56 - Cemal Süreya'yı bilir misin?

154 30 24
                                    

Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Ne zaman onu görsem şaşırıyordum orada olanın o olduğunu bile bile. Hani korku filmlerinde terk edilmiş bir evin koridorunda korkak nefesini duyabildiğimiz karakter yürürken az sonra ani bir gürültü olacağını ve karakterin öleceğini bildiğimiz halde, yine de sıçrarız ya yerimizde, işte öyleydi Tuna'yı her görüşüm. Sanırım benim için bu odanın sahibi hep Balkan olacaktı.

Şaşırdı beni gördüğüne.

- Hayırdır Vera?

Teklifsiz oturdum.

- İyi misin?

Sorumu tekrar etti.

- İyi miyim?

Neden şaşırıyordu ki ona bunu sormama.

- İyiyim. Dedi kararlı bir sesle. Sen iyi misin?

Kafamı iki yana salladım.

- Değilim... Özür dilerim.

- Neden?

- Harun Bey konusundan... Çözümün için fazla... Sert davrandım. Sonra kaza oldu, Balkan... Her şey işte... Hepsi için özür dilerim.

Gülümsedi.

Kabul ettim mi diyordu şimdi?

- Çözümümü beğenmediğini ve biraz da fırsatçı bulduğunu biliyorum. Ama Vera... Gerçekten sadece seni korumak için söylemiştim öyle. Balkan'la iyi değildiniz zaten onu karıştıramazdım. Sevgilisi var yaklaşma desem... Dinleyecek bir adam değildi, ancak tanıdığı, sürekli çevrende olan birisi olduğunda kendini frenler diye düşünerek benim sevgilim olduğunu söyledim. Çocukça bir fırsatçılık değildi bu...

Kafamla onayladım sözlerini.

- Onun için özür diliyorum ya zaten... Offf Tuna eskisi gibi olamaz mıyız?

Gözlerinden bir parıltı geçti sanki. Bunu görmek beni rahatsız etti istemsizce.

- Nasıl eskisi gibi? Ne kadar eskiden bahsediyoruz?

Güldüm.

- Arkadaş olduğumuz zamanlar... Bana geldiğin, birlikte sinemaya gittiğimiz zamanlardaki gibi...

Yüzü ciddileşti. Derin bir nefes çekti içine. Söyleyeceklerinin hoşuma gitmeyeceğini daha söylemeden anladım.

- Vera... Üzgünüm...

Odaya girerken reddedileceğim aklıma gelmemişti. Tatlıya bağlamak kolay olur gibi gelmişti. Konuşmaya devam etti.

- Üzgünüm bunu söylediğim için ama... Biz hiçbir zaman arkadaş olmadık Vera... Sen evliyken ve ben boşanmak üzereyken de, buraya yönetici olarak geldikten sonra da biz... Hiç arkadaş değildik. Ben bu kadar beğendiği bir kadınla arkadaş olabilecek bir insan değilim. Seni isterken, seni arzularken sana arkadaşınmışım gibi davranamazdım. Belki sen buna arkadaşlık diyerek görmezden gelmeyi seçtin, ben de içimde tutamayacağımı bildiğim yere kadar ayak uydurdum. Bunun bir yerde bana yetmeyeceğini biliyordum.

Sırtım kamburlaştı. Arkadaş olmayı özlüyordum. Onun yanında rahat hareket edebildiğim zamanları...

Şimdi sanki ikimiz de hep diken üzerindeydik.

- Ne olacak böyle peki?...

Güldü.

- İkimiz de yetişkin olduğumuza göre açık konuşacağım müsadenle... Dedi onay bekledi.

Kafamla onaylarken

- Lütfen, dedim.

- Ben... Uzak...

Vera [TAMAMLANDI]حيث تعيش القصص. اكتشف الآن