25. Bölüm- Plan

1.1K 57 169
                                    


Selammm, beyaz kalplerimm.

Bölümü çeşitli sorunlardan dolayı bu kadar geç yayınladım, normalde sınır dolduğu anda atıyorum biliyorsunuz. Anlayışla karşılayacağınıza inanıyorum.

Biraz sakin, biraz spoi dolu ve birazda duygusal anlamda yoğun bir bölümle baş başa bırakıyorum sizleri. Umarım beğenirsiniz🤍

Bölüm sınırı: 50 oy, 50 yorum.

Instagram hesabımız: Acemi_yazarns

İyi okumalar!

-----------------------------------------------------------

Ateş'in söylediği şeyden sonra Tolga bile şaşkınlıkla kalakalmıştı. Ezgi, tepkimi ölçmek istercesine bana doğru döndü.

Doğru mu duymuştum?

Ateş'in ağzından çıkan o iki kelime, zihnimde defalarca dönüp durdu ve her seferinde canımı daha da yaktı. Asena'yı öldür.

Elimden geldiğince ifadesiz durmaya çalıştım ama kalbim, bu cevabı kabul etmiyordu. İki dudağının arasında benim kaderim vardı, Ateş bunun farkında mıydı?

"Asena'yı öldüreyim?"dedi Tolga, sesindeki şaşkınlığı gizleyemeyerek.

Ateş, bunu bir kez daha dile getirmedi. "Tolga" dedi, kısık bir sesle. "Telefonu Asena'ya verir misin?"

"Oldu"dedi Tolga, alayla. "Başka bir isteğin var mı?" Ateş'in cevap vermesini beklemedi ve telefonu yüzüne kapattı. Tolga'nın bakışları yavaşça bana döndü, bakışlarımı ondan çekerek karşımdaki duvara sabitledim. Gözlerimdeki ifadeyi görmesini istemedim.

"Asena"diyen ses, Ezgi'ye aitti. Ona da bakmadım. Ateş'in tercihi, onu kurtarmak olmuştu. Beni öldürmek ve Ezgi'yi kurtarmak.

Ateş, benim kendimi savunabileceğimi düşündüğü için bu cevabı vermiş olabilirdi ama Ezgi de bir askerdi ve pekala o da kendini koruyabilirdi. İçimdeki öfkeye, hayır, içimdeki kıskançlığa, hayır, içimdeki kırgınlığa engel olamıyordum.

"Ezgi'ciğim"dedi Tolga, alayla. "Seni dışarı alalım"

Ezgi, başını iki yana sallayarak yanıma geçti ve çıkmayacağını belli etti. "Asena"dedi Ezgi, bir kez daha. "Ateş'in söylediğini dert etme. O sadece-"

"Ezgi, sus!" Dedim sertçe. Ardından kulağına doğru eğildim ve Tolga'nın duyamayacağı bir şekilde fısıldadım. "Sakın korkma"

Kaşlarını çattı anlamazca. "Ne?"

Buna cevap veriyormuş gibi içinde bulunduğumuz odanın camlarından biri parçalara ayrıldı ve kulağımıza silah sesleri doldu. Ezgi'nin ağzından tiz bir çığlık kaçarken bakışları sorarcasına bana döndü. Çarpık bir gülümsemeyle baktım yüzüne ve o an her şeyin plan dahilinde olduğunu anladı.

"Ne oluyor lan?!"diye bağırarak etrafına bakınan Tolga, sırıtan yüzüme baktı ve anladı her şeyi. "Ne ara haber saldın, manyak kadın!?"

Keyifle güldüm ve ona doğru bir adım attım. "Ah Tolga" dedim, kelimeyi uzatarak, bugün bana yaptığı gibi. "Salak Tolga" Bakışlarına öfke doldu. "Nasıl av oldun ama?"

Başını iki yana salladı. Hiç beklemediğim bir anda Ezgi'yi kendine doğru çekti ve az önce indirdiği silahı Ezgi'nin başına yasladı. Gülüşüm yüzümde donarken kaşlarım hızla çatıldı. "Bir adım daha atarsan onun beynini dağıtırım!"

"Tolga"diye mırıldandı Ezgi, hayal kırıklığıyla. Tolga, Ezgi'nin yüzünü görmüyordu ama ben görmüştüm dolan gözlerini.

"Tolga" dedim, öfkeyle. "İndir artık şu silahı!" Silahı, Ezgi'nin başına daha çok yasladı.

AĞLAMA, BİR TÜRKÜ SÖYLEWhere stories live. Discover now