızı güzel geçirmeye çalışıyoruz. Sınıfımız çok eğlenceli ve kafa dengiler. Lise hayatı bitince arkadaşlarımla geçirdim güzel zamanları yaptığımız şakaları hatta hocaların kızmasını bile özleyeceğim sanırım. Her ne olursa olsun onları çok seviyorum.

Bugün son dersimiz felsefeydi felsefeyi pek sevdiğim söylenemez ve bu yüzden ders sanki hiç geçmiyor gibiydi. Ben de defterimi çıkartıp üstüne bir şeyler karalamaya başladım paranormal korku tarzı şeyleri sevdiğim için korkunç karakterler çizmek hoşuma gidiyor.  Resim çizerken de bir yandan ailemi düşünüyordum. İş için yurt dışına gidebilirlerdi bu da beni çok üzüyordu. Ailemden ayrı kalmaya alışkın değildim bu yaşıma kadar onlardan hiç uzak kalmadım. Resim çizerken Zaman çok hızlı geçmişti çıkış zilimizde çoktan çalmıştı. Resim çizmeyi o kadar dalmışım ki zili duymadım. Sümeyye bana sesleniyordu onu bile geç duydum. Bana"İyi misin?" diye sordu. Bende "İyiyim." diyince "hadi o zaman toparlanda çıkalım zamanımız kısıtlı biliyorsun." dedi. Evet zamanınız gerçekten çok kısıtlıydı malum sınav haftasındaydık ve yarın da matematik sınavımız var. Size biraz da sümeyye'den bahsedeyim. Sümeyye sınıfın en sessiz kişilerinden biriydi. Kitap okumayı k-pop dinlemeyi de çok severdi. Müzik zevkinin pek benle uyuştuğu söylenemez. Ama müzik dışında birçok ortak yönümüz vardı.

Merdivenlerden inerken ayaklarım bir anda birbirine dolandı yere düştüm. Bu duruma arkadaşlarım ile Ben alışkın olduğumuz için gülerek geçtik. Size kendimden hiç bahsetmedim. Ben biraz sakar bir insanım. Fakat sakarlıklarımı artık alışmış olduğum için ve her şeyi dalgaya vurduğum için yaptığım sakarlıkları gülerek karşılıyordum.

Okuldan çıktık okulun yakınlarındaki bir kahve dükkanına oturduk. Bizim okulda ki çoğu kişi buraya geliyordu. Bir süre sonra oturacağımız yere karar verip kahvelerimizi sipariş ettik. Bir Yandan kahvelerimizi yudumlayıp Bir yandan da hocaların dedikodusunu yapıyorduk. Evet bu yanlış bir şey fakat bazı hocaların cidden çok kötü oluyor. Diğer sınıf arkadaşlarımız geldi.Onları da bizim yanımıza davet ettik. Birlikte gülüp eğlendikten sonra vedalaşıp evlere dağıldık.

Sümeyye ve Kevser beni evimin kapısına kadar bıraktılar. Sümeyye'yi Sarılıp öptüm fakat Kevser Pek böyle şeyleri sevmediği için ona sadece görüşürüz dedim. Tam eve girerken annemden Ne zamandır istediğim korku kitaplarını gördüm. Çok sevinmiştim. yanına gidip ona çok teşekkür ettim Sonra annemle biraz konuştuk benim ekmek almaya gitmem gerektiğini söyledi. Daha okul kıyafetlerimi çıkarmadan evden çıktım.

Bu sefer ekmek almaya başka bir sokaktan gittim. Bir süre sonra bir ara sokağa girdim. Bir tane yaşlı sakallı adam vardı değişik şeyler satıyordu. Hemen onun yanına gidip tezgahını incelemeye başladım bir tane kutu oyunu uzattı bana "Senin olsun ücrete gerek yok."dedi. Ben de alıp almamakta tereddütte kalsam da merak ettiğim için oyuna alıp teşekkür edip oradan uzaklaştım hemen fırına uğrayıp ekmeği alıp eve geçtim.

Eve geçince oyuna yatağın altına Koydum oyun gerçekten çok ağırdı ve üstünde yabancı kelimeler yazıyordu. Oyun en az iki kişilik oynanıyordu Ben de oyunu hafta sonu arkadaşlarımla oynamaya karar verdim. Annemle babamın işleri vardı benle oynayamazlardı,ablamla da aram pek iyi sayılmazdı. En iyisi hafta sonu arkadaşlarımı çağırıp onlarla oynamaktı. Bu yüzden oyunu açmadan yatağımın altına koydum.

Biraz dinlendikten sonra yarınki Matematik sınavına çalıştım. Sonra Kevser'i aradım biraz sohbet ettik tam Telefonu kapattım esnada Sümeyye beni aradı matematikten bir şey anlamadığını söyledi. Bu yüzden görüntülü sohbeti açıp ona bir saat yakın matematik anlattım sonra ona adamın verdiği oyundan bahsettim. O da böyle bir oyunu daha önce hiç duymadığını söyledi. İnternetten biraz araştırma yaptık böyle bir oyunu bulamadık sadece oyunun adı olan ispanyolca yazan "Juego del alma" yazısının Türkçesini bulabildik. Türkçesi "Ruh Oyunu" idi. Bunları konuşurken gözlerimizin kapanmak üzere olduğunu fark ettik gerçekten çok yorulmuştuk sınav haftası bizi yeteri kadar yormuştu. Vedalaşıp telefonları kapattık. Ben de alarmlarımı kurup yattım.

Sabah alarm çalmadan kalktım. Her zamanki gibi kahvaltımı alelacele edip kapıdan beni bekleyen arkadaşlarımın yanına gittim. Bu sabah matematik sınavı dışında başka hiçbir şey konuşmadık sınıfa girince yerlerimize geçtik. Sümeyye benim yanıma gelip ona matematik anlatmamı istedi sınav 3. dersti ve çalışmak için yeteri kadar vaktimiz vardı. Ben anlatmasını anlatıyordum fakat Sümeyye'nin kafası başka yerde gibiydi. Sanki beni dinlemiyordu. En son dayanamayıp sordum "Neyin var biraz üzgün gibisin?" dedim. Sonra Sümeyye Bana sarılıp ağlamaya başladı. Çok şaşırmıştım. Sümeyye neden ağlıyordu?

...

Sümeyye neden ağlıyor olabilir? Fikriniz varmı? 2. Bölümde görüşmek üzere Allah'a emanet olun.. 💗🌹

Ruhun OyunuWhere stories live. Discover now