\24/

3.5K 354 186
                                    

Slmslmslm biz geldik👋

Bu bölüm o bölüm arkadaşlar 😚

⚠️ORUÇLU OLANLAR VEYA RAHATSIZ OLACAKLAR OKUMASIN⚠️

Yorum istiyorum lan lütfen😫🙏🙏💓

Keyifli okumalar<333







•┈┈┈••✦ ♡ ✦••┈┈┈•

~jk

26 yıllık bir insanım artık, çok olmasa da köklerimi saldım toprağa. Tereddüt etsem de yıkılmayacağıma inanmak istiyordum artık, kendimle mevsimler geçirdim. Çiçeklerim dökülse de, dallarım kırılsa da, köklerimin toprağı terk etmediğini gördüm. Toprağın bana sahip çıkışını izledim. Her mevsim ayrı bir güzellikmiş meğersem. Gözlerimin gördüğünden, dudaklarımın söylediğinden çok daha fazlası varmış hayatta. Düşünceler, hisler birbirini kovalarken şaşkınlıkla izledim kendimi. Sanki ben, benim dışımda bir yerlerdeyim ve hayallerin elbet bir gün gerçek olacağını ve hiç tükenmeyecek bir hayal heybem olduğunu farkettim. Ufacık bir gülümsemenin her şeyin üstesinden geldiğini anladım. Bir sürü şeyden etkilendiğim, bir dolu şeyi örnek aldım fakat tek bir şeyi yoluma Işık yaptım 'Her şey geçer'.

Geçiyordu da...

Yanıyorsan o ateş söner, yoruluyorsan bir gülüş bile o yorgunluğu silip atar. Özlem desen onu hep yaşar insan. Mevsimleri, toprak kokusunu, yağmur sesini yada sıcak yaz güneşinin tende bıraktığı etkiyi özleyen bir dolu insan var mesela. Bu tür özlemlerin dinmesi ise bir kavuşmaya bakar.

Bende çok özlemiştim. Şuan bile özlüyorum mesela. Gülüşünü, sesini, neşesini, kalbimde bıraktığı etlikisini bile özlediğim çok güzel bir adam var. Varlığını düşününce bile kalbim kasılıyor, bir müddet durup, işlevini yitiriyordu. Aynı şey beynim için de geçerliydi. O varken veya onu düşlüyorken mantığımın sesine kulak veremiyordun. Ben bu haldeyken o adamı tamı tamına 3 haftadır görmüyordum yüzünü, işitmiyordum sesini ve ben buna bu kadar süre nasıl dayandım inanın hiç bilmiyordum. Şimdi ise heycanla bana gelmesini bekliyordum.

Bütün gün etrafıma bakınıp durdum. Onun gelecek olma düşüncesi bile içimi kıpır kıpır ederken, sabırsızlık da takılmıştı peşine. Önüme konan tonlarca dosyayı imzalamış, gerekli işleri tamamlamıştım bu süre içinde. Ama zaman çok yavaş akıyordu ve ben özlemimden kavruluyordum. Belkide tüm bu heycanımın sebebi özleminin dinecek olması değilde, o son mesajında yazdığı hitap şeklindendi.

Sevgilim...

Sevgilim demişti bana. Ve ben, o kelimeyi görür görmez telefonumun elimden kayıp yerle buluşması sadece bir kaç saniye sürmüştü. Kalbimin atışı önü alınamaz bir hız kazanmıştı. Nefesim kesilmişti. Bambaşka bir histi. Bu kelimeyi hayatımda belki de bin defa duymuşumdur ama o binin içinden biri bile üzerimde şöyle bir etki bırakmamıştı. O farklıydı benim için, bundan artık çok emindim.

O tartışmamızda onunla konuşmayacak olma düşüncesi üzmemişti beni, ama gerçekten konuşmayı kesince dipsiz bir kuyunun içinde süzülüyormuşçasına bir boşluğa düşmüş gibi hissetmiştim. İşte o zaman anlamıştım bu adamın bendeki yeri çok farklıydı.

Ama bu sonuca varıncaya dek hislerim ağır gelmiş, kendimi anlamamıştım. Çok canımı sıkan konulardı. Bu hisler de ne öyle? Kendime bu sorunun cevabını vermekten korkmuştum. Ama o boşluk hala olduğu gibi ordaydı. Eksileceğine artıyordu. Haykırmak isterdim. Sessizlikle ve onsuz geçen gecelerde bir şeyler kaybetmiş gibiydim. Bu kargaşanın içinde sorsalar söyleyemem, arasam bulamam. Eksiktim. Geceleri birlikte tek beden olarak geçirmeye ve varlığına beni ne denli alıştırdıysa onsuz tamamen bir hiçtim.
O üç haftalık işkencem artık sona eriyordu.

Sassy Detective | TAEKOOK Where stories live. Discover now