Yamaç'ın Anlatımıyla.
Uçak nihayet inişe yaklaştığında tam inmesini beklemeden aşağı bir ip sarkıttık. Tek tek aşağıya indik.
" şu an çok açıkta duruyoruz. Bir an önce yerleşmemiz lazım" dedi Ateş.
" katılıyorum komutanım. Ayrıca ikişerli grup olma taraftarıyım" dedi Asena.
" sen ayır grupları " dedi Ateş.
" Emrah ve üsteğmenim siz birlikte olun" dedi Asena düşünerek." Gökçe, sen Yağız'la ol. Ceylan Ve Yamaç birlikte, Bora ile Yankı Birlikte olsun. Ben Efsun'u alıyorum " diye devam etti.
" tamam. Telsizleriniz hep açık olsun, her bir hareketinizden haberimiz olsun" dedi Ateş.
" anlaşıldı komutanım" dedik hep bir ağızdan.
Ateş'in Anlatımıyla.
" üsteğmenim bir bakarmısın?" Diye seslendim Asena'ya.
Asena omzunun üzerinden bana baktı sonrada yanıma geldi. Sığınacağımız dağa giden yokuşu çıkıyorduk.
" önümüzden yürüyün asker!" Diye emir verdi Asena. Böylece diğerleri önümüzde olduğu için hepsini kollayabilecektik.
" buyrun komutanım" dedi simsiyah gözlerini benimle buluşturduğunda. Hemen ileriye baktım, gözlerinde birşey vardı...
" Benim elimin uzanamadığı yerde olan biteni kontrol edebilecekmisin?" Diye sordum küstahça.
" anlamadım?" Diye sordu alayla. Büyük ihtimalle anlamıştı ama bunu neden söylediğimi anlayamamıştı.
" diyorumki, üstesinden gelebilecekmisin?" Diye tekrarladım.
" hangi davranışımı yetersiz buldunuzda bu soru takıldı bu kadar beyninize?" Diye karşılık verdi bana. Soruma soruyla karşılık veriyordu.
" bilmem, öyle hissettim. Lafta iyisin, görevde nasıl olduğunu henüz göremedik" diye mırıldandım. Gerçekten kendi alaylı ses tonum neredeyse beni bile rahatsız edecekti.
" komutanım bu ne?" Diye sordu. Ona döndüğümde eliyle başındaki bereyi gösterdiğini gördüm.
" bordo bere" dedim.
" heh ya, bordo bere. İşte ben bu bordo bereyi kendim bordoya boyamadım. Üstüne laf söyletmem" dedi gururla.
" kes sesini otur aşağıya diyorsun yani " diye tuzak soru sordum.
" oturmayın, daha işimiz var ama şu ses biraz kesilse fena olmaz " dedi , tam ağzımı açacağım sırada
" ve hayır komutanım, dilimin normal bir boyutu var" diye ekledi.
" hadsizsin" diye mırıldandım.
" öyle demeyelim de... Ne yapmaya çalıştığınızın farkındayım diyelim. Hatta ufak bir analiz yapalım " dedi yapmacık bir heyecanla.
" ne analizi?" Diye sordum.
" az önce beni aklınız sıra küçük düşürmeye çalıştınız ama tabikii başaramadınız. Başaramadığınız için sinirlendiniz" dedi, tam ağzımı açacağım sırada, yüzündeki gülümsemeyi silip oldukça ciddi ve soğuk bir yüz ifadesi takındı.
YOU ARE READING
AĞLAMA, BİR TÜRKÜ SÖYLE
Teen Fiction"Her şehidin ardından bir türkü söylenirmiş" diye fısıldadı zorlukla. Gözlerimden akan yaşları sildi. Son defa mı değiyordu elleri tenime? "Sende ağlama." Kolay mı öyle sevdiğim? kolay mı öyle...? "Ağlama, bir türkü söyle" dedi, yarı baygın bakar...
