final

266 33 25
                                    

Bugün çok güzel olacaktı. Bu gece çok güzel olacaktı. Her şey olması gerektiği gibi, olması gerektiği zamanda, olması gerektiği yerde olacaktı.

"Magnolia? Hazır mısın?" Kapımın tıklatılma sesiyle, aynadan kendime bakmayı kesip aralık kapıya döndüm.

"Yakışmış mı?" Yüzüme yerleştirdiğim klasik alaycı, kibirli gülümsememe albenili bir göz kırpış eklediğimde Burak küçük bir kahkaha atıp yanıma geldi. Beni tek eliyle kendi etrafımda dönmemi sağladığında kahkahalarımız birbirine karışmıştı.

"Soru mu bu Magnolia?! Dehşet olmuşsun!"

"Bomba olup patlayacağım bir gecede buna uygun görünmeliydim hayatim." Bugün boyattığım ve kestirdiğim saçlarımı sallayarak tekrar aynaya döndüm. Uzun dalgalı sarı saçlarım yerini kısa simsiyah saçlarıma devretmişti.

Saçlar anıları saklardı. Bugün yıllarca sürüp giden bir oyunu bitireceğime göre anılarımız da bugünden itibaren karanlığa gömülmeliydi. Yıllarca yüzlerimize sabitlenmiş maskelerimiz, bugün tam anlamıyla inecekti.

"Seni ben götürmeliydim. O piçin suratına bir yumruk geçirmeli yüzünü tanınmayacak hale getirmeliydim." Sitemkar sözleriyle aynadaki bakışlarımı tekrar Burak'a çevirdim

"Şiddet hiçbir zaman çözüm olmaz, Burki biliyorsun. Sen arka plandan yeterli yardımı ediyorsun."

"Bu hiçbir şeyi değiştirmez." Sitemkar yüz ifadesi bende de belirdiğinde tamamiyle ona döndüm.

"Hadi ama Burak! Neden böyle yapıyorsun. Bugün çok eğleneceğiz."

"Yaa, ne demezsin?!" Benim yüksek enerjimin yanında hayli düşük kalması sinirlerimi bozmuştu.

Bugün gerçekten eğlenecektik. Uzun zaman sonra...

"Burak! Doruk'un hayatını mahvetmek için dünden hazır olduğunu düşünüyordum! Ne oldu? Yoksa acıdın mı?!"

"Saçmalama Magnolia! Sadece... Harry denen herif canımı sıkıyor. Bizi patlatmayacağına eminsin değil mi?!" Alaycı ifademe karşı ciddi kaldığında gözlerimi devirmeden edememiştim.

"Tabii ki eminim! Emin olmasaydım böyle bir plana dahil etmezdim, Burak!"

"Sen Doruk'a da güveniyordun, Magnolia."

"Ona aşıktım! Aynı şey değil!" Saçmalıyordu! Kesinlikle saçmalıyordu!

Yanından ayrılıp aynanın yanındaki koltuğa öylesine attığım çantamı ve maskemi aldım ve kapıya yöneldim. Son bir kez Burak'a bakıp dışarı çıktım. Bunu öne sürmesi tüm modumu yerle bir etmişti.

"Magnolia! Dur!" Arkamdan bağırmasını kulak ardı ettim. Planımızın üstünden birçok kez geçmiştik zaten. Kim, nerde, ne zaman, ne yapacağını adı gibi biliyordu. Tekrar dönüp konuşmama gerek yoktu.

İki katlı müstakil evimin merdivenlerinden inerken dışarıdan gelen korna sesiyle kibirli gülümsemem tekrar yüzüme yerleşti. Harry gelmişti ve planımız şu dakikadan itibaren işlemeye başlamıştı.

Kapıyı açıp çıktığımda Harry'i siyah lüks arabasına dayanmış kolundaki saatiyle ilgilenirken buldum.

Bu adam, gerçekten fazla ve gereksiz yakışıklıydı. İstediği her kızı elde edebilirdi, özellikle bu haliyle... Özenle taranmış siyah saçları saçları; koyu kahverengi, badem gözleri; biçimli burnu; dolgun dudakları ve sert yüz hatlarını tamamlayan siyah takım elbisesinin sardığı kalıplı vücuduyla bir yunan tanrısından farkı yoktu.

Çivi topuklularımın asfaltta çıkardığı sesle dikkati bana çevrilmişti.

"Yakışmış." İltifat eder gibi değil de genel geçer bir gerçeği söyler gibi ciddiyetle söylediği sözlerle kibirli gülümsemem teklemişti. Bu kadar ciddi olmasını beklemiyordum.

maskeli balo - textingWhere stories live. Discover now