22

11 2 0
                                    

22.

27 Ağustos 23

04:11

30 Ağustos 23

03:42

Hayatımızı kaybetme evresine geldiğimiz anılarımızı anlatırken güleriz çünkü yaşanmamıştır. Hayat kavramını kısıtlı da olsak anlamışızdır. Zevkleri, acıları, duyguların bütününü hissetmişizdir. Peki bir çocuk neden böyle anlarda ağlar, yaşamak ister. Hayatını yeni kazanmış olmasına rağmen ne onu bu kadar hayata bağlar. Yaşamını geçirdiği dört-beş yılda ne onu hayata bağlamıştır ki. Oynadığı plastik oyuncaklar ile tadını hiç sevmediği mamalar ona gerçekten anlamlı mı gelmektedir. Yoksa sadece annesinin ona verdiği genlerin ortaya çıkardığı savaşçı içgüdü müdür. Varolan dünyada çocuk annesi dışında duygu geliştirdiği her şeyle uzaktır. Anne olgusu onunla herhangi zararlı bir şeyin arasındadır. Hatta her şeyin. Onu yaşama bağlamaya öyle odaklıdır ki. Hormon içinde yüzen beyni ve bütün duygularını ele geçirmiş annelik içgüdüleri ile farketmeden çocuğuna bunları birkaç yılda aşılamıştır. Çocuk ölüme yakınlaştığı her an da ölmemek için çabalar. Hayatı anlamamasına rağmen yaşamı arzular kendisine ileri ki yaşamından herhangi bir dönemini göstersek belki ölümü elde etmek için çabalardı. Annesi onun yerine yaşamasına karar verdi. Annesinin verdiği içgüdülerle onlarca yıl yaşayıp ölmek için çabalayacak. En sonunda annesinin verdiği bütün içgüdüleri terkederek kendisini öldürecek.

ÖlmeyemeyilliyimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin