16. Bölüm

389 30 0
                                    

Eve gelip uyumamın ardından 5 saat falan geçmiş olması lazımdı ki akşam olmuştu. Ağrılarım birazda olsa dinmişti ama yinede biraz sızlıyordu. Lavaboya gidip işlerimi haledip. Mutfağa indim birşeyler yemem lazımdı. Mutfağa girdiğimde yemek pişiren bir Alexanderla karşılaşmayı beklemiyordum. Bana arkası dönüktü ama geldiğimi hissetmiş olmalı ki bana bakıp.

''Orda dikilmeye devammı ediceksin geç masaya otur'' dedi

Bir anda konuşmasıyla irkilmiştim. Konuşmasını beklemiyordum.
Sessiz bir şekilde masaya geçip otudum. Arada çaktırmadan ona bakmıştım ama o dikkatini yemeğe vermiş yemek pişiriyordu.

Aramızda garip bir sessizlikten sonra yemeği masaya bırakıp. Yemeğe başladı. Bende başladım hakkını vermek lazım çok lezzetli yapmıştı. Çok hızlı yiyiyor olmalıyım ki bir süre sonra bana bakmaya başlamıştı.

Bana bakması yüzünden yavaşlamıştım normalde bu kadar iştahım olmazdı.

Yemekten sonra bulaşıkları ben toplamıştım eh o yemek yapmıştı bende bunu yapmalıydım.
Salona gidip film izlemek istemiştim girdiğimde Alexander telefonuyla igileniyordu. Bende bir koltuğa geçip televizyondan film açmış onu izliyordum.

Filme o kadar dalmıştımki Alexanderen nerdeyse dibimde oturduğunu bile anca fark etmiştim.

''Michael sana bir şey söylemem gerekiyor" Dedi

"Yakında benim kızgınlığa giricem. Benimle birlikte olmak istemezsen seni başka bir eve götürücem" Dedi

Bu sözlerinden sonra nedense içimdeki kurt harekete geçmiş kabul etmem için bana söyleniyordu.

Doğrusu kurtumu ilk defa bu kadar istekli hissediyordum.

"Eğer kabul etmezsende sorun değil başka biriyle olabilirim"

Bu dediğiyle aşırı sinirlenmiştim.

"Size yardımcı olurum efendim. Ama geçen sefer ki gibi işe gitmem 2 gün izin alırım"

"Tamam sorun olmaz" diyip geri yerine geçti.

Ben de filmime devam ettim.
.
.
.
.
.
Uyandığımda koltukta film izlerken uyuya kaldığımı fark ettim.

Üstümde bir örtü vardı. Alexander örtmüş olmalıydı.

Saate baktığımda saatin 23.30 olduğunu gördüm. Koltuktan kalkıp. Odaya çıktım. Alexander ortalıkta gözükmüyordu. Yatağa gidip yattım. Şuanlık bunu düşünemezdim çok uykum vardı.
.
.
.
.
.
.
Sabah uyandığımda Alexanderı yanımda yatarken gördüm. Yüzü sabah bile nasıl bu kadar yakışıklı olabiliyordu bide nasıl bu kadar sevimli gözükebilir bir insan.

Fazla incelediģimi fark edip. Aşağı kahvaltıya yardım indim.

Çalışan ablaya Günaydın diyip eşyaları taşımaya yardım ettim.

İşimiz bitince salona gidip oturdum. Biraz sosyal medyada gezdim.

"Günaydınnnn" diyen leoya
Gülümseyip" günaydın" dedim

Bana bakıp.
"Abim yokmu"

"Abin hala uyuyor sen başla istersen kahvaltıya"

"Yok Michael bende sizinle başlarım" Dedi

Yanıma gelince sohbet etmeye başladık.
"E senin şu Jason ile aranızda neler oldu" Diye konuya girdim.

Bunu söylememle yanakları kızarmaya başladı.

"Aslında iyi bana çok iyi davranıyor ve bu beni mutlu ediyor"

Mutluluğu sesinden anlaşılıyordu. Umarım hep böyle mutlu olurdu.

Ona gülümseyip.
"Sana iyi davranıyorsa ben hep sizin destekçiniz olurum"

Bana içten bir gülümseme sunup.
"Umarım abimle iyi anlaşıyorsunuzdur Michael "

"Merak etme sen bizi biz abinle gayet mutluyuz"

"Olsun bir sorun olursa bana gel abim falan dinlemem azarlarım ben onu" öyle bir şekilde söylemişti ki gülmemek için kendimi zor tuttum.

"Peki tamam sana gelirim sende aynı şekil bana geliyorsun" dedim

Bana kafasını sallayıp.
Ayağa kalkıp elini uzatı. Elini tuttuğumda yürümeye başladı. Bende onu takip ettim. Kahvaltı masasına oturtup.

"Sen başla ben uykucu abimi gidip uyandırırım"

Diyip koşarak merdivenleri çıkmaya başladı. Bu sevimli haline gülümsemiştim.

Bazen kendime de şaşırıyorum ben bu kadar gülümseyen bir insan değildim.

Tabağımı doldurmuş onları bekliyordum.

Bir 5 dk sonra Leo nun, Alexanderı resmen sürükleyen halini görünce bir kahkaha atmıştım. Leo o kadar ciddi bir şekilde çekiştiriyorduk ki Alexander işe tam tersi uykulu bir şekilde sürükleniyordu.

İkiside masaya oturunca birlikte kahvaltı ettik. Kahvaltıdan sonra iş kıyafetlerimizi giyip şirkete geldik.

Alexander odasında dosyalara bakarken bende elimdeki dosyaları düzenliyordum.

O kadar sıkılmıştım ki bir kahve molasına çıktım. Kahvemi alıp şirketin terasına çıktım.

Biraz nefes almak iyi gelmişti. Dışarı o kadar odaklanmıştımki yanımdaki hareketliliği bile bir boğaz temizleme sesiyle anlamıştım.

Yanıma baktığımda benjamini görmemle ona dönmüştüm sorgulayan bir şekilde ona baktım.

Bana gülümseyip.
"Nasılsın Michael "

"İyiyim "dedim
Bana hiç aldırmadan
"Bende iyiyim " Dedi

"Sizin Alexander la bir ilişkiniz olmadığı çok belli neden benimle denemiyorsun"

"Yalan olduğunu sana düşündüren ne "

"Çünkü Alexanderın bir anda seninle sevgili olması inanılır bir şey değil"

"Bir anda olduğunu nerden biliyorsun belki biz saklıyorduk. Hem bunun seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum." Dedim

Hemen yanından ayrıldım. Bir kahve molasıda verdirmiyorlardı.

Çalışma masama geri oturdum ama içerden beni Alexanderın çağırmasıyla geri kalktım. İçeri girdiğimde Alexander hemen benim kolumdan çekip.

"Bizi eve götür" Dedi
Çok kötü gözüküyordu.
Onu hemen kaldırıp tabi biraz zorlandım. Arabaya bindirdim.

Anlaşılan kızgınlığı başlamıştı ve bana yakın zamanda demişti ama ben bu kadar yakın beklemiyordum.

Aynadan arkaya baktığımda kravatlı çıkartmış sanki nefes almaya çalışıyor bir haldeydi.

"Şu siktiğimin arabasını hızlı kullan" Diye bağırdı. Bağırmasıyla bir anda irkilmiştim. Ama dediğini yapıp. Hızlı bir şekilde yola çıktım.








Anlaşmalı Sevgililik (Boy×Boy)Where stories live. Discover now