\14/

7.5K 847 1.1K
                                    

Slm slm slm 👋
Biz celdıkkkkk....

Nasılsınız, nabersiniz, nasıl gidiyor?

Bu sefer haber vermeden bölüm atıyorum, süprayzzz olsun didim🤭

Bu arada
Shameless (thvtalia) ve Sassy detective'i aynı anda okuyanlar çooook şanslı. Sebebini bu bölümde anlayacaksınız. Okumayanlar, acil okuyun derim🤐

Neyse fazla uzatmadan bölüme geçelim, oy ve yorum sayısı ne kadar fazla olursa yeni bölüm o kadar erken gelir...

Bir bakmışsınız, yarın yeni bölüm geliyor 🥳

Keyifli okumalar leydilerim<333

✠✠✠






Mutluluk, şu bir kaç aydır yabancı olduğum bir duyguydu, hatta yavaş yavaş hayatımdan çıktığını düşündüğüm sıralarda dedektif'in hayatıma girmesiyle kendini tekrar ufak ufak hatırlatmaya başlamıştı. Monoton ilerleyen hayatımda tek eğlencem ve mutluluğum işimdi. Çizimler yapmak, o çizimleri geliştirmek ve o kendi elinizle çizdiğiniz takıların günler sonra somut bir şekilde elinize geçmesi en büyük mutluluktu. İş benim için aşk demekti ve ben daha hiç kimseye işime olduğum kadar aşık olmamıştım, değer vermemiştim. Öyle birisi karşıma çıkmamıştı henüz.

Yani Sanırım.

Aklıma gelen yeni fikirler, ilhamlar elimdeki özel çizim kalemime yansıyor, ahenkle kağıt üzerinde dans ettirirken o çizimler can bulup, bir müddet sonra tam bir şaheser'e dönüşüyordu ve böyle böyle zamanım akıp gidiyordu. En hoşuma giden kısımda burasıydı. İşimi severek yapıyordum. Bazen telefona gelen bildirim seslerini dahi duymuyor, saatler sürse bile cevap vermememle bizimkilerin iş yerime baskın yapmalarını sebep oluyordum. Başıma bir şey geldiğini düşündüklerinden değildi bu davranışları, saatlerdir çalıştığımdadı. Azıcık da olsa mola vermemi sağlamak adına yanıma geliyorlardı.

İş böyleyken birisi bana gelip dese ki; bir günümü masa başında geçirmeden de eğlenebileceğimi söylese, sadece gülüp geçerdim ama dedektif'in bana bu düşüncemin doğruluğunu karakola giden yol boyunca düşündürtmüş ve vardığımızdaysa yanıldığımı kanıtlamıştı. Sadece bir günde başarmıştı bu düşüncemi değiştirmeyi. İşimi yaparken aldığım zevki ve mutluluğu onunla da almıştım. Hem de Sadece birlikte kahvaltı yaparak, kahve içerek, beraber topladığımız kirazları yiyerek, şarap içerken ettiğimiz sohbetlere dalarak ve komik olmayan espirilerine bile kahkaha atarak, hamakta uzanırken geçirdiğimiz her düşme tehlikesine boğulana dek gülerek eşsiz güzellikte bir vakit geçirmeme sebep olmuş, gün boyu gülümsememi yüzümden eksik edememiştim, zamanın nasıl gece yarısını geçecek kadar aktığını dahi fark ettirmemişti.

Daldığım düşüncelerden beni ayıran şey, dedektif'in sürmekte olduğu arabanın durması olmuştu. Arka koltukta olan çantasına uzanıp eline alan dedektifi izlerken, emniyet kemerimi dahi çözmemiştim. Hala olduğum gibi koltuğumda oturup, onu izlediğimi fark ettiğinde bakışları bana takılmıştı. Gözleri kısılıp neden hala sadece onu izlediğimi sorgular vaziyette beni süzerken, sadece yaslandığım yerden doğrulup takılı olan kemerimi göstermiştim.

"Ee çözemeyecek misiniz kemerimi, yoksa şu k-drama klişelerinden vaz mı geçtiniz? "

Dememle gözleri büyümüştü anlık, daha sonra çantasını kapısını açmış olduğu arabanın dışına bırakırken, yüzünde oluşan gülümseme ile bana dönüp elini hala takılı duran kemere uzatmıştı. Eli ile birlikte bedeni de bana yaklaşırken, başı da yüzüme doğru eğilmişti. Nefesleri yüzümü yalayacak yakınlıktayken, kalp atışlarımın hızlandığını hissediyordum. Hatta kalbim boğazımda atmaya başlamıştı. Yutkunmaya çalıştıkça, boğulacakmışım hissi daha da artıyordu. Bunu ben istemiştim değil mi? Hak etmiştim... Çek şimdi cefasını jungkook.
Sıcak nefeslerini yüzüm doğru üfleyip, aynı sakinlikle eline aldığı kemeri çözerken, burnunu burnuma sürtmekten geri durmamıştı.

Sassy Detective | TAEKOOK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin