Bölüm 22 Part 1

571 40 6
                                    

Merhabalar. İyi okumalar.

.........

..........

..................................

-Affet , gidiyorum.

-Dön ne olur. Bak buradayım. Sen gidiyorsun. Ama ben hala buradayım.

Kapandı kapılar, insanlar kime bakacağını şaşırdı. Konakta koca bir yıkım vardı. Zijan eline aldığı balyozla, kendisine ihanet eden herkesin hayatını yıkıyordu.

"Hanım ağa, yeter." Konağın ortasında herkes aynı yerindeydi. Zijanın son sözleri hepsini bir bıçak gibi kesmişti. Gelen bağırış herkesi kapıya bakmaya zorladı. Kapıda ki adamı kimse tanımıyordu. Üç kişi dışın da. Diyar ve Welat koşarak Zijanın önüne geçerken, Diyarın bağırışıyla etraflarını adamları sarmıştı. Zijan şimdi onlarca et duvarın arkasında, kendisine bakan adamı zorlukla görüyordu. Kaşları yavaş yavaş çatıldı. Bu adam, Şirzadi aşiretinin kan davalı olduğu aşiretin ağasıydı. Bu adam Xandıran aşiretinin oğlu Botan. Kadın bu adamı tanıyordu. Titrediğini hissetti. Adam ona yaklaştıkça titremesi büyüyordu. Gördüğü şeyler kısıtlanıyordu. İki tarafın birbirlerine doğrulttuğu silahları gördü. O silahlardan biri bir an bile inmedi. Bir taraf ağalarını. Bir taraf hanım ağalarını koruyordu. Bu karşılaşma dakikalar içinde Şırnağa yayılmaya başlamıştı.

Botan ağa o kadar yaklaşmıştı ki , kadın artık onu çok net görüyordu. Araların da artık sadece Diyar vardı. Avlu o kadar sessizleşmişti ki, Zijan kendisine gelen adamın nefes alışını duyuyordu.

"Bu nedir hanım ağa?" Zijan adamın kolunu uzattığı yere baktı. Kardeşi hala yerde onlara şaşkınlıkla bakıyordu. Kardeşi bu adamı tanımıyordu ama ondan korktuğu apaçık belli oluyordu. "Son zamanlar da adın her yerde hanım ağa." Kadının kaşları çatıldı. Başını kardeşinden çevirip adama baktı. Neden gelmişti zaten bu adam. Derdi neydi? Üstelik ne saçmalıyordu. Sinirle aldığı nefes onu kendine getirdi. Titremesi geçmişti. Ve anlaşılan bu adam biraz eğlenmek istiyordu.

"Bu ziyaretinizi neye borçluyuz ağa?" Zijanın sakin tonu herkesi yatıştırdı. Diyar kadının önünden çekildi ve onun yanına geçti. Botan ağa birkaç adımla kadına daha fazla yaklaştı. Onu süzdü. Dedikleri kadar güzel bir kadın olduğunu düşündü. Ve gaddar. Yüzünde haftalardır gülmediğini belli eden çizgiler vardı. Yaşama sevinci kalmamış, gözlerinde bir parıltı bile yoktu. Bu kadın resmen yaşayan bir ölüydü.

"Yaptıkların dilden dile dolanıyor." Kadın umursamaz bir tavırla güldü.

"Peki bana yapılanlar dilden dile dolanıyor mu?" dedi öfkeyle. Kimse ona yapılan ihanetleri konuşmuyordu. Neden? Üstünden yıllar geçtiği için mi? Neden herkes şimdi onun yaptığı şeyler için ona canavar diyordu.? Onlar istedi böyle olmasını üstelik. Kendisi istememişti böyle bir insana dönüşmek. Bir canavara, merhametsiz bir insana dönüşmek istemedi. Hepsini onlar yaptı. Onlar attı onu bu pisliğe. Ne sandılar sadece Zijan mı kirlenecek. Onu bu pisliğe atanlar hiç ellerine bakmadılar.

"Biliniyor, onlarda. Ama senin yaptıkların bitmiyor. "Dudaklarını kıvırdı kadın. Umursamadı. Başını kardeşine çevirdi. Bakışları nefret doluydu. Şu an sadece kardeşini orada öldürmek istiyordu. Bu istekle dolmuştu içi. Herkes kaçarken onu da elinden kaçırmadan her şeyi bitirmek istedi.

"Buraya , bana olan merakın için gelmedin. Değil mi ağam?" Botan ağa güldü. Dedikleri kadar da zekiydi bu kadın. "Uzun konuşacaksan otur ağa. Düşman değiliz nasılsa." Adam bakışlarını ondan ayırmadı. Kadın ona getirilen sandalyeye otururken bile, ağa kadının attığı her adımla onu takip etti. Kendinden çok emindi. Ayakları yere sert basıyordu. Sıkıntıyla nefes aldı. Zorlanacaktı. Karşısın da bir aptal yoktu. Ya da özgüvensiz bir zavallı.

Zijan Hanım (Güçlü Kadınlar S. 1) ..TAMAMLANDI..Where stories live. Discover now