BÖLÜM 4

178 138 5
                                    

"Beni tanımıyorsunuz öyle değil mi? Ama ben hepinizi biliyorum ben ne bir insanım ne de bir canlıyım. Az önce gördüğünüz kişi bendim Bu beni ilk ve son görüşünüzdü. Beni bir daha arasanız da bulamazsınız. Sadece ben istersem size gözükürüm ama beni tanıyamazsınız çünkü ya bir insan kılığına girerim ya da başka bir şey bilemezsiniz. Şimdi sizinle bir oyuna başlayacağız 5 arkadaş bu kitaptan kimseye bahsetmeyeceksiniz eğer bahsederseniz kitabın sonundaki gerçeği ölene kadar bilemezsiniz. Eğer bilmek isterseniz de kitaptaki bütün görevleri bitirmek zorundasınız ayrıca oyundaki beyaz ışık bendim bilginiz olsun.

Şu an kitaptaki sayfalar boş yaşadığınız olaylara bağlı olarak görevleri yazacağım Nazlı Kevser Sümeyye Ulaş ve Berk hepinize bol şans dilerim Kolay gelsin."

Bu da neydi böyle ne gerçeği biz neye bulaşmıştık böyle. Berk her şeyden habersiz ne oyunu diye bize soruyordu Sümeyye de Berk'e hafta sonu yaşananları anlattı. Sonra derin Bir sessizlik oldu herkes ne yapacağımızı düşünüyordu. Ulaş bize bakıp "ne gerçeğinden bahsediyor Kimin hakkında acaba" dedi. Hiçbirimiz bir şey bilmediğimiz için bir şey diyemedik. Açıkçası biraz tedirgin oldum.

İlk önce defterin kimde kalacağını kararlaştırdık herkes bende ikna oldu Ben de kabul ettim ve deftere yanıma aldım. Bir süre sonra da evleri dağıldık. Beşli bir konuşma grubu açmaya karar verdik acil bir şey olduğunda oraya yazacaktık.

Bir sonraki gün okulda kızlarla kantinde otururken yanımıza Ulaş geldi çok mutluydu. Okulumuzun bir müzik grubu olacaktı. Okulu ziyarete gelen kişileri göstererek yapacaklar Bir tane gitarist ihtiyacı varmış Bizim sınıftan da sadece 3 kişi gitar çalabiliyordum Berk Ulaş ve Yağız. Yağızın kolu kırık olduğu için çalamazdı seçimlere katılamadı. Berk de utangaç biri olduğu için cesaret edemedi. Otomatik olarak ulaş'ta seçilmiş oldu. Çok sevindiği gözlerinden okunuyordu. Biz de onun adına gerçekten çok sevmiştik. Ulaş bunları anlatırken Berk de geldi Ulaş'ı tebrik etti.

Zil çaldı hep birlikte sınıfımıza geçtik. Kevser fısıldayarak kitap dedi kitaba ne yaptın görev var mı? Diye söylendi. Ben ise Kevser sorana kadar kitabın varlığını unutmuştum hemen çıkarıp baktım ve deftere ilk görev gelmişti bile. Tam okuyacaktım ki hoca geldi. "Sırada hiçbir şey kalmasın quiz yapacağım" dedi Bu Bu yüzden kitabı çantama koymak zorunda kaldım okuyamadım. Kitapta ne yazdığını çok merak ediyordum. Quiz bitti ne kadar meraktan içim içimi yedi quizi bile çözemedim dakikaları saniyeleri sayıyordum.

Sonunda zil çaldı quiz bitti. Kızlar Ulaş ve Berk'i çağırdım kitabıda alıp kantine indik. Kantinin en köşedeki yerine oturduk. İlk görevin geldiğini söyledim. Sümeyye atladı "Neymiş ne istiyor?" Hemen okumaya başladım "Yarın akşam 9 da Nazlı'nın evine gidin size o zaman ne yapmanız gerektiğini söylicem." Yazıyordu.Ulaş "Neyse basitmiş yaparız" dedi. Berk"Nazlı'ya gitmek basit ama orada diyeceği şeyi bilmiyoruz" dedi. Haklıydı. Bize ne diyeceğini bilmiyorduk.

Okul çıkışı kızlarla evlerimize doğru yol aldık onlara vedalaşıp evin kapısını çaldım. Kapıyı babam açtı. Niye işten bu kadar erken gelmişlerdiki? Babama sordum. Babamda ban "Annen ile birlikte iş için yurt dışına gidecektik unuttunmu yoksa?" dedi. Nasıl unuturdum. "Hemen geliceksiniz değil mi?"dedim. Babamda yanağımdan öpüp en kısa zamanda gelmeye çalışacağını söyledi. Gözlerim dolmuştu onlardan Uzak kalmaya alışık değildim ablamla birlikte anne ve babamı havaalanına kadar yolcu ettik. Ablam hiç üzülmüş gibi değildi. Havaalanından eve geri dönerken ablamla hiç sohbet etmedik aynı şekilde evde de bir şey konuşmadık.

Sabah kapı ziline uyandım. Basan kızlardı uyuya kalmıştım. Akşam alarm kurmayı unutmuştum. Onlara gitmesi gerektiğini söyledim 15-20 dakikaya hazırlanıp ben de çıktım. Sınıfa girdiğimde ise kimse sınıfta yoktu. Bahçede de kimseyi görememiştim. Geriye sadece konferans salonu kalıyordu. Hemen okulun en üst katındaki konferans salonuna çıktım Müzik grubunun provaları vardı. Hemen etrafa bakınıp kızları bulmaya çalıştım. Onlar beni çoktan görmüş olacak diye ellerini kaldırıyorlardı bana doğru hemen yanlarına gittim ve boş bir koltuğa oturdum. Gittiğimde bizden bir alt sınıflar sahnedeydi. Onları dinledik sonra da bizimkiler sahneye çıktı. Sonunda şarkıya başladılar maNga grubundan Dünyanın sonuna doğmuşum şarkısını söylüyorlardı. Ulaş gerçekten çok iyi çalıyordu. Bu kadarını beklemiyordum. Herkes çok eğleniyordu. Şarkı bitince ise herkes sahnedekilere uzun bir süre alkış tuttu. Sahnedekiler için çok gurur verici bir şey olmalı.

Pravo sonrası Ulaş yanımıza geldi. Onu tebrik ettik. Prova bittiğinde ise sınıflara çıktık teneffüs zili çaldığında hepimiz kantine indik. Sohbet etmeye başladık. Sümeyye bana doğru dönüp "Nazlı biraz üzgün görünüyorsun bı sıkıntı mı var?" dedi. Annem ve babam yurt dışına gitti. Onlardan ayrı kalmaya alışık değilim dedim. Kevser"Akşam sendeyiz degilmi?' Dedi. Tabiki dedim. Biz bunları konuşurken Ulaş ve Berk kendi aralarında sohbete dalmışlardı.

Hepimiz birden bir an önce akşam olmasını istiyorduk. Bize verilecek görev neydi? bizden ne isteyecekti? hepsi bir soru işareti.

Okuldan çıkıp eve gittiğimde ilk işim etrafı toplamak oldu. Etrafı güzel bir şekilde düzenleyip süpürdüm zaman hızlı geçsin diye de bir yandan şarkıyı açıp söylemeye başladım. Ev boşken şarkı söylemek hoşuma gidiyor. Ablam da bugün arkadaşlarıyla dışarı çıkacaklarmış sadece mesaj göndermişti Ben de sorgulamadım sadece "tamam" yazdım.

Saat 9'a yaklaşmıştı ilk önce kevser ve Sümeyye ardından Ulaş ve Berk geldi. İlk önce Ulaş ve Berk'e oyunu göstermek için odama geçtik yatağın altına elimi uzattım oyun orada değildi kafamı eğip baktım göremedim. Çok şaşırmıştık oyun nerede olabilirdi ki her tarafa bakmaya başladık. Sonra aklıma oyunu kimse görmesin diye dolaba kıyafetlerimin arasına koyduğum geldi. Elimi başıma götürerek "tamam hatırladım kusura bakmayın."dedim. Herkes derin bir oh çekmişti. Oyunun içindeki kartlara onlar da baktılar fakat bir şey anlamadılar.

Görev gelmiş mi diye kitabı çantamdan çıkardım kitabın kapağını merakla açtım 2 görev gelmişti kitaba şu satırlar yazılmıştı:

"Oyunla işiniz kalmadı üstündekiler de yazı değil karalama. Şimdi görevimizi söylüyorum. Yatak odasındaki dolabın içine bakın daha önce görmediğiniz bir şey olacak. Bulduğunuz şeyleri alana kimseye göstermeyin saklayın"

Hemen hepmiz yatak odasına koştuk. Yatak odasındaki dolabın içine bakılmaya başladık. Annem ve babam zaten çok yaptıklarını yanlarında götürdükleri için dolabın çoğu boştu aradığımız her neyse bulmamız kolay olacaktı.

Dolap uzun süre karıştırdık fakat bir şey bulamadık buradaki her şeyi daha önce görmüştüm. Nereden aldın bile hatırlıyordum her şeyi. Tam o sırada Berk dolabın arka kısmını yavaşça eliyle itti. Oranın açılabileceğini bilmiyordum. Yavaş yavaş sağa doğru itmeye başladık. Dolabın arkasından küçük bir sandık çıkmıştı. Sandığı açtığımızda çıkan şeyi ilk defa görmüştüm ve Şok olmuştum...

Evet bir bölümün daha sonuna geldik. Oylamayı unutmayın. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere Allah'a emanet olun.🌹💗

Ruhun OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin