•6

683 30 0
                                    

Lütfen yorumlarınızı ve oylarınızı unutmayın (⁠◍⁠•⁠ᴗ⁠•⁠◍⁠)⁠❤

İyi okumalar!

•••

Savcı ve müdire;

'Füsun Hanım Müdür Bey nerede? Tekrar sormayacağım ve şüphelerimde haklı olduğumu düşüneceğim. Yardım ve yataklıktan sizede gereken cezayı vereceğiz.' Bakışları baştakine nazaran netlik içermiyordu. Kendi içinde gitgelller yaşıyordu.

'Eve gitti.' Sağ elimin avuç içi ile alnıma ufakça vurdum. 'Bilmem kaç tane eviniz var, açık adres verir misiniz?' Kendimi fazlaca zorlayarak sakinliğimi korumaya çalışıyordum. Artık karşı tarafa bu hissiyatı vermiş olsam gerek, sesli bir nefes verdi ve elini telefonuna uzattı. Gözleri izin almak için beni buldu. Kafamı bir kere aşağıya doğru eğdim.

'Sincan'daki evlerden birind-'

'Hangisinde? Evlerden birinde demekle olmuyor.' Kendisi de sinirlenmeye başlıyordu. Endişe ve stres içinde olduğu zaten en başından beri belliydi.

Telefonundan Mareşal Çakmak Mahallesi'nde bulunan evlerden birini gösterdi. Haritadan adresi açıp, paylaşarak kendisinde bulunan numarama attı. 'Ters köşe yapmaya çalışmazsınız değil mi Müdire Hanım?'

'Çıkın lütfen artık.' Kaşlarımı havaya kaldırdım. Konuyu şuanlık uzatmamayı seçtim ve oturduğum sandalyeden kalkıp odadan çıktım.

•••

Elimi havaya kaldırıp konuşmaması gerektiğini ifade ettim. Dakikalardır, hiçbir kaynağı olmayan sözlerini dinlemekle meşguldüm. Oturduğum koltukta biraz öne kayıp vücudumu hafifçe kendisine doğru eğdim.

'Müdür Bey beni çıldırtma.' Eğildiğim için gözümün önüne gelmiş olan perçemlerimi hızlıca kulağımın arkasına sokup, sağ elimde ki telefonumun güç tuşuna bastım.

'Eğer buraya polisleri yığmamı istemiyorsan gerçekten ne olduğunu ne yaşandığını anlat. Aksi halde iki elimde yakanda bunu bilesin.' Yutkundu. Müdire'de de olduğu gibi, endişe, stres ve panik içerisindeydi. Ama kendisinin daha stresli olduğunu anlayabiliyordum.

Sağ elini sürekli ağzının üstüne götürüyor, sol elindeki mendille 13 saniyede bir alnından akan terleri siliyor, göz bebekleri her cümle kuracağında sola kayıyordu.

Sağ eliyle kravatını biraz çekiştirdi. 'Nefes almakta zorlanıyorsunuz sanırım. Halbuki sizin kendi evinizdeyiz. Neden bu kadar stres yapıyorsunuz?' Bakışlarını kaçamak bir şekilde bana değdirdi. Hâlâ konuşmayacaktı anlaşılan.

'Peki, siz bilirsiniz.' Telefonumun kişiler kısmından Albay Metin Çetinkaya'yı arattım. Bu sıra da ne yaptığımı izliyordu. Arama tuşuna basacağım sırada sol elini hızla telefonuma attı ve arkasına aldı. Engellemek için herhangi bir çaba göstermemiştim.

'Ne anlatmamı istiyorsunuz?' Alaya alır gibi güldüm. 'Anlatılacak ne yaşandıysa.' Derince bir nefes aldı ve sonunda konuşmaya başladı.

'Ders saati olduğu için odamda oturuyordum. Biliyorsunuz teneffüslerde öğrencileri kontrol ediyorum, bizzat.' Kafamla onayladım.

BaşsavcımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin