BÖLÜM 6

139 115 4
                                    

Ulaş daha Sümeyye ile konumaya başlamadan Burak geldi. Burak direk Sümeyye ve Ulaşın oturduğu yere yöneldi. Telefonundan Sümeyye'ye zorbalık yaparken çekilmiş fotoğraflari gösterip gülmeye başladı. Saçma saçma şeyler söyleyip dalga geçti. Biz hicbirsey diyemedik bu o kadar zorma gitti ki en yakın arkadaşım karşımda zorbalık görmesi... Sümeyye de eli yumruk yapmış sıkıyor gözleri dolmuştu. Hicbirsey diyemedi. Onu biliyorum böyle anlarda pek konuşamaz pek değil hiç konuşamaz. Burak "ne oldu arkadaşlarına güveniyordun şimdi hepiniz süt dökmüş kedi gibisiniz burdan çok komik duruyorsunuz."dedi ve gülerek uzaklaştı. Sümeyye o gidince bize sinirli sinirli bize bakıp sessiz bir şekilde "niye beni savunmadınız?"dedi ve uzaklaştı. Durumu açıklamak için Berk de arkasından gitti. Ama Sümeyye dinlemedi. Ona söylememiz gerekiyordu. Bizi yanlış anlamıştı. Aramızda küslük olsun istemem. 

Berk Sümeyye onu dinlemeyince yanımıza geldi. Sümeyye'yi o halde görünce benimde gözlerim doldu. Kevser bana dönüp "Nazlı sen şununla gitsene anlatsana seni dinler bizi dinlemez."dedi. Ulaş 'ta aynı şeyi söyledi. Bende onunla konuşmak için sınıfa geçtim.

Sümeyye sınıfa girdiğimde masasında ağlıyordu. Yanına gittim oturdum. Oturduğum zaman yanından gitmemi istedi ben ise ona rağmen masadan kalkmadım. Ona konuşmamız gerek dedim. Dinlemek istemedi. Tam kalkıyordu ben de kolundan tuttum ve dinlemem gerek dedim. Oda birşey demeden oturdu yüzüme bakmıyordu elindeki anahtarlık ile oynuyordu. Ona herşeyi anlattım. O ne olduğunu bile bilmediğimiz şeyin bizden istediklerini söyledim sonra çantamdan defteri alıp ona yazıları gösterdim. Başta hiçbirşey demedi sonra hüngür hüngür ağlayarak sarıldı. Bana "Kusura bakma bilmeden hepinizi üzdüm sanırım ama haberim yoktu sizi dinlemem gerekirdi Berk'e de sanırım ayıp ettim onada bir özür borçluyum o şuan nerde?" Dedi bende bahçede olduğunu söyledim birlikte bahçeye indik. Sümeyye özür diledi. Berk sadece gülümsedi. Birşey demedi.

Zil çaldı sınıfa geçtik. Sümeyye hala üzgündü yine sebebini sordum. Gülümseyerek dalmışım öyle birşey yok dedi. İşte bu ya gülsün benim canım arkadaşım hiç üzülmesin. Hayat onu hep mutlu etsin...

Okul çıkışı yine beşimiz birlikte eve geri döndük ilk beni bıraktılar. Zile bastım. Açan olmadı. Nasıl da unutmuşum annem ve babam evde değildi ki ablamda büyük ihtimalle yine dışardaydı. Çantamdan anahtarımı aldım açtım kapıyı. Merdivenlerdeydim yanımdan yine o beyaz ışık geçti. Korktum çok korktum. Hemen binadan geri dışarı çıktım bağırdım. Arkadaşlarım çok ilerlemişti zaten sokakta da onlardan başkası yoktu. Hemen yanıma geldiler. Ne olduğunu sordular beyaz ışığı gösterdim. Hep birlikte beyaz ışığa bakıyorduk. Sokağın başına gidip geldi bı kaç defa. Sanki bizi bir yere götürmek istiyor gibiydi. Berk onu takip etme fikrini attı ortaya sonra hepimiz beyaz ışığın peşine düştük. İlerliyorduk her adım attığım da ayaklarım titriyor korkuyordum tabi bir yandan da heyecan var. Bizi bı kaç sokak öteye götürdü burda ağaçlarla kaplı bı park vardı ailem bu parka gelmeme pek izin vermezdi. Biz Etrafımıza bakınırken beyaz ışık gözden kayboldu. Kevser bana dönüp "Sanırım beyaz ışık ile şuanlık işimiz bitti sıra defterde galiba açta bı bakalım"dedi. Çantamı yere koyup defteri çıkardım. Haklıydı deftere aynı şu satırlar eklenmişti:
İyi beyaz ışığı takip edip rotaya vardınız. Şimdiki işiniz bir tane yazı bulacaksınız yazı bir yere kazınmış olarak durmakta. Yazıyı bulduktan sonra tekrar defteri açın ozman yeni satırlar eklenicek kolay gelsin...
Yani bu parkta nasıl bir yazı bulmamız gerekebilir ki? Hemen parkı 5 e böldük ve herkez kendi yerine bakmaya başladı. Yazı için her yere bakarken bir anda Berk çağırdı bir yazı bulmuştu. En azından bize öyle söyledi. Baktık vu yazıdan çok biraz random gibiydi. Tam anlamadım bumu değil mi diye. Ulaş "deftere bak yazı eklenmişmi eklenmiş ise budur ama sanmıyorum"dedi. Yani bende sanmıyorum bu garip şey aradığımız şey olamazdı. Tamda tahmin ettiğimiz gibi bu değildi. Tekrar aramaya başladık.

Bir süre sonra Sümeyye birşey bulduğunu söyledi." Bunun aradığımız şey olduğuna eminim" dedi. Bı merakla hepimiz oraya koştuk. Yazıyı bulmuştuk ve gözlerim açık kaldı. Yazıda Zeynep Ziya Nazlı Nehir yazıyordu. Zeynep annemin Ziya babamın Nehir ise ablamın ismiydi E Nazlı da benim ama niye burda böyle birşey kazılıydı? Eğer bunu bizimkiler yaptıysa haberim yok ben yaptıysamda hatırlamıyorum. Ulaş deftere tekrardan bakmamız gerektiğini söyledi defteri tekrar açtım baktım. Şu yazılar vardı
Evet aradığınız şey tam olarak bu yazıydı. Buldunuzun bu yazıyı kim yazdı onu biliyormusunuz? Bunuda ileride öğreniceksiniz dediğim gibi bulduğunuz şeylerden kimseye bahsetmeyin.

Berk Yazının fotoğrafını çekti. Sonra tekrardan benim evime doğru yürümeye başladık herkez çok yorgundu. Onları evime davet ettim. Teklifi kabul edip geldiler. Zaten evde kimse yoktu. Ablamda akşam anca gelirdi. Arkadaşlarıma birşey hazırladım. Mutfakta birşeyler yiyip salona geçtik. Kızlar ailelerini arayıp bende olduklarını haber verdi. Biz hep böyle eğlensek hiç ayrılmasak olmazmıydı sanki...

Bir süre sonra herkez evlerine dağıldı ben yine yalnız kaldım tek başıma. Bilgisayardan şarkı açtım. En azından biraz kafa dağıtmak için.

Ve bı kaç tane dahaa


Kubilay Karça dinlemeyi seviyorum.  Tüm şarkılarına bayılırım. Neyse bir yandan şarkı dinleyip bir yandan evi toparladım. Bulaşıkları yıkadım. Evi Süpürdüm. En son isim bittiğimde bak dök yala olmuştu.

Akşam ablam geldi. Eve girdiğinde montunu çantasını falan koltuğa attı. Bana "Buraları mı temizledin? İyi aferin"Diyip somurtgan bı ifadeyle kapıyı çarpıp odasına geçti. Yani benden neden nefret ettiğini anlamıyordum. Ona birşey yapmamıştım.

Sonra bende odama geçtim. Öyle başta boş boş duvarlara baktım. Sonra gözüm rafima çarptı. Çok dağılmıştı. Orayada el atmam lazımdı. Tüm kitapları aşağı indirdim ayriyetten çantamdaki kitaplarıda boşaltım. Rafı güzel bir şekilde sildim. Sonra rafa dizmeye başladım. Diz diz bitmiyordu. Hikaye kitaplarını bı rafa okul kitaplarımı bı rafa defterlerimi de başka bir rafa koydum. En sona şu gizemli defter kaldı. Tam onuda koyacaktım elime aldım. Kapı bir anda açıldı. Gelen ablamdı. Bir an defter elimden düştü. Bana tuzun yerini sordu. Söyledikten sonra gitti. Gidince bı rahatladım. Sonra yerdeki defteri elime aldım. Yerine koyacakken içimden bir ses  defteri açmam gerektiğini söylüyordu. Merkala içini açtım. İçimdeki merak doğru çıktı yine yazılar eklenmişti. Okudum okudukça içimde bir çaresizlik bir üzüntü hissettim. Bu denilen şeyi nasıl yapabilirdik? Nasıl birinin hayalleri ile oynayabilirdik ki? İçinde yazanlar tam olarak şöyleydi....

Evettt... Bir bölümün daha sonunda geldik. 7. Bölümde görüşmek üzere yukarıdaki şarkıları dinlemeyi unutmayın benden size tavsiye. Hoşçakalın....

Ruhun OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin