24-Olağanüstü bir gün(yaşsınırı)

469 53 54
                                    

18 YAŞININ ALTINDAKİ HİÇBİR OKUYUCUM BU BÖLÜMÜ OKUMASIN. BİR SONRAKİ BÖLÜME GEÇİN LÜTFEN.

BÖLÜM İÇERİĞİ: Şiddet, ağır hakaretler ve YAMYAMLIK



Phoebe

O odadan çıktıktan sonra şaşkınlıktan ağzım bir karış açık kaldı. Artık ona ihanet etmeyeceğimi bildiği için arkamda durmasını kesinlikle bekliyordum ve bu birilerini öldürmesini de kapsıyordu ama beni sadece ikinci adamı yapmakla kalmayıp bana bu kadar çok yetki vermesi beni şok etmişti.

Evet artık bana güveniyordu ve muhtemelen artık hayatta güvendiği tek kişiydim ama bana ne gibi bir ayrıcalık verdiğinin farkında mıydı acaba? Ve herkesi nasıl da düşman ettiğinin? Bunu ona sorduğumda bana sırıtmış ve
"Senden hala hoşlanmıyorum korku cadısı. Ama artık ortağız. Hedefimize yürürken kimsenin seni ezmesine izin vermem. Ayrıca benim gibi bir düşmanla bile başa çıktın. Onlarla mı çıkamayacaksın?" Demişti.

Suratının ortasına yumruğu geçirmek istemiş ama kendimi tutmuştum. Gerçekten sinirlerimi deli gibi zıplatıyordu ve bunun farkındaydı. Ortaktık ama birbirimize çok feci gıcık oluyorduk ve bu bana güvense de güvenmese de geçeceğe benzemiyordu.

Bir haftadır gittiğim her yerde-malikanenin dışına çıkmamıştım- koridorda, ana salonda, zindanlarda, beni görenler iki gruba ayrılmıştı.

İlk grup karşılarında lordu görmüş gibi gözlerini yere eğiyor ve benimle gerekmedikçe konuşmuyordu, ikinci grupsa beni öldürecekmiş gibi bana bakıyor ve arkamdan bana sürtük diye sesleniyordu.

Başta gerçekten umursamadım. Gerçekten. Çünkü benden nefret etmek için kesinlikle haklı sebepleri vardı. Ben olsam, emek verdiğim bir amaçta benden sonra gelen biri bu kadar yetki sahibi olduğunda iki kaşının arasına bir lanet bile atardım.

Ama onların bunu yapması kesinlikle yasaktı. Gerçi, denemeyeler olmamış değildi.

İlk gün, kahverengi saçlı, lacivert gözlü bir cadı beni yemek odasının çıkışında sıkıştırmaya çalışmıştı. O daha bana asasını çekemeden suratının orta yerine öyle sert bir kafa geçirmiştim ki şimdi revirdeydi.

İkinci gün, sarı saçlı ve yeşil gözlü bir cadı -hayatımda gördüğüm en güzel 10 kadından biri olabilirdi- bana bahçede çelme takmıştı. Birkaç saat aynı yere tüneyip ben de aynısını yapmıştım.

Üçüncü gün iki saldırıya uğradım. Siyah saçlı ve siyah gözlü ufak tefek cadı odamın kapısına bir lanet yapmıştı. Böylece ben dışarı çıkmak için eşiğe adım attığım an odamın karşı duvarına uçmuştum. Ben de odasına gizlice girip, Şampuanını tutkalla değiştirmiştim.
Kızıl saçlı ve benden neredeyse iki kafa uzun olan cadıyla da merdivenlerden yuvarlanmıştık çünkü üzerime atlamıştı.

Dördüncü gün birinin yemeğime zehir koyduğunu bile gördüm. Karşılık olarak onu rüyasında biraz korkuttum. Birazdı, çünkü fazlası aklını kaçırmasına sebep olabilirdi. Gerçi bazı kişilerden onun olur olmadık yerde kıkırdamaya başladığını duymuştum ama, neyse.

Beşinci gün, lanet olası bir embesil beni uykumda boğmayı denedi, ona attığım yumruk hem çenesini hem burnunu kırmıştı ve düzelmemesi için yaptığım büyü işe yaramış görünüyordu çünkü hiçbir büyüyle onu iyileştirememişlerdi.

Altıncı gün, kütüphanede biri kafama birkaç kitap fırlattı, karşılık olarak kafasını duvara sürttüm.

Yedinci günse gerçekten çok saçma bir şey oldu, bir cadı beni hazırlıksız yakalayıp gıdıklama laneti uyguladı. Yaklaşık 15 dakika boyunca gülmekten çenem ağrımıştı ve bu zararsız lanet karşısında ona zarar vermek istemediğim için aynı laneti ben de ona uyguladım.

YANSIMA|Tom Marvolo RiddleWhere stories live. Discover now