Anlaşmalı Sevgililik (Boy×Boy)

22.Bölüm

Sabah uyandığımda yanımın boş olmasına üzülmüştüm. Sarılarak uyanmamızı bekliyordum.

Lavaboya girip işlerim halletim. Üstüme beğendim takımlarından birini giyip kahvaltıya indim.

Alexanderın işe gittiğini düşünmüştüm.

Tabi mutfağa girdiğimde üstünde sadece eşofman ve mutfak önlüklü görmeyi hiç beklemiyordum.

Arkadan kahvaltı hazırlarken çok yakışıklı gözüküyordu.
Onun sesiyle kendime geldim.

"Beni kesmen bittiyse masaya geç ve yemeye başla." Dediği şeyle yüzüm kızarmıştı ama bence kim görse ağzının suyu akarak bakardı. Düşündüğüm şeyle başımı sallayıp. Kahvaltıya oturdum.

Oda hazırladığı yumurtayı tabaklarımıza koyup karşıma oturmuştu. Birlikte kahvaltımızı edip şirkete gitmiştik.

Alexander odasına geçerken ben masam geçtim.
Bugünkü toplantıların saatlerini hazırlayıp.

Kapıyı çaldım içerden "gir" sesini duyunca içeri girdim.

"Efendim bugünkü toplantıları listeledim." Dedim

"Michael bana efendim diye seslenme bana sadece ismimle yada artık sevgili olduğumuza göre istediğin gibi seslen"

Bu sözlerden sonra yüzümün kızardığından emindim.
Kurdumda resmen bayram ediyordu mutluluktan

"Tamam Alexander " dedim ona böyle seslenmek garipti. Sevgilimde demek isterdim ama bana garip geliyordu belki ilerde öyle seslenirdim.

"Micheal yanıma gel" Ne isteyeceğini merak etmiştim. Yanına gittiğimde beni bir anda kucağına çekmişti. Şuan resmen Alexanderın kucağına oturuyordum.

Kalp krizi geçirmeme az kalmıştı.

"Alexander ne yapıyorsun" dedim

Bana gülüp.

"Ne yapıyormuşum sevgilimle oturuyorum"

"Ama ya biri girerse"  yanaklarımın kızardığına emindim.

"Kimse benden izinsiz giremez merak etme" diyip yanağımı ısırmıştı.

"Hey napıyorsun canım acıdı."
Ondan yanağımı uzaklaştırıp elimle yanağımı ovuşturdum.

"Hiç sadece kıpkırmızı bir elma yiyorum" bunu demesiyle sanki hiç kızarmamış gibi yanağım yine kızarmaya başlamıştı.

Beni kendine çekip sarıldı. Başımı omzuna yasladım. O da yavaş yavaş boynuma öpücük konduruyordu.

Şuan onun sevgililik teklifini kabul ettiğim için çok mutluydum.

Biz birbirimize sarılı halde dururken bir den kapı çaldı.
Kapının çalmasıyla ben hemen ayağa kalktım.
Alexander sinirli  bir şekilde "gir" diye bağırdı.

İçeri Leo girmişti.
"Merhaba abi" Dedi. Sonra beni de fark etmiş olmalı ki

"Selam Michael " Dedi ama benim yüzümü gördükten sonra
"Ah birşeyimi böldüm ben özür dilerim hemen çıkıyorum"

Tam arkasını dönmüş gidiyorken Alexanderın sesiyle durmak zorunda kaldı.

"Böldün zaten bölüceğin kadar ne için gelmiştin sen gelmezsin birşey olmadıktan sonra" Dedi

Leo mahçup bir şekilde yerinde durdu. Sonra söylemek istediği şey aklına gelmiş olmalı ki elleriyle oynamaya başladı.

"Şey abicim acaba sevgili kardeşinin gezmek için fransaya gitmesine izin verirmisin" Dedi