Elimdeki çoğunlukla aburcubur olan poşetler ile marketten çıkıp eve doğru ilerledim. Keşke araba ile gitseydim diye düşündüm çünkü artık kolumu hissetmiyorum.
Kendi kendime yolun ortasında ağıt yakarken karşımda siyah ve oldukça lüks bir araba durdu.
Umursamadan arkamı dönüp gidecekken birinin bana seslenmesi ile arkamı dönmek zorunda kaldım. O tarafa baktığımda o siyahlı arabadan inmiş 3 takım elbiseli adam ve aralarında (sanırım patronları olan) bir başka adam gördüm.
Bana mı seslendiler diye emin olmak için etrafıma göz gezdirdim. Sokakta sadece biz vardık.
Emin olduktan sonra tekrar onlara döndüm. Bana doğru yaklaşmaya başladıklarında korkmadım değil ama kaçamazdım da. Sonuçta beni kaçıracak olsalar seslenmezlerdi değil mi?
Yanıma geldiklerinde dik bakışlar ile onlara bakmayı sürdürdüm.
"Buyur kardeşim, ne istiyorsun?"
Kısa bir kahkaha attı. Biraz yakınlaşarak yüzüme doğru fısıldadı.
"Seni"
Hemen ondan uzaklaşarak kaşlarımı çattım.
"Höst ulan, zevzek zevzek konuşup benim asabımı bozma amca"
Alayla gülümsedi.
"Amca mı? O kadar yaşlı değilim bence"
Gözlerimi devirdim.
"Ya kardeşim uzatma, ne diyeceksen de sonra da git işine"
Sırıtarak yüzüme bakmaya devam etti. Yüzümde ne varda bakıyor bu bana sürekli, acaba markette yediğim çikolata falan mı kadı yüzümde?
Konuşmadığında daha fazla böyle durmak istemediğim için yine ve yine arkamı döndüm ve yine durdurulmak zorunda kaldım.
"Eliza"
İsmimi duymam ile kaşlarımı çatarak ona doğru döndüm.
"Sen benim ismimi nerden biliyorsun?"
Yavaş adımlar ile bana doğru yaklaştı.
"Benim dediklerimi iyi dinle Eliza, ve babana da ilet bunları"
Artık bu iş çığrından çıkmıştı. Önce önümü kesti şimdi babamı araya karıştırıyor. Ama en önemlisi ise babamı nerden tanıyordu bu adam?
"KİMSİN SEN, ARABAYLA ÖNÜMÜ KESİP SAÇMA SAÇMA KONUŞAMAZSIN, NE YAPMAYA ÇALIŞIYORSUN VE NERDEN TANIYORSUN BABAMI?!?!"
Bağırmam ile tekrar güldü. Gülünce maymuna benziyordu adam.
"Tı tı tı senin gibi tatlı kızlar bağırmamalı"
Bir yumruk atsam ne olurdu en fazla? Yanında duran üç adam ile sanırım ölürdüm.
"Uzatma"
Tıslamam ile sonunda ciddi bir hâl aldı suratı.
"Babana bu dediklerimi bir bir ilet Eliza"
Yanıma yaklaşarak kulağıma fısıldadı, kelimeleri ise buz kesmemi sağladı.
"Artık kartları açık oynama vakti geldiğine göre ne uğruna olursa olsun hiç çekinmeyeceğimi bil Çağlar, benim kaybedecek birşeyim kalmadı."
O geri çekildi ama ben dedikleri ile donup kaldım. Ne demeye çalışıyordu bu adam?
"Bu ne demek oluyor?"
Fısıltılı sesimi ben bile zor duymuştum. Sanırım o duydu ama cevap vermeden arkasını döndü. Sinirle bağırdım bu sefer.
"HEY, CEVAP VERSENE? SANA DİYORUM!?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ortağım Bir Mafya
ChickLitKendi şirketine çalışmaya giden Eliza, başına neler geleceğinden habersiz bir şekilde yeni ortakları ile tanışır. ------------------------ Ona çıkışım üzerine beni araba ile arasına aldı. "Sabrımı zorlama küçük hanım" Sesi çok ürpertici bir şekilde...