Lina Kara, babasıyla ettiği kavga sonucu babasını kendi kafasına sıktığı bir kurşunla kaybeder. Bu kayıp kendisinden de birçok şey götürür. Borçlar ve vicdan azabı arasında sıkışırken zaman pek iyi davranmaz ona. On ay kadar sonra eski halinden eser...
Size yine kafa yormalı, sır açıklamalı ve aksiyonlu bir bölüm bıraktım. yorum ve oy bırakırsanı mutlu olurum. Yakın zamanda tekrar görüşmek üzere öpüyorum çok <3
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
BÖLÜM 32 | ROK VE İLERİ
♪ Shamless - Camila Cabello
♪ Toxic - AnnenMayKantereit
♪ Leni - GoodBooks
♪ Own Paradise - LXAES
Hak etmem gerek. Aldığım tek ders bu eksiksiz. Doğdum tek başıma ve çaresiz. Karnımı bile doyuramam bir annesiz. Herkes doğar kimsesiz ama bazılarının daha zor elde etmesi. Aklım sonradan gelir, sevgi ise karşılanmasını bekler bir şartlar listesi. Kendisi olduğu için sevilebilir mi insan birini? Hak mı etmem gerek her şeyi? Uydurduğum ayaklarım başkasının sanki. Kader diye yazılan bir tiyatro metni ve ben bile seslendiremem kendimi. Ya sevmezlerse beni? Hak etmem gerek. Hak etmem gerek.
Aral yaklaşık bir saat dayısı ve babasıyla kaldı. Aşağı inip Güneş abla veya Ender Hanım'la yüzleşmek istemediğimden Ekin'le çalışma odasında kaldım. Bileğimdeki Aral'ın saatinden geçen dakikaları sayıyordum. Sabırsızdım güneşin batması için.
"Ne düşünüyorsun?" diye sordu Ekin.
Kulaklarımda tıkaç olduğu halde onu duyabiliyordum, zira dudaklarını okuyabiliyor olmak da fayda veriyordu.
"Hiç," diyerek yalan söyledim.
Gözlerimin içine baktı inanmamış gibi ama üstelemedi.
"Ne yapacaksın peki?" diye sordu bu kez.
"Yapılması gerekeni."
Kaşları çatıldı hafifçe. Üstü kapalı bir cevaptı.
"Abimle konuşacak mısın?"
Bilmiyordum. Hastaneden daha dün çıkmıştı ve uğraştığı şeyleri hak etmiyordu. Kulaklarımdaki tıkacı çıkardım. Bir saattir bir şey olduğu yoktu, bu saatten sonra da eğer o düdüğü kullanacak olursa tıkaçların beni pek koruyacağını düşünmüyordum.
"Olayın ne kadarını biliyorsun?" diye sordum mavi gözlerine bakarken. "İlk andan beri daha fazlasını biliyorsun." Elimdeki tıkaçları salladım bir de bunları der gibi.
"Küçükken görünmez bir çocuktum ama bir o kadar da zekiydim. Babamın anlamayacağımı düşündüğü şeylere kulak misafiri olur kafamda birleştirirdim. Görünmez insanların her şeyi kolayca öğrenebilme gibi basit kabiliyetleri vardır."